Sarısülük ailesi konuştu: Nefesimizi kestiler
Oğlunun katili Şahbaz’ın tahliyesiyle acılarının tazelendiğini söyledi.
Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ'ın haberine göre; Oğlu Ethem Sarısülük’ü vurarak öldüren polis Ahmet Şahbaz’ın tahliye edilmesi, Anne Sayfı Sarısülük’i ikinci kez yıktı. Sayfı Ana, tahliye kararına, “O içeri girdi ben nefes aldım, şimde nefesimi kestiler, yaramı tekrar tazediler. Beni can evimden yaktılar” sözleriyle tepki gösterdi. Şahbaz’ın içerde olduğu sırada bu pazar Çorum’a oğlunun mezarını ziyaret etme kararı aldığını söyleyen anne Sarısülük, “En azından ben oğluma gittiğimde katilin içeride yatıyor diyecektim. Ben şimdi ne anlatacağım? Oğluma gidecektim, gidemiyorum. Yollarımı kapattılar” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı sorumlu tutan Sayfı Sarısülük, “Katili geri içeri alsın. Ben bir nefes alayım” ifadesini kullandı.
YEĞEN ETHEM...
Sayfı Ana’nın Batıkent’teki evindeyiz. Evde bizi Sayfı Ana ile birlikte “Ethem” karşıladı... Öğrendik ki Ethem’in ablasının 5 ay önce doğan oğluna kardeşinin hatırası olarak Ethem adı verilmiş... Sayfı Sarısülük, şimdi bir yandan oğlunun katilinin gereken cezasını alması için adalet mücadelesi verirken, diğer yandan torunu Ethem’i büyütüyor.
İÇERİ GİRDİ NEFES ALDIM
Sayfı Ana’yla tahliyeyi konuştuk:
- Yargıtay’ın bozma ve nakil kararından sonra tahliye beklediğimiz bir kararmıydı?
Bunu hiç beklemiyordum. O içeri girdi ben nefes aldım. Benim şimdi yaramı tekrar tazediler. Şimdi nefesimi kestiler. Beni can evimden yaktılar. Neden böyle yaptı Tayyip? Benim oğlu şimdi güneşin altında yatıyor. Bu katil gezecek. Zaten içeride besliyorlardı.
Ben çok istedim ziyaretine gideyim diye. Ama benim oğullarım salmadı. Ben oğluma ne anlatacağım şimdi? Söyleyin bana.
TV’DEN DUYDUM...
TV’den duydum... - Tahliyeyi nasıl duydunuz? Dün (önceki gün) beni çocuklarım bile aramadı. Çocuklarım, “Ben anneme ne diyeceğim şimdi” demişler. Televizyon açtım, oradan duydum tahliyeyi. Beni can evimden vurdular.
- Çok zor bir an olmalı?
Dünyam yıkıldı. Şimdi başka gençler gibi ben de yavrumun ekmeğini yiyecektim. Alicanım söyle kurban olduğum. Sen de evlat yetiştiriyorsun. Her kapı çaldığında ben oğlumun gelmesini bekliyorum. Ben iki ay yavrumun yanında kaldım. Mezarının başında konuştum, dertleştim. Köy benim neyimeydi. Ben yavrum için gittim. O orada yalnız. Anne diyen yok.
- Davanın Ankara’dan Aksaray’a taşınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burada kalabalık buldular. Orada arkadaşları yok. Sessizlik içinde katili dışarı çıkartacaklardı. Ama burası erken davrandı, çıkardılar. Ben bu dünyada olduktan sonra sessiz kalmam. Evdeyim, sesimi duyur. O da evlat acısı nedir bilsin?
- İki yıl önceki görüşmemize göre daha güçlü görünüyorsunuz...
Yavrum yıkılmamı istemezdi ki. Asla gözyaşımı görmezdi. Ağlama derdi. Şimdi çocuklarıma da göstermem. Ben çocuklarım için ayaktayım. Akşam oğullarım geldi boynuma sarıldı. Ben katile gözyaşımı göstermeyeceğim. Yıkılmayacağım. Ben bunu başta dedim. Yıkılmayacağım, ayakta kalacağım. Katilden öcümü alacağım.
- Ahmet Şahbaz, ilk anda kapınızı çalıp af dilemeye gelse tavrınız ne olur? Hiç düşündünüz mü?
Kapıma gelmişe hiçbir şey yapmam. Tanrı misafiri derdim. Ama şimdi ne diyeyim. Şu an resmen kapımı çalsa katil diyeceğim.
SİLAHLA TEHDİT: DAVAYI BIRAKIN
Ethem Sarısülük’ün kardeşi İkrar Sarısülük, önceki akşam kimliği belirsiz kişilerce silahla tehdit edildi. Ethem’in ağabeyi Mustafa Sarısülük, tehdit olayını şöyle anlattı:
“Kardeşim İkrar, dün akşam Batıkent’teki evimize gitmek amacıyla metrodan inip eve doğru yürürken arkasından biri yaklaşarak, ‘aklınızı başınıza alın artık bu davavı büyütmeyin sizin de sonunuz öyle olur’ diye tehditler savurmuş. Bu sırada ceketinin altından da silahını göstermiş. Daha sonra bu kişi, sokakta bekleyen arabaya binerek uzaklaşmışmış. Muhtemelen sivil polis. İri yapılı, kirli sakallı... Can güvenliğimiz kalmadı artık. Ama tehditlere sözümüz, boyun eğmeyeceğiz.. Daha önce de benzer tehditler aldık. Zaten sivil polisler tarafından baştan beri takip ediliyoruz. Akraba gibi olduk.”
TAHLİYE KARARINA İTİRAZ EDİLDİ
Sarısülük ailesinin avukatları, dün tahliye kararına Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Avukat Kazım Bayraktar, tahliyeyi “Korsan bir eylem” olarak nitelendirdi. Yargıtay’ın nakil kararı ile birlikte 6. Ağır Ceza’nın yetkisiz hale geldiğini belirten Bayraktar, “Oysa kendisi duruşma yapıp tahliye kararı veriyor. Yapılan hukuksuz bir işlemdir. Korsan bir kaçırma var. Görevi suiistimali suçu var. Heyeti, HSYK’ye şikâyet edeceğiz” dedi.