Faşizmin başkenti: İzmir

Faşizmin başkenti: İzmir

Evet... Artık lafı hiç eğip bükmeden açıkça söylemenin vakti gelmiştir...

İzmir, faşizmin başkenti haline gelmiştir... İzmir, Türkiye’nin yeni Maraş’ıdır...

1978’in Maraş’ına benzer bir şekilde toplumun farklı kesimlerinden sivillerin boğazlaşma ihtimalinin en yüksek olduğu yer İzmir’dir... Bu etnik boğazlaşma ihtimalinin olduğu diğer bir şehir olan Mersin’de taraflar belli bir sağduyu zemininde uzlaştığı için Ergenekon’un Mersin planı geçersiz hale geldi. Bu yaz başlarında Mersin’de incelemelerde bulundum. Yan yana olan ve olası provokasyon ihtimallerine birlikte karşı koyan DTP’li ve MHP’li iki belediyeyi de, iki partinin il başkanlarını da tebrik ettim... Ama benim tüm sülalemin yaşadığı şehir, memleketim İzmir o durumda değil...

Ergenekon yapılanmasının İzmir operasyonu büyük başarıya ulaştı... Laikçi bir zeminden beslenen ulusalcı-faşizm mayası İzmir’de tuttu... DTP konvoyunun taşlanması, DTP’lilere saldırılması asla sürpriz değil... Bu saldırıya öncülük edenler bozkurt işareti yapan, kendine ülkücü diyen gruplar... Fakat görüntüleri dikkatle incelediğinizde kendi halinde İnönü Caddesi’nde dolanan ortasınıf İzmir halkının da hemen galeyana gelip, saldırıya katılmış olduğunu görüyorsunuz...

Daha evvel kaç defa yazdım... İzmir’in psikolojisi bozuk... 12 ay boyunca evlerinde ve işyerlerinde sürekli bayrak ve Atatürk resmi asan bir şehirden bahsediyoruz... Bu bayraklar haybeye de asılmıyor... Bu bayrak ve Atatürklerin muhatabı şehrin Kürtleri ve İslâmi yaşam tarzına sahip sakinleri... Ulusalcı-faşizmin iç düşman gördüğü yurttaşlarımız... İzmir’in işlek merkezlerinde biraz gezen herkes bu sakat psikolojik ortamı hissedebilir... İşte bu saldırılardan sonra da İzmir’in en işlek ortasınıf caddesinde inadına daha da çok bayrak asılı durumdaymış... Böyle bir feci olay yaşanıyor. Bu yapılan ayıp görülmüyor, hatta bundan gurur duyuluyor...

Şu an TBMM çatısı altındaki en ırkçı-faşist milletvekilinin İzmir’den çıkması da tesadüf değil... Bir insana “Onun anneannesi Ermeni zaten” diyerek küfrettiğini zannedecek kadar zavallı bir kişi şu an İzmir’in en popüler milletvekili... Türkiye’nin barış sürecini sabote etmek için her provokasyonu yapmaya yeltenen de aynı kişi... İzmir’e “Uygar, çağdaş şehir” demeyi çok seviyoruz... Uygar bir şehirde böyle insanlık düşmanı bir faşist en sevilen milletvekili mi olur? Buna uygarlık değil, barbarlık denir...

Evet, şu an İzmir barbarlığın istilası altındadır... Entelektüel hayatı hiç olmayan, doğru düzgün yayınevi ve dergisi olmayan şehrimiz İzmir nedense tüm ırkçı, faşist, kana susamış yayın organlarının ve derneklerin başkenti durumundadır. İç savaş kışkırtıcılığı yapan yayın organları niye hep İzmir’den çıkıyor?.. Kimisi kendine “sol” diyen, kimisi İslâm-öncesi Türklüğü yücelten garip isimli dernekler ve dergiler niye bu şehirde ikamet edip, belli popülariteye ulaşabiliyor? Çünkü İzmir’in paranoyak ve hastalıklı zihinsel iklimi şu an faşizm üretiyor... Bu faşist hareketler de o iklimde hayat buluyor...

“Kürtlerden alışveriş etmeyin” diyorlar... “Kürt sorunu yoktur, Kürt istilası vardır” diyorlar... Hrant Dink suikastı için “Türkiye bir düşmanını kaybetti, hoş gidişler ola” diyorlar... İzmir’in ileri gelenleri “Bunlar marjinal gruplar” diyerek kendini kandırdı hep... CHP’nin ırkçı-faşist İzmir milletvekilinin bu kadar popüler olması nedir peki? Narlıdere’den Bostanlı’ya kadar tüm sahil şeridinde viyadüklere, tünellere, köprülere yazılmış “Bir cana, bin can isteriz”, “Dünya Türk olacak” yazıları nedir peki? Bu manyakça yazılar nasıl “Uygar İzmir”lileri rahatsız etmez?

Niçin en sert, en faşizan MHP tabanı İzmir’dedir? MHP’nin İzmir milletvekili adaylarından bir tanesi Diyarbakır Cezaevi’nde Kürt mahkûmlara canlı fare yediren, insanların kafasını bok çukurlarına sokarak nefessiz bırakan işkenceci subayı utanmadan savunmuştu... “Diyarbakır Cezaevi’nde yapılanlar hukuka uygundur. Esat Yıldıran o cezaevinde vatan savunması yapmıştı” diyebildi İzmir’in bu faşist MHP’li avukatı...

Sonra tüm Göztepe, Karşıyaka ve Altay taraftarlarına soruyorum... Niçin tüm Kürt amigoları en çok küfür yedikleri ve saldırıya uğradıkları şehrin İzmir olduğunu söylemektedir?

Niçin Türkiye’nin en popüler faşist yazarı İzmirli olmakla övünen biridir? İki İngiliz taraftarın katledilmesinden memnun olup “Two size” diye manşet attıran, Kürtlere ve dindar insanlara köşesinden sürekli hakaret eden bir mahlûk nasıl “Uygar şehir İzmir”in en sevdiği yazar olur? CHP ve MHP’nin en faşizan isimlerinin İzmir’den çıkması tesadüf mü? Bu faşist politikacılar ve yazarlar, bu şehirde taban bulmasalar bu hastalıklı açıklamaları yapabilirler mi? İzmir uygar ve çağdaş bir şehir olsaydı, bu insanları kınar, protesto eder, özür dilemek zorunda bırakırdı... Oysa bu barbarlık İzmir halkının ciddi kısmı tarafından onaylanıyor... En çok onaylayanlar da en “çağdaş, laik, uygar” olduklarını iddia edenler...

Evet, İzmir şu an faşizmin başkentidir. Kana susamış Ergenekon canileri İzmir’i karıştırmak için pusuda beklemektedir... İzmir’le ilgili hem güvenlik, hem istihbarat, hem de hukuk bağlamında acil önlemler alınması gerekmektedir... Yoksa bu şehir kan banyosuna dönebilir...

Önceki ve Sonraki Yazılar