Vedat BEKİ
Ne kadar da cüceymişsiniz de, haberim yokmuş!
Ak Parti İl Kongresine giden yolda Merkez İlçe’ye ait 106 delegenin “açıklanmayan gerekçe” (!) ile silinmesinden bu yana geçen sürede, parti tabanında fokurdama giderek artıyor.
Delegelerin silindiği haberini Çankırı, ilk kez Sözcü18 sayfalarından öğrendi.
Hafta başından bu yana geçen süre içerisinde konuyla ilgili olarak başta bölge milletvekilleri suskunluğunu korurken, bugün İl Başkanlığında bölge koordinatör milletvekili Fehmi Küpçü nezaretinde gerçekleştirilen temayül yoklaması ile birlikte İl Başkanı Salim Çivitcioğlu gazetecilere bazı açıklamalarda bulunmuş.
Sayfalarımızda sizlere sunduğumuz “Hüseyin benim başımın tacı” başlıklı haber, Karatekin gazetesinin 2 Nisan Pazartesi tarihli nüshasında yayımlanacak. Haber metninde Salim Çivitcioğlu’na ait sözlere baktığımızda, halen İl Başkanlığı koltuğunda oturmasına karşın, 14 Nisan’da yapılacak İl Kongresi’nden “başkan” olarak çıkacağı konusunda endişeleri olduğu gayet net olarak görülüyor!
Çivitcioğlu’nu böylesi bir endişeye sevkeden ne olabilir?!
638 delegeden 106’sını silmişsiniz!
Daha doğrusu Merkez İlçe’ye ait 226 delegeden 106’sını kazımışsınız!
Benzetme ne kadar doğru olur ama Hüseyin Boz’a ait karpuzu ikiye bölmüş, yarısını çöpe atmışsınız!
Ama hala endişeniz var!
Korku belası öylesine sarmış ki vücudu; “Hüseyin benim başımın tacı” demenin ötesine geçiyor; “Ben Hüseyin kardeşimle birlikte yola devam etmek istiyorum. Hüseyin benim başımın tacı, başarılı bir kardeşim. İkinci başkanım olmasını istiyorum…” cümlelerini kurmaktan kaçınmıyor…
Çivitcioğlu bunları söylerken, Hüseyin Boz ne diyor?!
O’nun sesini bir duyabilsek!
Hoş, daha “başkan adayı” olduğunu resmi olarak dahi açıklamadı.
Ortada “resmi aday” yok ama, maaşallah İl Başkanı ve kendisini destekleyen iki milletvekili + bakan yardımcısı + belediye başkanı her türlü önlemi yekvücut almaktan çekinmiyor!
Neye karşı?!
Bilen varsa beri gelsin!
Duruma bakıyorum da; Hüseyin Boz isminin, ortaya serilen "icraatlerle" (!) her geçen gün katlanarak büyüdüğünü görüyorum.
Ve mevcut "büyüklere" bakıp da; "Aslında ne kadar da cüceymişsiniz" demekten kendimi alamıyorum...
x x x
Hatırlayacaksınız, aylar öncesinde (29 Ocak 2012) kaleme aldığım yazımda “Ak Parti İl Kongresi’nde ‘atama’ ile gelen başkan Çivitcioğlu’na ‘hizmetlerinizden dolayı teşekkür ederiz’ plaketi takdim edilir ve yeni başkan Hüseyin Boz’a ‘hayırlı olsun’ denilir…” demiştim.
Hay kalemim kırılsaydı da o yazıyı yazmasaydım!
Birileri bu yazıma fena halde bozulmuş ve kilitlenmişler…
“Çankırı meydanını uzun saçlıya mı bırakacağız! Biz neyiz ki! Var mı üç kuruşa 5 köfte” (!) minvalinden cümlelerle “hodri meydan” demişler ve sırf benim okuyucuya karşı mahcup olmam emeli ve gayretiyle oyunu bozma yönünde yazdıkları senaryoyu uygulamaya koymuşlar!
İşte bugünlerde Çankırı Ak Parti teşkilatında yaşanılan kaosun kısadan özeti bu!
Ancak yaşanılan kaosu “senaryolaştırarak” uygulayanların gözden kaçırdığı birden fazla olay var…
Bunları bu köşeden ifade ederek kendilerine bir kez daha benzer hataya düşmek istemiyorum!
Bugün için Ak Parti Çankırı İl Teşkilatı’nda ve de parti tabanında yaşanılan olaylar, siyasi hareketlilik açısından hiç de hafife alınacak cinsten değil!
Hele hele konuştuğumuz bir avuç Çankırı ise…
14 Nisan sabahına kadar aklı selim ve demokrasiye yakışan davranışlar sergilenmediği takdirde Çankırı, yaşanılacak birçok olayla beraber Türkiye’nin siyasi gündemine damgasını vurabilecek sahneleri cemi cümleye gösterebilir!
Bugün oturdukları sırça köşklerden “Meydanı uzun saçlıya mı bırakacağız?” diyerek yaşanılanları küçümseyen, kendilerini dev aynasında görenler 15 Nisan’dan sonra Çankırı ile ilgili “hesap vermek” zorunda kaldıklarında, verebilecekleri yanıtları şimdiden hazırlamaları gerektiğini bilmelerini isterim.
Neden mi?
Çankırı’yı “bildik Çankırı” modundan takip edenler, siyasi hal ve davranışlarında en az bugünkü kadar ısrarcı olduklarında bunun böyle olmadığını 14 Nisan itibari ile görecekler ve de yaşayacaklar…
Demedi deme İbrahimmm!
x x x
Çankırıspor’un Fethiye deplasmanında 4-3 gibi bol gollü bir düelloyu galibiyetle tamamlamış olması bendenizi ne kadar mutlu etti bilemezsiniz…
Zor şartlarda mucizeler yaratma özelliğine kavuşmuş bir kadro ve takımı için gecesini gündüzüne katan bir Kulüp Başkanı…
Kim ne derse desin Sevda Karaali; İcraatleriyle bu takıma gönlünü, beynini ve de en önemlisi hayatını adamış bir isimdir… O’nun da Çankırıspor’un böylesine bir galibiyetle sahadan ayrılmasından büyük mutluluk ve gurur duyduğunu tahmin edebiliyorum.
“Fark yaratmak” her daim yaratıcısına “bedel” ödettirmiştir!
“Bedel ödemeyenler” de “fark yaratmanın” hazzını bil(e)medikleri için hayata sap gelir saman giderler.
Siz siz olun sap gelip saman gidenlerden olmayın...
Bugün (1 Nisan 2012 Pazar) Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)'na girecek tüm kardeşlerime başarılar dilerim.