İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott, geride bıraktığımız hafta içerisinde başta Karatekin Üniversitesi olmak üzere, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'un ata ocağı Çankırı'nın Orta ilçesine bağlı Kalfat köyünü de ziyaret etti. Başbakan Johnson'un büyük dedesi son Osmanlı nazırı Ali Kemal'in baba evi önünde de çok sayıda fotoğraf verdi.

Öncelikle yapılan ziyaret, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutlayacağımız tarihten 4 gün öncesine denk getirilmiş!

Sözcü18 Haber Merkezi'nin başta 'ziyaret tarihi' olmak üzere yakaladığı diğer ayrıntıları sıralayalım ve İngiltere Büyükelçisi'nin Çankırı'ya gerçekleştirdiği ziyaretle birlikte Türkiye'ye ve bu topraklar üzerinde yaşayan Türkler'e bakış açısını masaya yatıralım!

Değerlendirmeye girmeden önce Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ayrancı'nın Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda '... dostumuz' hitabı ile birlikte İngiliz Büyükelçisi Chilcott'un '... cömert misafirperverlik' değerlendirmelerini de şuraya koyarak, yaşanılan tiyatro ile ilgili düşüncelerimizi sizlerle paylaşalım:

Bu da İngiliz Büyükelçi Chilcott'un Twitter paylaşımı:

Yukarıda ÇAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Ayrancı ve Büyük Elçi Chilcott'un Twitter üzerinden yaptıkları paylaşımları gördünüz. Yapılan paylaşımlarda kullanılan siyaset dili (doğası gereği) iki tarafın birbirlerini ne çok sevdikleri ve dost olduklarını göstermekte. Birisi "cömert misafirperverlik" diyor, diğeri "Dostumuz Chilcott" ifadesini kullanıyor. Bu taraflardan en azından birisi, iki yüzlü olduğunun bilincinde ve oyunu yalan üzerinden oynamayı iyi biliyor. Biz sahip olduğumuz konum itibariyle diyelim ki, Chilcott tarafı iki yüzlü (!) ve Ayrancı tarafı ise gerçekten samimiyetle davranıyor. 

Chilcott'un iki yüzlülüğüne gelmek için Twitter paylaşımlarında kullanılan resimlere bir kez daha bakmanızı rica edeceğiz! Ayrıca, Cumhuriyetimizin kuruluş kutlamalarından 4 gün önce bu ziyaretin gerçekleştiğini de bir kez daha hatırlatmak gerekir...

Bu resimlerde Chilcott, ceketinin sol tarafında -o temiz kalbinin üzerinde-, kırmızı çiçek şeklinde bir broş kullanmakta. Bu çiçek 'gelincik çiçeği'dir. Başta üniversite öğrencilerimiz olmak üzere, kamu personeli ve dahi Chilcott'u makamlarında ağırlayan Rektörlük ve Valilik ile Kalfat köyü halkı yakada kullanılan broşu ya farketmediler ya da güzel bir aksesuar olduğunu düşündüler.

Ancak bu broş 'siyasi bir mesaj'dan öte bir şey değildir. Rektör Ayrancı'nın 'dostumuz' olarak kabul ettiği Büyükelçi Chilcott'un yakasında kullanmış olduğu 'gelincik çiçeği', Birleşik Krallıkta I. Dünya Savaşı'nda kaybettikleri askerleri anmak için kullanılmaktadır. Bir semboldür. Krallık içerisinde yapılmış anıtlara gelincik çiçeği model alınarak yapılmış maket çiçekler ve çelenkler bırakılır. İnsanlar I.Dünya Savaşında kaybettikleri askerleri ve sivilleri anmak için yakalarına bu tarz broşlar takmaktadırlar. 

Varsayalım ki 25 Ekimde, I. Dünya Savaşı devam ederken İngiltere, kahraman bir generalini kaybetti ve Büyükelçi de kahraman askerini anmak için bu broşu kullandı. Fakat kimse kusura bakmasın ülkemizi bir asır önce işgale gelmiş bir ülkenin büyükelçisi olarak görev yapan kişi İstiklal Yolu'nun geçtiği Çankırı'ya ve Cumhuriyet kutlamalarından 4 gün önce gelip, Çankırı Valiliği, ÇAKÜ Rektörlüğü ve de Kalfat halkı ile görüşme yaparken bu broşu kullanamaz, kullanılmasına da müsaade edilmemeliydi! 

Rektör Ayrancı'nın "dost" olarak nitelediği Büyükelçi Chirlott, siyasi sembol olarak kullandığı bu broş ile "dost" olmadığını göstermiştir. Mevcut durumda bugün dahi Türkiye'yi önemsiz ve de hasım gördüklerini gizlice göstermiştir. Bunu da Çankırı'nın 'rektörlük' ile 'valilik' makamını temsil edenlerin bilgisizliği ile yapmıştır. 

NEDEN 'GELİNCİK ÇİÇEĞİ' ROZETİ TAKILIR?

Birleşik Krallık'ta yakalara gelincik rozeti takılması adeti, 1. Dünya Savaşı’na kadar uzanıyor: Bu savaş sırasında Fransa ve Belçika’da yaşanan çarpışmalar toprağı o kadar alt üst etmiş ki uzun zamandır uykuda olan gelincik tohumları, hiç açmadıkları kadar çok açmışlar. Bu mucize ise Kanadalı Yarbay John McCrae’nin 1915 baharında Ypres bölgesindeki savaşlar esnasında yazılmış ünlü “Flander Tarlalarında” şiirine ilham kaynağı olmuş. Şiirde gelincik çiçeği, kan kırmızısı rengi ile savaşta ölenleri temsil ediyor. Şiirin tamamı:

Gelincikler açar flanders tarlalarında
yerimizi işaret eden haçların arasında, sıra sıra...
ve gökyüzünde tarla kuşları uçarlar, hala cesurca şakıyarak,
aşağıda zorla duyulan silah sesleri arasında.

biz ölüler...
kısa günler önce yaşadık, şafağı hissettik,
günbatımının parıldadığını gördük,
sevdik ve sevildik
ve şimdi yatıyoruz