Misafir Kalem
Sandığa giderken aklınızda; Cumhuriyet’in kazanımları olmalı
Umutlarımız yeniden filizleniyor. Kaybedilmiş bir şey yok. Çıktığımız bu yolda umutlarımız ve heyecanımız çok…Asla vazgeçmedim ve vazgeçmeyeceğim. Çünkü biliyorum ki vazgeçtiğinde kaybedersin. Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ve bizler umudu yitirmemeyi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendik.
Yaşam yolculuğunu Atatürk sevgisiyle, O'nun fikirleri ve ışığı doğrultusunda belirlemiş bir Cumhuriyet çocuğu olarak, çağdaş ve evrensel değerlerle donanmış, bilim ve adaletle aydınlanmış, demokrasi ve Cumhuriyet erdemiyle taçlanmış bir Türkiye’de özgürce ve kardeşçe yaşamak umudumu yüreğimde hep yüksek tuttum.
Bu seçim; ülkemiz ve aydınlık yarınlarımız için önemli bir dönüm noktasıdır.
Bu seçim; Cumhuriyetin kurucu değerleri ve ilkelerine bağlılığımızın oylanacağı bir seçimdir.
Bu seçim; ülkemizin huzur ve güvenliği, halkımızın birlik ve beraberliği, yüce vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve ulusumuzun güvenliğinin söz konusu olduğu yaşamsal bir seçimdir.
Bu seçim aydınlık yarınlarımızın umudu çocuklarımızın geleceğe daha umutla, güvenle ve mutlulukla bakabilmeleri için kazanılması gereken bir seçimdir.
Artık hiçbir mazerete ve küskünlüğe yer yok. Oy kullanmak bir vatan görevi ve yurttaşlık sorumluluğudur. Benim bir oyum neyi değiştirir demeyin. Değişim için, aydınlık yarınlar için mutlaka sandığa giderek oyunuzu kullanın. Vatan sevgisi bugünlerde belli olur, vatanını en çok sevenler onun için düşünen, çalışan ve emek verenlerdir unutmayın..!
Ömrümün tam 40 yılını ülkemizin huzur ve güvenliğine adadım. Bu uğurda vatanımın dört bir yanında görev yaptım. Doğu Anadolu’nun karlı dağlarını da Güneydoğunun susuz ovalarını da çok iyi bilirim. 11 yılım o bölgelerde terör ile mücadele ederek geçti. Terörü de bilirim teröristi de... Ülkemizin bölünmez bütünlüğü vazgeçilmezimizdir ve bu uğurda canımı bile veririm...
Terör bir insanlık suçudur. Teröre destek verenler ve eli silahlı teröristler ülkemizin düşmanıdır. Terör kimden ve nereden gelirse gelsin suçtur ve bunu yapanlar suçludur.
Terörizm, insanların canına, malına ve özgürlüklerine kasteden bir tehdittir. Terörle mücadele, her ülkenin güvenliği, istikrarı ve vatandaşlarının yaşam hakkını koruma görevinin önemli bir parçasıdır.
Seçimler, demokratik bir süreçtir ve siyasi dilin önemi bu süreçte büyük bir rol oynamaktadır. Siyasi dilin doğru ve etkili bir şekilde kullanılması, seçmenlerle güven ve anlayış oluşturmanın yanı sıra demokratik değerlerin korunması için de önemlidir.
Terörle mücadele konusu da elbette seçim propagandasının bir parçası olabilir, ancak bu propagandanın etik, sorumlu ve toplumun güvenliğini en üst düzeyde sağlama amacıyla yapılması gerekmektedir.
Cumhurbaşkanı adaylarından Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, dürüstlüğü, örnek siyasi kişiliğiyle bende her zaman hayranlık uyandırmıştır. Ne yazık ki kendisi bu seçim sürecinde çok çirkin bir ithamlar ve iftiralarla karşı karşıya bırakılmıştır. Hiçbir delil, hiçbir kanıt olmamasına rağmen terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlanmakta, çamur at izi kalsın politikasına maruz bırakılmaktadır. Peki, Sn. Kılıçdaroğlu’nun terörle işbirliği yaptığına dair gerçek dışı bu iddiaların amacı nedir? Bu iddialar, toplumda güvensizlik yaratmak ve siyasi çıkarlar doğrultusunda manipülasyon yapmak amacı taşımaktan öteye gitmemektedir.
Hatırlatmak isterim ki 2016 yılında Sn. Kılıçdaroğlu Şavşat'tan Ardanuç'a giderken konvoyu PKK terör örgütünün saldırısına uğramıştı. Yakın korumaların da katıldığı çatışmada konvoya öncülük eden araçtaki bir jandarma şehit olmuş, iki astsubay da yaralanmıştı. Bu hain saldırıya rağmen Sn. Kılıçdaroğlu programını bozmayarak Ardanuç’a geçmiş ve burada yaptığı konuşmasında, ‘teröre teslim olmayacağız’ mesajı vermişti.
Yok; "Kılıçdaroğlu PKK’yla işbirliği yapacak", yok "Terörist Öcalan’ı serbest bırakacak" diyenlere karşı Sn. Kılıçdaroğlu; "Açık ve net söylüyorum TERÖRE KARŞIYIZ. Terör örgütleriyle kucak kucağa olanların ALLAH BİN BELASINI VERSİN!" diyerek teröre bakışını net olarak sert bir dille ifade etmiştir ve defalarca bunu yinelemiştir.
Siyasi manipülasyon ve itibar zedeleme amacı güden bu iftiralar, hiç kimseye bir şey kazandırmaz ama demokrasimize büyük yaralar açar.
Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimine sayılı günler kaldı. Cumhurbaşkanlığı makamına yakışır bir şekilde seçime gidilmelidir. Somut kanıtlara dayanmayan temelsiz suçlamalarla siyasi arenada gerilim yaratmak yerine, daha yapıcı bir diyalog ortamı oluşturulmalıdır. Demokrasimizin güçlenmesi ve terörle mücadelede başarılı olmak için toplumun birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi önemlidir.
Tunceli İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptığım 2006 yılında Pülümür-Tunceli yolunda bombalı saldırıya uğradım ve şans eseri ölümden kurtuldum. Ben bu saldırıdan sağ çıksam da hâlâ içim kan ağlar şehit düşen o gencecik polislerimize ve askerlerimize... Terör; çocuklarımızın canını aldı, ülkemizin kanını emdi, ekonomik büyümemizi engelledi, vatan toprağına nifak tohumları ekti.
Teröre kimse taviz veremez ve bugüne kadar terörle kimse sonuç alamamıştır hiçbir ülkede…
Bu seçim; ülkemizin kardeşliği ve barışı için büyük umutlar beslediğimiz bir seçimdir.
Bu seçim; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda belirlenmiş kurucu iradenin asla değiştirilemez olduğunu sandıkta bir kere daha gür bir sesle haykırma ve ilan etme seçimidir.
Bu seçim; vatanını sevenin sandığa gitmesi, oyunu kullanması, demokrasiye, sandığına ve oyuna sahip çıkması şart olan bir seçimdir…
Sandığa giderken kalbinizde Atatürk, aklınızda Cumhuriyet’in kazanımları olsun.
Yeni bir heyecan esiyor havada, inanın her şey çok daha güzel olacak..!
Osman Öztürk