Nevzat Ayaz Sosyal Bilimler Lisesi'nin evlere şenlik programı!
Çankırı Nevzat Ayaz Sosyal Bilimler Lisesi, Peripatik Tahlil Topluluğu'nun düzenlediği ve gazeteci Recep Yeter'i davet ederek, lise öğrencilerinin karşısına koyduğu etkinlik, mevcut eğitimcilerin kafa yapısını anlamamıza oldukça yardımcı oluyor...
ÇANKIRI'da MEB'e bağlı Nevzat Ayaz Sosyal Bilimler Lisesi, 11 Ekim Çarşamba günü Darul Hadis'te gerçekleştirdiği etkinliğine gazeteci Recep Yeter'i getirdi ve lisenin öğrencilerine konuşma fırsatı verdi!
Dışarıdan bakıldığında "Aaa ne güzel! Lise'nin Peripatetik Tahlil Topluluğu güzel bir etkinlik yapmış!" diyebilirsiniz... Ancak konuğu tespit eden de, Çankırı'ya getirip ağırlayan da başta okul müdürü M. Volkan Kavak olmak üzere mevcut okul yönetimi!
Okulun sosyal medya hesabı (Instagram) üzerinden yapılan paylaşımda; "SBL Peripatetik Tahlil topluluğumuzun düzenlemiş olduğu Gazeteci Yazar Sayın Recep YETER'in konuk olduğu programımızı Darul Hadiste gerçekleştik. Desteklerinden ve katkılarından dolayı İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Muammer ÖZTÜRK’e, SKS Daire Başkanı Sayın Murat Yıldırım'a, akademisyenlerimize, Saygıdeğer konuğumuza teşekkür ediyor saygılar sunuyoruz. Programımıza emek veren gönül veren Saygıdeğer Öğretmenlerimize, sonsuz kıymet verdiğimiz SBL Gençliğimize ve personelimize teşekkür ediyoruz." denildi.
Etkinliği izleyenler arasında Çankırı'nın başarılı İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Öztürk de bulunuyordu. Lakin başarılı İl Milli Eğitim Müdürü oturduğu koltukta uyuyordu!
Onlar 'teşekkürlerini' (!) sunarken bizler de yapılan etkinlikten aldığımız notları sizlerle paylaşalım...
Konuk gazeteci Recep Yeter yaptığı konuşmadaki ilginçliklere geçmeden önce bazı kareler ile 'lise öğrencileri'mizin yani evlatlarımızın düşürüldükleri durumları gözler önüne serelim:
SAYGIDAN OTURMAMIŞLAR!
Konuk gazeteci Recep Yeter konuşuyor, 'moderatör' olarak görevlendirilen iki lise öğrencisi sağlı-sollu ayakta! Program bittikten sonra öğreniyoruz ki "Konuşmacı ayakta olduğu için 'moderatör' öğrencilerimiz saygıdan dolayı kendisini ayakta (!)" dinlemişler...
'Moderatör'(ler)in görevini kaleme almayalım ancak salondaki 'moderatörler' sadece ve sadece konuşmacının cümlelerine "evet hocam... haklısınız hocam" (!) demekten başka bir iş yapmadılar! Yukarıdaki sahne aslında bizlere hiç yabancı değil! Ancak 'yabancı' olmayan sahneleri de hatırlatmanın ne yeri ne de zamanı! İşaret etmeye çalıştığımız bağlantıyı 'okuyucu' kursun...
"TECAVÜZ HABERİ SAVAŞ HABERİNDEN DAHA ETKİLİ OLUYOR ÜLKEMİZDE" (!!!)
Okul yönetiminin daveti ile lise öğrencilerinin karşısına çıkartılan gazeteci Recep Yeter konuşmasına 'kendisiyle ilgili' herhangi bir bilgi vermeden kafadan konuya 'İsrail-Filistin savaşı' üzerinden giriş yaptı. Konuşmasından derlediğimiz kısa notları sizlerle paylaşalım:
- (Gezi olaylarından bahsederek); Azınlıklar kendilerini mekanın sahibi zannetti ama öyle olmadığı gösterildi o azınlığa. (!)
- Tecavüz haberi savaş haberinden daha etkili oluyor ülkemizde. (!!!)
