Vedat BEKİ
Sözcü18 yeni bir yaş daha aldı...
Geride kalan yılların 'nasıl da akıp geçtiğine' dem vuracak halim yok... Yaşadığım hayat öyle sanıldığı gibi hiç de 'kolay' geçmedi... Kendimi bildim bileli 'çalışma'nın içerisinde buldum kendimi... 8 yaşındayken iki 'kardeş sorumluluğu' ile başlayan süreç; 10 yaşındayken babamın kısa süre de olsa çalıştırdığı 'kahvehane'yi ocakçı Recep Abi'nin evine kadar giderek kendisini yatağından kaldırıp 25 kuruşa çay satmanın gayretine düşmekle devam etti... Sonrasında tablada simit satmak, bayramlarda 'işporta' olarak isimlendirilen yöntemle Bursa/Kapalı Çarşı girişinde 'mendil' satmak benim için aile bütçesine katkı sağlama adına 'gocunmadan' yapabildiğim sıradan işlerdi...
70'li yıllarda okul/iş birlikte yürüdü... Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezuniyet sonrasında hayat mücadelesine giriş ve 80'li yıllarda meslekte pişme dönemi ile 90'lı yıllarda girişimcilik ruhu ile yayıncılık-radyoculuk mücadelesi takip etti... O yıllar gerçekten 'yorucuydu'... Ve arkasından 2002'den bu yana geçen AKP'li ve de 'Çankırılı' yıllar...
Aslında kader ağlarını 91 yılında yayınına başladığım Keçiören Haber gazetesiyle örmeye başlamış da 'benim haberim' yokmuş! Gazetenin 'basım' işini İskitler'de yaptırdığım matbaanın 'sorumlu müdürü'nün Çankırılı olması ile Sözcü18'in Çankırı ile buluşmasının 'çıkış noktası'dır...
Aradan geçen yıllar sonrasında Ankara'da 'Çankırılılar Derneği'nin çıkartmayı düşündüğü 'aylık gazete'yi (Çankırı'nın Sesi) hayata geçirme projesinde görev almam ve yardımsever-dost iş insanı Selahattin Düzbasan ile tanışmam...
'Karatekin' isimli kültürel dergiyi önüme koyup "Patron şu dergiye bir el atsan!" teklifiyle benim "Ben böyle bir dergiyi çıkartacak arşive ve birikime sahip değilim! Sen dergi istiyorsan sana 'kendi yapabileceğim' bir dergiyi hazırlayayım, beğenirsen basarız" dediğim ve yaklaşık 20 gün gibi kısa zamanda hazırlayıp masasına 'Çankırı' (aylık) dergisini koyduğum 2004 yılından sonraki süreci birçoğunuz benden daha iyi biliyorsunuz...
Dergi sonrası haftalık ve de ücretsiz olarak dağıtılan 'Çankırı Postası' gazetesi... Gazetenin yayın politikası nedeniyle 'ilan' bulamaması ve 'dijital yayın'a yine aynı isimle geçmesi... 'Çankırı Postası' ismini bugünkü 'sözde sahibi'ne (!) parasını cebimden vererek aldırmama karşın, 'hak sahibi'nin kendisi olduğu iddiası ve birçok habere aklınca işi yavaşlatarak 'sansürlemesi'ne tepki olarak yeni bir arayışa girmem...
Kısa sürede 'dijital yayıncılıkla' ilgili 'öğrenme' sürecini tamamlayarak www.sozcu18.com'u sizlerle buluşturma...
Tarihi tam hatırlayamıyorum; Dijital kayıtlar da önüme net bir tarih sunmuyor... Lakin 2009 yılının Haziran-Temmuz'u gibi yayına girdiğimizi hatırlıyorum... Ancak buna karşın ben nedendir bilinmez Sözcü18'in doğum gününü sürekli olarak '9 Aralık' olarak kutluyorum...
Bugün 10 Aralık 2022... Anlayacağınız 13 yıl geride kaldı 14'ümüze girmiş bulunuyoruz...
'Ah'ları 'vah'ları dile getirmeyecek, üzerime kurulan 'kumpaslar'ı yad etmeden, şahsıma yaşatılan hayatımın en kötü 120 gününden 'tek bir kelime' dahi etmeden; Yeni yaşımızın, başta Çankırı'ya, Çankırı insanına ve tabii ki şahsıma da 'sağlık-huzur-bereket' getirmesini diliyor, bugüne kadar gerek Sözcü18 ile gerek şahsım ile dostluk bağı kurmayı denemiş ve bu 'çatı'nın ortaya koyduğu ortak 'hedefler' doğrultusunda bizlere maddi-manevi destek olmuş ve halen bu desteği sürdürme gayretindeki Çankırı'nın değerli insanlarına en derin minnet duygularımı sunuyorum.
Sözcü18, sahip olduğu 'gazetecilik' ilkeleri doğrultusunda Çankırı'nın 'sözcü'sü olmaya 'dün' olduğu gibi 'yarın' da devam edecektir...
Hep birlikte nice yıllara...