Siyasette güven önemlidir. Bir vatandaş olarak, sizi idare edecek yöneticileri, yani hükümetin başını oluşturacak kişileri seçerken buna dikkat etmelisiniz: Oy atacağınız parti lideri ne kadar güvenilirdir, ne kadar güvenilmezdir?

Bir siyasetçinin ne ölçüde güvenilir olup olmadığına, o kişinin söz ve davranışlarına bakarak karar verirsiniz. Söylediklerinde ve yaptıklarında ne kadar tutarlı olduğunu takip eder ve eğer parti bağnazı değilseniz sizi yönetecek kişiye oy verir veya vermezsiniz… Olması gereken de budur…
Şimdi önümüzde bir örnek var… Ana muhalefet partisinin genel başkanı… Çiçeği burnunda bir genel başkan. Kaset skandalının ardından CHP’nin başına geçen şahıs… Üstelik “kesinlikle genel başkan adayı olmayacağım” deyip ertesi gün genel başkanlık için adaylığını açıklayan şahıs… Kemal Kılıçdaroğlu…

Bir gün önce söylediğini ertesi gün, hatta aynı gün içinde kendi kendine tekzip eden, söylediği şeyin tam aksini söyleyen şahıs…

Şimdi bunları sıralamanın anlamı yok. Herkes biliyor… Dersim konusunda, Aleviler konusunda, Kürt sorunu konusunda, şu konuda bu konuda… Gün geçmeden kıvırıp tam tersi söylem sergileyen şahıs…

Kılıçdaroğlu, daha uzun süre iktidara gelemeyeceğinin bilincinde olarak bol keseden atıyor ve vaatlerinin hangi bütçeyle yapılacağını soranlara da “merak etmeyin, benim adım Kemal” diyerek ülkenin sorunlarını bir anda çözmüş oluyor… Hadi, böylesi komediye CHP’li olmayanlar zaten karınlarını tutarak gülüyor, peki CHP’liler?

Bu iktidar gitsin de ne olursa olsun diyenler, ki CHP’liler başta geliyor, genel başkanlarının bu tür komikliklerine, sallamalarına ve kıvırmalarına aldırış etmiyor olabilirler. Kanaatimce onlar da içten içe genel başkanlarının bu tür atıp tutmalarına ve saçmalıklarına gülüyorlardır. Ama maksat Kılıçdaroğlu’nun iktidara gelmesidir, geldikten sonra neler yapıp yapmayacağı pek önemli değildir onlara göre…

Hani şimdi iktidara gelmesi hayal olmasına hayal de, diyelim ki kazara CHP iktidar oldu. Kılıçdaroğlu da başbakan… Peki, dün söylediklerini ve vaat ettiklerini iktidar olunca unutursa? Bu kez ne diyecek dersiniz? Demirel gibi “dün dündür bugün de bugün” mü diyecek? Ya da “yahu ben her şeyi yapacaktım ama bu iktidar enkaz bıraktı, bu durumda her dediğimi yerine getiremem ki” mi diyecek?

Siyaset biraz olsun ciddiyet ister. Hele ki ana muhalefet partisinin lideri iseniz, hatta iktidara talip iseniz biraz ciddi ve tutarlı olmalısınız. Size güvenen ve oy atan insanları salak yerine koymamalısınız. Hani siyasetçisiniz, atıp tutmak bir ölçüde mubahtır ama bunun da bir haddi hesabı, bir sınırı olmalıdır. Her şeyden önce de, sabah söylediğinizi akşam tekzip etmemelisiniz.

Güven önemlidir; önce güvenilir ve tutarlı olacaksınız; sonra da vatandaştan oy isteyeceksiniz.  Vatandaşı aptal yerine koyarsanız, o vatandaş size sittin sene iktidar koltuğu gösterttirmez…