- Orta Doğu'yu hep kötü, kan gölü olarak lanse ediyorlar fakat tarihimiz, gönül bağımız var bu mekanlarda. (!)
- Bir şeylere sahip olmak için bedel ödemek gerekir. (!)
- Sürü psikolojisine katılmamızı istiyorlar, onlar gibi olmamızı istiyorlar. Onlar gibi olmadığımızda bizi dışlıyorlar. (!!!)
- Rüşvet veriyorlar bize. Bizi korkutuyorlar. Örneğin mülteciler her yerimizi işgal etti gibi gibi... (!)
- Gerçekleri örtüyorlar. (!)
- Hırsız, diktatör gibi lakaplar takıyorlar. (!)
- Çankırı gibi şehirlerde kapalı olanlara normal bakıyorlar ama başka şehirlerde kapalı olanları kötülüyorlar, dışlıyorlar. Bu düşünceyi de insanlara kodluyorlar. (!)
- Kuru Otlar Üstüne gibi filmleri izliyorsunuz beğeniyorsunuz ama kitap okumak daha iyi. O filmler mutluluk kaynağı gibi gelebilir ama Müslümanız ahiret hayatı için onun pişmanlığı olur. (!)
- Çok insanın hayatına dokunup duasını aldığım için mesleğime bağlıyım. (!)
- Menfaat, karşılık, beklenti için haber yapanlar var. (!)
- Cumhurbaşkanı'ndan çok insanların hayatına dokunuyorum. Toplumun zihnini şekillendirebiliyorum, kültür taşıyorum. (!)
- Askerimize kıyıyorlar... Yine Gazze... (!)
- Nureddin Topçu, Necip Fazıl okuyun. İslam'ı okuyun... (!)
HER BİR CÜMLE İÇİN YORUM YAPABİLİRİZ ANCAK ALDIĞIMIZ NOTLARDAN SADECE BİRİ İÇİN YORUM YAPMA İHTİYACI HİSSEDİYORUZ...
Gazeteci Recep Yeter diyor ki; "Tecavüz haberi savaş haberinden daha etkili oluyor ülkemizde"... Cümlenin devrikliğini bir kenara bırakalım ve soralım:
- Sizce 'tecavüz' sıradan bir 'eylem' midir? Siz ya da bir yakınınızın başına böylesi bir olay geldi mi? Sadece bugün değil, tarihsel süreçte yaşanılanlarla farklı dinlere mensup toplumlarda dahi 'insanlık suçu' olarak kabul edilmiş olan 'tecavüz'ü sıradanlaştırma, normalmiş gibi gösterme gayretinin altında ne yatıyor?
Hele hele böylesi bir söylemi 'ergenlik çağı'nı yaşayan evlatlarımızın karşısında, MEB'e bağlı bir okul etkinliğinde 'fütursuzca' (!) dile getirmenin gayesi nedir?
Sözcü18 Yazıişleri Masası olarak böylesi bir söylem karşısında, konuşmacıyı dinleyen başta okul yöneticileri olmak üzere, salonda bulunan eğitimcilerin tamamını kınıyoruz...
GAZETECİ RECEP YETER ARADI VE...
Haberimizle ilgili olarak gazeteci Recep Yeter, Genel Yayın Yönetmenimiz Vedat Beki'ye ulaştı ve öncelikli olarak 'Çankırılı' olduğunu ifade etti. Programla ilgili aldığımız konuşma notlarını 'eksikliğine' işaret ederek 'tecavüz' başlığı altında söylediklerini tekrarladı. Yeter; "Ben konuşmamda Gazze'de yaşanılan olayların ABD medyasınca 'İsrailli kadınlara tecavüz edildi' şeklinde yayılan haberlerle ilgili değerlendirmede bulundum. Bu haberlerin bölgede yaşanan savaşın önüne geçtiğine işaret ettim." dedi. Gazeteci Yeter, kendisine atfen ifade edilen cümlelerin de 'konuşma içerisinde geçtiğini ancak kendisini takip eden muhabir arkadaşın eksik notlar aldığını' da belirterek "Keşke yaptığım konuşma kayıt altına alınmış olsaydı ve sizler de bu kayıt üzerinden değerlendirmede bulunsaydınız" diyerek sitemini belirtti.
Ayrıntılar geliyor...