Vedat BEKİ
Goygoycularla birlikte yaşamak...
Sıcakların kendisini iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde, Çankırı toprakları üzerinde yaşanan olaylardaki tuhaflıklar zinciri hız kesmeden devam ediyor…
“Paragliding Bathrobe Party” (Yamaç paraşütü bornoz parti) (!) henüz tamamlanmamıştı ki, Kurşunlu’da yaşanan ölümlü trafik kazası sonrası ortaya çıkan, reşit olmayan genç kızla cinsel ilişkiye girenlerin tutuklanması sonrası Perşembe günü yaşanan “intihar” olayı iyiden iyiye kafaları bulandırdı.
Bu bulanıklık sürerken cumartesi günü Ak Parti milletvekillerinin yerel medya ile yaptığı basın toplantısı ve akabinde Çankırı Belediyesinin iftar çadırında açılan oruç sonrasında camide kılınan namazdan fotoğraf karelerinin yayımlanması!
Tam da Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman’ın “Müslüman gibi yaşamayanlar için özel bölgeler yapılsın” (!) teklifini kaleme aldığı saatler…
Ne oluyoruz ya…
15 yaşında, yüzde 45 zihinsel özürlü, “çocuk”la cinsel ilişkiye girenler de bu topraklarda yaşıyor… Böylesi bir durumun yarattığı sıkıntı ile “silahı” şakağına dayayarak yaşamını sonlandıran da bu topraklarda yaşıyor…
Henüz çiçeği burnunda milletvekili olmuş, iftar sonrası gittikleri camide yan yana durarak objektiflere poz veren Av. İdris Şahin ve işadamı Hüseyin Filiz ve onları “kıbleye” durmuş ibadetlerini yaparken fotoğraflayan “geri zekalı” da bu topraklarda yaşıyor!
Ne oluyoruz ya…
Çankırı’da haftanın 5 günü kurulan pazar yerlerindeki satıcılardan “işgaliye” parası tahsilatı yapmakta zorlanan ve “ne gereği var sıkıntı yaşamanın… yapalım bir ihale alsın birisi, yapsın bu işi” mantığından hareketle gö. kadar yerde “belediyecilik” yapmak yerine “ihalecilik” yapan zihniyet de bu topraklarda yaşıyor!
İki tane stadı olan bir şehirde, “diğerini” bir şekilde fazla görerek kendi kaderine terk ederek milli servetin heba olmasına yol açan İl Gençlik Spor Müdürü de bu topraklarda yaşıyor!
Ve nedense kimsenin sesi çıkmıyor…
Kurulduğu günlerde her Çankırı’lının yüzünde gülücükler açmasına neden olan Karatekin Üniversitesi’nin bugünkü işleyiş yapısı üzerinde yaşanan tartışmaya hiç mi hiç aldırmadan “ben işimi bilirim… kimseye de hesap vermem” zihniyetindeki bir Rektör ve o rektörün kurduğu “sakat yapı” halen icraatine devam ederken, ne yazık ki “rektör” de bu topraklarda yaşıyor!
Bırakın ülkemizi, dünyada dahi eşi benzeri olmayan Tuz Mağaralarının 14 km’lik yolu toz duman içerisinde katedilirken, 700 km öteden verilen “bila tarihli dilekçe”nin yaptırımı gözlerimizin içine sokulurken, İlbay Paşalarla birlikte ona “yardımcı” olarak tayin edilenlerle birlikte il kültür turizm müdürü olarak sadece “koltuk işgali”nde bulunanlar da bu topraklarda yaşıyor!
Gerçekten yaşıyorlar mı!
Ve bu topraklar adına hizmet verdikleri iddiasını her fırsatta dile getirerek sokaktaki vatandaş karşısında “goygoyculuk” yapan zümre başta Çankırı olmak üzere Çankırı insanının hem bugününü hem de geleceğini çalmaya hız kesmeden devam ediyor…
Nereye kadar mı!
Elinde süpürgesi olanların “hadi artık süpürme zamanı” diyecekleri ana kadar…
Süpürürler mi!
Böylesi bir sorunun yanıtını net olarak vermem mümkün değil!
Neden mi!
Bölgede henüz elektrikli süpürge kullanılmıyor… Eldeki çalı süpürge olunca, haliyle işlem sonrası toz duman fazla olur! Bugünkü eli süpürgeliler de tozu dumanı pek fazla sevmezler!
Gibime geliyor!
Yanılmayı çok istiyorum...
Haftanız serin, ramazanınız bereketli, gündeminiz “kişiler”den fazla “olaylar”la dolu olsun…