Yerel basından okuduk; Ahilik Kültürü Haftası kutlamalarının büyük bir organizasyona dönüştürülmesi için kurumlar ve sivil toplum kuruluşları kollarını sıvamış.

Hadi bakalım hayırlısı.

Sayın Valimiz, her zaman yaptığı veciz konuşmaların bir benzeri ile konuya açıklık getirmiş; “Yaren kültürü bizim özümüz, bunu kültürümüze yakışır şekilde iyi tanıtalım!” demiş.

“Ha şunu bileydiniz!”

Sayın Vali bey, etrafındaki bazı dalkavuklara ders verir nitelikte, gözlerinin içine bakarak devam etmiş veciz sözlerine; “Geçen seneki kutlamalar evlere şenlikti.”

Her yazımıza sazan gibi atlayan, dalkavuklar ve hempaları, toplantıda sıfatınıza karşı söylenen bu söze bir diyeceğiniz var mı? “Geçen seneki kutlamalar evlere şenlikmiş” duydunuz mu? Yoksa yarabbi şükür mü diyorsunuz?

Biz söyleyince kabahat, Vali bey söyleyince “marifet mi” oluyor?

Yıllarca yazdık, “dilimizde tüy bitti”

Başağalar, yarenağalar,  efendiağalar ne olur yapmayın, etmeyin eylemeyin dedik.

Yeri geldi, “usuletle ve suhuletle” kibarca uyarmaya çalıştık.
 
Yeri geldi, “övendireyle, nodulla” dürttük anlatamadık.
 
Yeri geldi, aman diledik. Siz amanı bilir misiniz? dedik.

 Bu kültür; Urfa’nın “Sıra Gecesi”, Ankara’nın “Seğmeni”

Trabzon’un “Kolbastısı" değildir.

Kökü Oğuz boylarına dayanır.

Selçuklu, Osmanlı kültürün den süzülerek gelmiştir.

Ahilikle müesseseleşmiştir;

Temel ilkesi olarak "açık ve kapalı"  diye ikiye ayrılır.

Açık olması gerekenler (ALIN, KALB ve SOFRA) kapalı olması gerekenler (EL, DİL ve BEL) dir.

İşte yaran bu ruhla yetiştirilir. O nedenle ocak kapısından “Edeb Ya Hu” diye girilir.

Bu kadim, Çankırı Yaran Kültürünü, televizyonlardaki aptal şov programlarına, siyasete malzemeye yapmayın, siyasetçiye peşkeş çekmeyin, valiye, belediye başkanına dalkavukluk yapmak için kullanmayın, her gelen bakana, milletvekiline “dondurmacı kıyafeti” giydirerek fahri başağa ilan etmeyin dedik.

Dinletemedik.

Ancak, Sanayi ve Ticaret İl Müdürü Sayın Küçükgümrah’ın “Ahilik Haftası” projesi, Çankırılı olarak bizleri heyecanlandırmış ve gelecek için umutlandırmıştır.

Son söz
Sanayi ve Ticaret İl Müdürü Sayın Küçükgümrah’ın dikkatine!

1- İyi niyetle çıktığınız nu yolda, birbirleri ile “kanlı bıçaklı” olan iki dernekle işinizin çok zor olduğunu hatırlatırım.

2- Bulunduğunuz makamda gözü olan kişinin perde arkasında oynadığı oyunlara dikkat ediniz.

3- Ahilik Haftası için Kırşehirlilerin Başbakanlıktan 750 bin lira aldıklarından bahsetmişsiniz, bizim “paragözlere” lütfen dikkat.

4- Bizim bazı başağalar ve yarenağalar televizyona çıkmaya çok meraklı, lütfen soytarılığa fırsat vermeyin.

Sayın Küçükgümrah, işiniz gerçekten çok zor. Memleketimizin doğru tanıtımı için, iyi niyetle çıktığınız bu yolda başarılı olmanızı canı gönülden diliyorum.

"Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni"

Merak edene; "namerde karşı minnet altında kalmaktansa sıkıntıya katlan" anlamında bir söz.