İbrahim ZENCİRCİ
Kurşunlu Essahtan Günületti!
Ben dediydim demeyi pek sevmem ama 25 Kasım 2010 tarihinde yine bu sayfalarda yazmıştım,
“Kurşunlu Yıllardır kıskandırıyor” diye. Yani, ben iki ay önce “didiydim.”
Geçtiğimiz hafta Kurşunlu Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığından, nazik davet aldım.
Kurşunlu Kaymakamlığı ve Kurşunlu Belediye Başkanlığı öncülüğünde, 22 Ocak 2011 tarihinde “KURŞUNLU GELECEĞİNİ PLANLIYOR” başlıklı bir toplantı tertip etmişler. Kurşunlu, Çankırı çağırır da ben bu davete koşa koşa gitmem mi? Aksi mümkün mü?
MESEL
İki kaktım bir hopladım bu sefer sekiz yüz kilometreyi bir çırpıda atladım geçtim öte geçeye. Vara varmışım Karacaviran’a.
Baktım büyük bir kalabalık, öte geçeli, beri geçeli herkes toplanmış.
- Nereye böyle efendi ağalar, dedim.
- Karacaviran iken Kurşunlu olduk, gelecekte ne olacağız onu konuşmak, planlamak için toplandık, dediler.
Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek, soğuk sular içerek ve Meküren’in taşlı, çamurlu yollarında sekerek, katıldım ben de aralarına!
Pireye vurdum palanı yedi yerinden çektim kolanı...
Tozu dumana kattım vardım gittim Karacaviranlı Essa’nın hanına, oradan bir at aldım dorudur diye, o at anlıma depti "geri dur" diye...
Hatıp’ın Camisinin minaresini belime soktum borudur diye…
Erenler tepesine attılar beni delidür diye…
O yalan bu yalan fili yuttu bir yılan; Bu da mı yalan?
Çocukluğumuzda bize böle masallar anlatan rahmetli babaannem, dedi ki; bu onun eski huyudur…
Bereket inandılar, şimdilik beni saldılar.
VARLAR VE YOKLAR
Bu masal girizgahından sonra; Kurşunlu Geleceğini Planlarken neler mi konuşuldu?
Kaymakamında, belediye başkanında, Kurşunlular'da, katılımcılarda heyecan vardı, umut vardı.
Geleceğe dönük planlar, projeler vardı. En önemlisi Türkiye sınırlarını aşan ve de hayal olmayan gerçek yatırımlar vardı.
Ne mi yoktu?
İlbay paşa yoktu. İndağı’nda yan yattı çamura battı olan 4.7 milyon liralık yola birileri çam dikmiş, o çamı diken vatan hainini arıyormuş.
Yapıldıktan sonra 20 günde göçen Germece Köprüsü sorumlusunu bulacakmış.
Lojman ve makamda beslediği kuşları yemliyormuş, o nedenle teşrif edememişler. Dalkavukları böyle söyledi. Ben onların yalancısıyım.
Üniversite rektörünün varlığı ile yokluğu hiç belli değildi.
“Çat burada, çat kapı ardında” misali.
Rektör bey, Kurşunlu’ya ne tür katkı yapacağını söylemedi veya hazırlığı yoktu. Ama kişisel kompleksini toplantı gündemine taşıdı. Salonda bulunan “çürük ve özürlülerle” olan kişisel sorunlarından, ıkınarak, sıkınarak, zorlanarak sözetti.
Çok konuşan Sosyal Bilimci, bolca kendi reklamını yaptı, planlı çalıştığından bahsetti, ama fizik bölümünde 20 öğretim üyesi varken neden öğrenci olmadığını es geçti. Ve de bolca öğretim üyesi olup, öğrencisi olmayan bir üniversiteni rektörü olarak tarihe geçti.
Kurşunlu’nun has evladı rektör yardımcısı da amirinden korktuğundan olsa gerek, ağzını açmadı. Ezik gibiydi, eğreti duruyordu, nedense.
“Kurşunlu Geleceğini Planlıyor” projesinin asıl sahipleri olan Kurşunlu’nun dinamik, çalışkan ve üretken gençleri de yoktu. Veya söz verilmedi.
SON SÖZ
Çankırı merkezdeki hantal ve kifayetsiz bürokrasinin Kurşunlu’yu ve bölgeyi taşıyamayacağını, ömrümüz olursa beş-on sene sonra hep beraber göreceğiz.
“Çankırı Taşyakası'nı taşıyamıyor” Gün gelir ben “didiydim” derim.