Millet ‘çalışanı’ ve ‘çalanı’ oyladı.

Çalışanı birinci parti yaptı. Ancak ihtiraz-i kayıtla…

Çalışanın dili cerbeze yaparken, çalanın dili kekemeydi.

Millet ne demek istediğini anlamadı. Duyduğuna, sesi gür çıkana kulak kabarttı.

Referansı da vardı zira; ‘on iki yıl’…

Çalışan yalan söylemez, ne söylese ne yapsa bir hikmeti vardır…

Tebrik ediyorum. Her şeye rağmen hedefe odaklanan, taban ile tavan arasındaki motivasyonu zirvede bir ve beraber tutmayı başaranları tebrik ediyorum.

Organizasyon yeteneğini tebrik ediyorum.

Tabanın kabul ve de tahammül edemeyeceği iddiaların, aslında yok olduğunu, hepsinin bir operasyon olduğunu tabanına anlatan ve anlaşılanları tebrik ediyorum. Kabul etmek lazım, bunların hepsi birer kabiliyet ve liderlik başarısıdır.

Ancak 'nereye kadar?' diye sormadan edemiyorum. Bugün elde kıymetli bir sermaye var ve bu sermaye maalesef tek sermaye.

Gücü elinde tutan bu sermaye, kudreti ile bir gecede yönetmelik değiştirip, kanun çıkartıp, hallaç pamuğuna çevirdiği kendisine dokunanları, gün gelecek mum ile arayacak.

Çünkü, yapılan her müdahale' ebedi başkan', 'ebedi iktidar' için kurgulanmakta. Bu yapılanmanın, karşı taraf tabir ettiklerinin eline bir gün geçeceği ihtimali bile verilmiyor olsa gerek ki, her yapılan hak ve hukuka uygun görülmekte.  

Hani nerede çizgisinden gidildiği iddia edilen Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi? Hani nerede o partiler uğruna her türlü benliğini ve varlığını ortaya koyanlar, vazgeçenler, ölenler, öldürülenler?

Bu ülkede, Kenan Evren’i kudretli paşa olarak şak şaklayanlar, Anayasasına yüzde yüze yakın evet diyenler, otuz yıl sonra yargılamaya kalktılar…

Demek ki, ders alınmadığı sürece ‘tarih tekerrürden' ibaretmiş.

Hayırlısı olsun. Çankırı’mız, İzmir’imiz, milletimiz, Devletimiz için çocuklarımız için hayırlısı olsun.

Gerçeklerin üstünü örtmek için harcanan emek ve sermayenin daha faydalı işler için harcandığı, hukukun herkese bir gün lazım olacağı, keserin ve sapının dönmeden evvel hesabın verildiği, fikri ve vicdanı hür günler dileğimle.

Günün Sözü ve de Özü:

Firavun’a karşı olmak yetmez, Musa’nın (a.s) yanında olmak gerekir! (Muhsin Yazıcıoğlu)