9 günlük bayram tatili ile birlikte geride bıraktığımız kurbanlıklardan başka, Sarıbaba'nın yamacına gencecik bir can ile hastanenin yoğun bakımında yaşam mücadelesi veren iki insanımızı bıraktık...

Avuç içi kadar Çankırı'da Mart ayının son günlerinde işlenen tinerci cinayetinin ardından çok değil 7 aylık bir aradan sonra ikinci cinayetin işlenmesi, hemen akabinde Merkez'e bağlı bir beldede maganda kurşunuyla 3 kişiden 2'sinin ağır yaralanması karşısında 'neler oluyor beyler?!' demeyen kaç kişi var doğrusu merak ediyorum...

Özellikle şehir merkezinde işlenen ve 'taksici cinayeti' olarak adlandırılmasına karşın, yaşanan olayın ardında yatan gerçeklerin 'halının altına süpürelim' düşüncesi ile '3 maymun'u oynama gayretine girenlerin de karşımızda durduğunu görmenin bizleri daha da kahrettiğinin bilinmesini isterim...

Böylesi cümlelerden sonra diyebilirsiniz ki; Çankırı'da neler oluyor?

Bu sorunun en güzel yanıtını "Bu şehri ben yönetirim" ve de "Meraklanmayın! Her olaydan haberim var" şeklinde açıklamalarda bulunan Vali Vahdettin Özcan verebilir...

Şüphesiz sayın Vali'nin her olaydan bilgisi vardır... Bu sonuçtan zerrece şüphe duymak sokaktaki vatandaş dahil bize de yakışmaz!

Ancak;

Yaşanan olaylardan 'haberdar' olmak demek, ortadaki sorunun 'çözümü' manasına gelmiyor... 

Tıpkı, hastane odasında yatan 'kanser' hastasının derdini çözme konusunda 'çaresiz' kalması gibi!

Hoş; Bendeniz Vali Özcan'ın hastane odasında yatan 'kanser hastası' kadar zor durumda olduğunu düşünemem!

Ne de olsa kendisine bağlı polis ve jandarma birimleri mevcut!

Merkez'de ve ilçelerde emniyet teşkilatı, kırsal alanda jandarma görevinin başında...

Ya da biz öyle zannediyoruz...

Böyle düşünmemiz için de sayısız nedenimiz var...

Yeri gelmişken aklıma takılan şu soruyu sormadan geçmeyeyim:

- Çankırı İl Emniyet Müdürü, Vali Özcan'ın 'koruması' mıdır?

Neden derseniz; Vali Özcan hangi karede resim veriyorsa, İl Emniyet Müdürü her daim yanında...

Vali Özcan sabahtan akşama kadar dağ tepe geziyor; Emniyet Müdürü de yanı başında...

Kulakları çınlasın Şerif Taytıs (nam-ı diğer emekli vali Şemsettin Uzun) yanında 'Şekerci Osman'ı taşırdı!

Valiler için 'İl Emniyet Müdürünü yanında taşı' diye İçişleri Bakanı genelge yayınladıysa benim haberim yok...

O halde, İl Emniyet Müdürü neden gün boyu Vali ile beraberdir?

Şehrin emniyetinin önemi yok mudur?

Çankırı Merkez'de gizli oynanan kumar ve de uyuşturucu kullanımının önlenebilmesi yönündeki çalışmayı DSİ Müdürü mü yapacak?

Şehiriçi trafiğini Sosyal Yardımlaşma Vakfı Müdürü mü çözecek? 

Köstebek yuvasına dönmüş şehir merkezindeki yollarda can ve mal güvenliğini Tapu ve Kadastro Müdürü mü sağlayacak?

Tabii ki hayır! 

Uyuşturucu trafiğini de, şehir içi ulaşımı da, bu yollar üzerinde can ve mal güvenliğini de, gece ya da gündüz oynanan gizli kumarı da İl Emniyet Müdürü kendisine bağlı birimlerle birlikte yapacağı çalışmalarla vatandaşın lehine çözecek...

İl Emniyet Müdürü'nün başka işi ne olabilir ki?

Hoş; Bizim İl Emniyet Müdürümüz 30 gün Ramazan'ın büyük bir bölümünde 'lokma tatlısı' servisi yaptı da ne diyebildik ki?!

Uzun lafın kısası; Çankırı'nın 'il' olduğunu önce Vali Özcan icraatiyle ortaya koyacak, sonrasını kendisine bağlı 'il müdürleri' yerine getirecek!

Biz de bileceğiz ki; Çankırı'nın plaka no'su 18... Burası 81 vilayetten birisi... Ve Valisi 'vali', emniyet müdürü 'müdür'!

Aksi halde; Sokaktaki vatandaş çeker kuru'yu, atar nara'yı ve sonucunda sallar bıçağı! 

Sonrası mı?

Bıçağı yiyeni dua ve gözyaşlarıyla Sarı Baba'ya gömersin, bıçağı sallayanı da ağzı açık seyredersin!

Yazık ki ne yazık...

'Yazık'larım size değil, sizlere güvenip de yastığa başını koyup uyumayı başarabilen Çankırılı'ya...

x x x

Seçim süreci ile her geçen gün daha da hareketlenen Çankırı'dan 'siyasi haber' beklentisi içerisinde olan okuyucularımdan özür diler, sıcak gündemle ilgili yorumlarımı hafta ortasında kaleme alacağımı bildiririm.

Haftanız güzel, serseriniz bir eksik olsun...