Ömer Lütfi KANBUROĞLU
Seçimde saha çalışmaları
Milliyetçi Hareket Partisi Ankara 1.Bölge milletvekili aday adayı olarak katıldığım seçim çalışmaları çok hareketli geçiyor. Ankara’nın bütün ilçelerinde MHP milletvekilleri ile birlikte yaptığımız saha çalışmaları çok ciddi sonuçlar ortaya koyuyor.
Şu ana kadar bu bölgelerde kapılarını çalıp, derdiğini dinlediğimiz yirmi bine yakın vatandaş ile ilgili ilginç bir tespitimi size aktarmak istiyorum.
Kapısını çaldığımız bu vatandaşlarımızdan bir tek Allahın kulu çıkıp da “ben AKP’ye oy vereceğim” demedi. İçlerinde bize teşekkür edip CHP’ye, HAS Parti’ye, BBP’ye ve Saadet Partisi’ne oy vereceğini söyleyen seçmenler çıktı; ama AKP’ye oy vereceğini söyleyen bir tek vatandaşımızla karşılaşmadım.
İktidar partisine bakarsak %50 ile tek başına hükümet hayalleri kuruyor; ama vatandaşa sorarsak böyle bir şey yok.
Kapısını çaldığımız insanların büyük bir kısmı “bizi bunlardan kurtarın” diye elimize sarılıyor, “sizin için ne yapabiliriz” diye soruyor.
Haymana’da elini öptüğümüz 105 yaşındaki Arif dedenin bizi oturtup, zorla çay ısmarlayarak anlattıkları ibret verici:
“Savaş yıllarında o kadar çok sıkıntı çektik ki kara arpa vardı, siz bilmezsiniz. Onu kavurup yerdik, öyle karnımızı doyururduk. Çok büyük yoksulluk içindeydik, hiç kimse okuma yazma bilmezdi sadece Ermeniler okuma bilir, bize bir mektup gelirse onlara götürür okuturduk. Mektubumuzu okuma karşılığında tarlalarını sürmemizi, hanımımızı tarlalarına yollayıp tırmık, çapa yaptırmamızı isterlerdi. En sonunda Atatürk harf inkılâbını yapıp alfabeyi herkesin öğrenmesini şart koşunca bu Ermeniler başlarına sarık takıp, ellerine tespih alarak kapı kapı dolaşıp “bu harflerin gâvur icadı olduğu, kimsenin bunları öğrenmemesi gerektiğini” söyleyerek halkı kandırmaya başladılar.
Ben çok yıllar yaşadım, sağcısını da gördüm solcusunu da gördüm hiç bu kadar rezalet yaşamadım.”
Arif amca yaşının verdiği tecrübe ve bilgi birikimi ile bize başka şeyler de söyledi ama artık ben 105 yaşına gelmiş adamcağızı hiç utanmadan içeri atarlar diye bunları yazmayacağım.
Doğrusunu isterseniz sahaya çıkıp vatandaşlarla teker teker konuşmadan önce benim düşüncem de AKP’nin tek başına iktidara gelecek bir oy yüzdesine sahip olduğu şeklindeydi ama bir haftadır dağ tepe, kapı kapı dolaşarak seçmenlerle yüzyüze yaptığım görüşmelerde edindiğim izlenim hiç de böyle bir şey olmadığı.
İktidar partisi “bizim zaten %40 oyumuz var bunu %50 ye çıkarmak istiyoruz” dezenformasyonu ile seçmen üzerinde psikolojik baskı yaratmak düşüncesinde. Kendilerine bu yolda başarılar diliyorum. Sebebini yazmayacağım ama bu yöntemle olmayan hayali oylarını artırmak yerine, var olan oylarını düşürüyorlar.
Vatandaşların CHP, MHP, BBP, HAS Parti, Saadet Partisi gibi partilere oy vereceğini rahatlıkla ifade ederken “AKP’ye oy vereceğim” diyen bir kişinin bile çıkmamasını nasıl açıklayabiliriz?
Herkesin bir günde AKP’den sıtkı mı sıyrıldı?
Böyle bir şey olmayacağına göre bunun tek açıklaması vatandaşın AKP’den artık utandığı şeklindedir.
Evet, AKP’ye oy verenler artık bunu göğsünü gererek söyleyemiyor.
Vatandaş son yıllarda yapılanların “sorumluğunu” AKP yöneticileri ile paylaşmak istemiyor.
Ne olur ne olmaz telaşı sarmış insanları.
Şüphe duyuyor, bir yerde patlar korkusu ile bulaşmak istemiyor.
O da biliyor dünya kimseye kalmıyor;
Sultan Süleyman’a bile…