İbrahim ZENCİRCİ
Dayan Yeniceköylü İrecep, dayan!
Uzunyol’dan çıktım yola,
kıl heybe omuzumda,
selam verdim sağa sola…
Yolu İmarete düşürdüm.
-Sıcak taze leblebi, naylon eskisiyle, çorap eskisiyle…
İmaret’den yukarı, Odun Pazarını, Damlamca’yı, Akkız Çalısı’nı aşırdım.
-Taze sıcak leblebi, naylon eskisiyle… Çorap eskisiyle…
Kimseye minnetimiz mudaramız yoktur. Çok şükür…
Akşama bitiremezsek işimiz kötüdür.
Leblebi Çorum işi, biz nerden biliriz leblebiyi, fındığı, fıstığı efendi ağa…
Bizim ahlatımız, çördüğümüz, ekinimiz boldur, o sebepten biz gavut biliriz, kavurga biliriz…
Çankırı sokakları kesme taş, dolan Yenice Köylü İrecep dolan;
Kurtuluş Savaşında süvariydin, ordu bozuldu karıştın başıbozukların arasına, gece gündüz demedin yürüyerek vardın köye, yatsı ezanından sonra kimselere görünmeden, hırsız, uğursuz gibi girdin eve, samanlıklarda, damlarda saklandın.
Çok geçmedi yakalandın jandarmaya, yeni baştan alındın askere, Eskişehir’de İnönü denilen bir yerlerde düşmanla çarpıştın, kuru bir dere yatağında gavurun kurşunu vızır vızır geçerken üzerinizden, sağında solunda arkadaşların vuruldu düştü, ayağı üzengiye takılıp sürüklenen arkadaşını, indin attan, kurtardın üzengiden.
Vurulan yoldaşınız, “Ben bittim gardaş, sen kendini kurtar” dedi. O günleri uşaklara, bebelere anlatırken o bembeyaz sakalından aşağıya gözyaşları inci taneleri gibi akardı:
“Hiçbir nişanem yok, nasıl varacağım huzuru mahşere” diye üzülürdün…
Savaş bitti, döndün geldin köye, suluda birkaç evlek, kıraçta, yazıda bire iki-üç veren, Yemen’den dönemeyen baban İsmayil'dan kalma, üç beş kuru tarla.
Yemen'den dönemeyen babanızın adıyla değil, ananızın adıyla anıldınız; Köyde sizi, “Şerife'nin çocukları”, İrecep, Kadir, Zahide bildiler. Torunlarınızda gurur duydu sizinle... “Şerife'nin çocukları” İrecep, Kadir ve Zahide’nin torunları.
Ne mal var… Ne davar…
Oğlanın küçüğü daha on yedisinde, ermiyesice karıların ağzına bakıp, köy meydanında, çekip kağnı kazığını, ağam dediği komşusunun kafasına aşk edince, nahak yere katil oldu. Damlarda birlikte yattınız, çıktınız.
Ve birkaç yıl sonra, yeni everdiğin o küçük oğlanı, daha yirmi dördüne varmadan, olmayasıca üç beş evleği suvarmak uğruna böğrüne yediği bıçaktan sonra verdin, kara toprağa…
Dayan Yeniceköylü İrecep dayan.
Dayan Yeniceköylü İrecep dayan, ikindine İmrahor’dayız ya, aha!
-Sıcak taze, kokulu leblebi, naylon eskisiyle, çorap eskisiyle, ya bittik ya bitirdik.
Sıcak leblebi sıcak…
Akşam ezanları oldu, Muhlis tepesinden aşağıya Gofur'un hanı.
-Sıcak taze leblebi naylon eskisiyle, çorap eskisiyle…
Dayan Yeniceköylü İrecep dayan…
Dayan Yeniceköylü İrecep dayan…