Yavuz PEHLİVANOĞLU
İyi ki Rusya'da doğmadık!
Olay Rusya'da yaşanır... Çarlık Rusya'sında...
Rusya'nın Sibirya bölgesine Çar yeni bir vali tayın eder, vali ayağının tozu ile vergilerde düzenleme yapar, alınan vergileri az bulur biraz daha zam yapar,
Fakir halk bu yeni vergileri ödemede güçlük çekmeye veya ödeyememeye başlar, vali vergisini ödeyemeyen köylünün atını katırını almaya başlar...
Atı katırı öküzü elinden alınan köylü, bu sefer tarlasını ekemez... Dolayısıyla yeni vergileri hiç ödeyemez duruma gelince bu sefer ambardaki tohumlukları ve köylünün erzaklarını almaya başlar. Erzaklar da tükenince bu seferde köylünün karısına kızına tebelleş olmaya başlayınca aralarından bir temsilci seçip valinin yaptıklarını anlatması için Çar'a şikayetçi olarak gönderirler...
Adam kış günü düşer yollara kışın ortasında çıktığı yolculuğunu artık bahar gelirken tamamlayabilir ve baharda Moskova'ya ulaşır...
Çar haftanın belli günlerinde sarayda halkın şikayetlerini dinlermiş... Adam bu şikayet gününe kadar da Moskova'da beklemiş ve Çar'ın huzuruna çıkmış...
Herkes derdini anlatmış derken sıra, Sibiryalı Rus'a gelmiş:
"Anlat bakalım senin şikayetin ne?" demiş Çar...
Rus köylü başlamış anlatmaya... Tam bir saat Sibirya valisinin zalimliklerini anlatmış ve en sonunda da demiş ki; "En son kadınlarımızı ve kızlarımızı da vergi taksidi olarak alıyor" deyince Çar bir hiddetlenmiş bir hiddetlenmiş ve ayağa kalkıp bağırmış zaptiyelere:
"Tutuklayın şu adamı! Yanıma getirin!!!" diye bağırmış...
Adam kaçmaya çalışmış ama yeni yetme bıçkın zaptiyeler adamın tepesine çullanınca, köylü; "Bırakın küçük çocuklarım var! Ben çok uzaktan geldim. Şikayetimden de vaz geçtim! Bırakın yurduma döneyim" dediyse de bıçkın zaptiyeler adamı derdest edip boynuna zencir, kollarına kelepçe, ayaklarına da prangaları vurarak Çar'ın karşısına dikmişler...
Çar sormuş; "Sen Sibirya'dan buraya nasıl geldin?"
Köylü; "Yürüyerek geldim..."
Çar; "O zaman sen oradan buraya ancak üç ayda gelebilirsin" demiş...
Köylü; "Evet üç ayda geldim."
Çar; "Kaç gündür Moskova'dasın?" diye sormuş...
Köylü; "6 Gündür de Moskova'dayım" demiş...
Çar başlamış konuşmaya: "Sen çıktığın yolda her gün bir handa konakladın ve tam altmış gece hanlarda kaldın doğru mu?" demiş..
Köylü; "Evet doğru! Her gece bir hana ulaştım ve hanlarda konakladım"
Çar; "6 Gündür de Moskova'da hanlarda kalıyorsun, doğru mu?" demiş...
Köylü dönmüş yine "Evet" demiş...
Çar; "Yani sen yaklasık 98 gündür yollardasın ve her gün bir handa konakladın... Ve bu süre içinde benim Sibirya'ya tayın ettiğim valinin size yaptıklarını anlattın çevrendekilere! Doğru mu?" demiş...
Köylü yine; "Doğru" demiş...
Çar; "Sen 98 gündür bir baştan bir başa benim valimin kötüledin, zalimliklerini anlattın... Valimi kötülemek beni kötülemekten farksızdır... Bu köylüyü ibreti alem için asın!" demiş meydana ve zavallı köylüyü de astırmış...
Demem o ki! Allah'tan bizler Rusya'da yaşamıyoruz! Allah'tan başımızda Çar yok başkan var! Ya Çarlık Rusya'sında doğmuş olsaydık nice olurdu halimiz?
İyi ki Rusya'da doğmadık!