Vedat BEKİ
Tarikatların gölgesinde yaşayan Çankırı!
Havaların giderek soğuduğu, ısının geceleri eksi 10'larda dolaştığı Ankara'dan Çankırı'yı ve Çankırı gündemini yakalamanın zorluğu ortadayken, üstüne üstlük her türlü hakarete maruz kalmanın hangi akıl ve mantıkla bu işe devam ettiğimi, bırakın karşımdaki insanlara, kendime anlatmakta dahi zorlandığımın farkındayım.
"Söylenen lafa değil, söyleyene bakarım" düşüncesinden yola çıktığımda, hakaret boyutlarını aşan, mantık silsilesinden uzak cümleleri kuranların özellikle de "öğretmen" kimliği taşıyor olması, yaşadığım sıkıntıyı daha da artırmakta...
Olayların merkezindeki ismin halen İl Milli Eğitim Müdürlüğü koltuğunda oturmakta olan Cemal Akbıyık ve onun oluşturduğu kadronun olduğunu nasıl haykırsam da, şu lise ya da bu lisede cereyan eden olayları ya da o okullarda idareci olan okul müdürlerinin aslında benim kapsama alanım içerisinde bulunmadığını ortaya koyabilsem!
Hatta hatta mevcut İl Milli Eğitim Müdürü Akbıyık öncesi aynı makamda oturan ve halen Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında görevli olan Durmuş Özdemir ve Sami Zeybek'e kadar uzanan "olumsuz icraatler" zincirinin günümüzde cereyan eden yenilmez - yutulmaz olayların sorumlularını ortaya çıkarma gayretimi ah bir anlatabilsem!
Eğitim kalitesini artırma yolunda ter akıttıklarını ifade eden, ancak bırakınız eğitimin kalitesinin yükselmesini, her geçen gün daha da kötüleşen ve gençlerimizin geleceğini hangi karanlıklara hızla sürüklendiğinin farkında olmayan "zihniyetin" pervasızlığını ve yürüdüğü yoldaki inadını kırma hamlelerine örnek teşkil edecek olayları sergilediğimi haykırabilsem!
Aslında bu dediklerimi sırasıyla yapıyorum! Ancak nedendir bilinmez, "öğretmen" ve "öğrenci" kimliği ile karşımda süreklil olarak aynı zevatı buluyorum!
Hem de kamuoyuna duyurduğum her bir haberde sayıları daha da çoğalarak ve hakaretleri daha da ileri boyutlara taşıyan bir güruh!
Peki, hiç sağduyulu, yaşanılan olayların detaylarını ve gidilen yolu benden daha ileride, benden daha geniş perspektifte yaşayan, bilen, gören "öğretmenler" yok mudur Çankırı'da!
Bugünkü duruma baktığımda, bundan bir yıl öncesinin kıymetini bilmek lazımmış!
Nevzat Ayaz Anadolu Öğretmen Lisesinde yaşanılan olayları gündeme getirdiğimde, çok daha sağduyulu yorumlar almıştım öğretmen camiasından...
Yoksa...
Çankırı'dan tayin olup giden öğretmenler miydi o akıl sahipleri...
Böylesi bir durumu düşünmek dahi istemiyorum. Ama hislerim beni yanıltmıyorsa, Çankırı'dan eğitim - öğretim yılı öncesinde tayin isteyerek ayrılan öğretmenler, Merkez'de var olan arızalı "düzen"e ayak uyduramayanlar ve karşı duranlar olsa gerek!
Yaşadığım son olay bunun en açık göstergesi... Aksi olsaydı, geçen hafta kopartılan fırtınada yapılan saçma sapan yorumların sayısı bu derece fazla olamazdı!
"Fen Liseli öğrenciler alkol duvarını aştı" başlıklı haberin aynı anda kaç tane kuşu düşürdüğünü gözlemlememiz açısından düşündüğümde, yaptığım bu son tespit, bence hepsinden önemli...
Çankırı giderek "tarikatlar kenti" oluyor... Galiba bu süreç büyük bir oranda tamamlandı...
Ya da tamamlanma aşamasında...
Ama ne yazık ki benim haberim yeni oldu!
Ve bir kez daha öğrendim ki, "yaşamadan öğrenmek" imkansız!
* * *
Karatekin Üniversitesi Rektörü sosyal bilimci (!) Prof. Dr. Ali İbrahim Savaş ve yakın çevresi giderek Sözcü18'e karşı çirkinleşmeye başladı...
Özellikle Rektör Savaş'ın Kurşunlu'da kürsüde "İçimizde eğitim zayiatı ve hormonal dengeleri hasarlı olanlar var, ben çürük düşünceli insanlarla muhatap olmam! Herkesle de görüşmem" (!) derken salonda bulunan ben ve İbrahim Zencirci bu durumu üzerimize hiç mi hiç almadık!
Almalı mıydık yoksa!
Ancak, geçtiğimiz günlerde Atkaracalar Belediye Başkanı Rifat Altuntop ve Atkaracalar Kaymakamı Mehmet Şerif Olçaş ve beraberindekilerin Rektör Savaş'ı ziyaretlerinde, ne Sözcü18 adına orada bir kişi var ne de ben varım! Böylesi bir ortamda bile (anlayacağınız kel alaka bir durumda) Rektör Savaş ve Rektör Yardımcısı Ahmet Yartaşı'nın şahsımı hedef alan sözleri olsa olsa "çocukça" davranıştan öte adlandırılamaz!
Böylesi çocukça davranışlara sahip Rektör Savaş ve Rektör Yardımcısı Yartaşı'nın da sahip oldukları kapasiteyi (!) daha doğrusu hiç mi hiç sahip olamayacaklarını açık ve net olarak ortaya koymuştur.
Ve bu durumda söylenecek tek söz kalmıştır...
Oturduğunuz koltuklardan bir an önce ayrılmanız gerekir... Hem kendiniz adına, hem de Çankırı'nın ali menfaatleri adına...
Şimdilik bu kadar diyerek, sıcak ve sağlıklı günler diliyorum.