Yıllarca, üvendire ile dürttük, nodulladık, “dooo ha!” diye avazımız çıktığı kadar ünledik. Ancak onlar yine bildiklerini okudular. Bünelek kadar bile etkimiz olmadı üzerlerinde. Hatta içlerinde öfkelenip, toprağı tozutarak bizi süsmeye kalkışanlar oldu...

Sanki baş ağanın beygiri yelleniyor.

Efendi ağalar bu yaptığınız yanlış!

Kökü Orta Asya’ya dayanan, Selçukludan, Osmanlıdan süzülerek gelmiş, Ahilikle müesseseleşmiş bu kadim Yaran Kültürünü, köçekliğe, aptal, şapşal televizyon programlarına malzeme yapmayın, bu kadim kültürü vali, belediye başkanı misafirleri için eğlence aracına dönüştürmeyin, diye, diye dilimizde tüy bitti.

Çanlarına ot tıkamış, tekerlerine çomak sokmuştuk.

Zavallı ve de hırsız “yaren oğlanlarını” uzaktan uzağa havlattılar. Çünkü karşı karşıya gelmeye ne yürekleri vardı, ne de bi yerleri sıkıyordu.

“Yaren oğlanları” protokol karşısında gerdan kırarken, ne hikmetse, her seferinde bir başkası baş ağa oluyordu. İşi sıraya koyan baş ağalar, valiye, belediye başkanına, vekile yakın duruyor, diş kiralarını alıyor ve nemalanıyorlardı.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi devlet umuru görmüş büyüklerimizde binmiş bu soytarıların kayığına. Onlar ise ya yaptıklarının farkındalar kendi geleceklerinin derdine düşmüşler, ya da aymazlık içindeler.

Çankırı’nın gözünü budaktan esirgemeyen, güçlü kalemi, “velut” yazarı Sayın Ömer Sağlam, sağduyu ve kuşkuya düşmeyecek biçimdeki öngörüsü ile kaleme aldığı ve sosyal paylaşım sitelerinde duyurduğu, bu aymazlık, vurdumduymazlık için, sağır sultanlara bakın neler söylüyor.

"Geçenlerde Afyonkarahisar Valiliği'nde yaşanan rezaletin bir benzeri, geçtiğimiz gün Çankırı Valiliği'nde yaşanmıştır. Çankırı'da sözüm ona 'Ahilik' etkinlikleri çerçevesinde Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı'ya 'Şed' kuşatılmış ve bu merasime ait haber ve fotoğraflar 18 Eylül 2012 günü Çankırı Valiliği'nin internet sitesinde yayınlanmıştır. Her gün onlarca şehit veriliyormuş, Çankırı'da trenler çarpışıyor, katliam gibi trafik kazası oluyor ve bu kazalarda bir sürü adam ölüyormuş kimin umurunda. Çankırı Valisi ille de reklam peşinde. Hülya Avşar'ın tuz heykelini yapmaktan güç bela vazgeçirdik, bu sefer de Hayati Yazıcı'nın ŞED'ine sarıldı Sayın Vali. Türkiye'nin şu hüzünlü ortamında Çankırı Valiliği'nin yaptığından bir Çankırılı olarak son derece utandığımı belirtmek isterim.

Bu durumda bana ancak Merhum Mehmet Akif'in söylediğini söylemek düşer:

'IRZIMIZDIR ÇİĞNENEN EVLADIMIZDIR DOĞRANAN
EY SIKILMAZ, AĞLAMAZSAN BARİ GÜLMEKTEN UTAN.'"

Altına imzamı atacağım, yerden göğe kadar doğru ve haklı olan bu tespiti, bizim efendi ağalar ve devlet umuru görmüş büyüklerimiz duyar da ders alırlar mı acaba?

Hiç sanmıyorum.

Şimdilik bu zevat ve hempaları için ortalık güllük gülistanlık, nerde festival, nerde şenlik oradalar. Güvecin başından bi türlü ayrılamıyorlar.

Bu yazılanlardan sonra; "yüreğimiz yanıyor, ciğerimiz bilmem ne oldu, bilmem neremize ateş düştü" derlerse de inanmayın, iki gün sonra unutuyorlar.

Görün bakın, yine kavuk sallayacakları birisini bulur, başına fes geçirir, sırtına dondurmacı kıyafeti giydirir “Fahri Baş Ağa” ilan ederler veya yeni moda “şed” kuşatır, cübbe giydirir “usta” ilan ederler.

Şimdilik onlar için her yer kendürük.

“Gir oyna çık oyna”

Bir taş attım gitti de deydi kilisenin çanına…

Merak edene:

Kellim kellim lâ yenfâ: Konuş konuş bi faydası yok veya ne desem boş manalarına gelen deyim

Velut: sf. (l ince okunur) esk.1. Doğurgan. 2. mec. Çok eser ortaya koyan, verimli: Velut bir yazar.(TDK)