İbrahim ZENCİRCİ

İbrahim ZENCİRCİ

Çankırı’da “paralel yapılanma” tasfiyeleri başladı mı?

17 Aralık'ta açığa çıkan operasyon sonucunda, ülke genelinde “paralel yapılanmaya” dönük tayinler, tasfiyeler, görevden almalar, hızla sürerken, ben 'Çankırı’ya ne zaman sıra gelecek?' diye çok merak ediyordum.

Size ne diyorum? Bildiğiniz gibi değil, ama çok merak ediyordum. Sıra ne zaman Çankırı’ya gelecek diye.

Geçtiğimiz haftaların birinde Çankırı’dan haberleri görünce “içimin yağı eridi” bir ferahladım, bir ferahladım ki sormayın gitsin.

Alışmıştık memleket olarak, her konuda sonuncu olmaya, başkaları, tazesini, turfandasını yer, içerken bize hep bayatları düşerdi. 

Yok, yok, merak buyurmayın, yazının kurgusunda hata yok. Tazecik, körpecik “Karaköprü hıyarı" ile hükümetin Çankırı bürokrasisinde aldığı, geç kalmış, bayatlamış, adeta pörsümüş görevden almaları karşılaştırmış ve de karıştırmış değilim.

Serde Çangırılılık var ya, iki satır arasına, “küpecük”, “elek”, “karaköprü hıyarı” sıkıştıramadan edemiyorum. (Lütfen, şikâyetinizi müdüriyete, memnuniyetinizi dostlara iletiniz.)

Her neyse, sadede gelirsek bir yol.

“17 Aralık Darbe Girişimi” ve “kirli operasyon” sonucunda tüm ülkede “Paralel yapılanma” ile tasfiyeler bütün hızı ile devam ede dursun, Çankırı'da ortalık sütliman, hava mutedil dalgalı giderken, birden düğmeye basıldı. Kimseciklerin yerinden bile kıpırdatamadığı, yüzü kaşı gibi makama kazınmış, lök gibi koltuğa yapışmış birileri üçlü kararname ile görevden uzaklaştırıldı.

Boru değil, üçlü kararname bu, siz ne bellemiştiniz?

Sacayağının, bürokrasi ayağında başlayan tasfiyeler, çok yakında siyaset ve ticaret içinde tasfiyeler ve dışlanmalar ile devam edeceği görülüyor. En azından ben öyle öngörüyorum.

İçimizdeki paralelciler şimdilik sinmiş, olup bitenleri izlemekteler. Ne tarafa meyledeceklerini henüz bilmiyorlar. Kümeste kıstırılmış tavuk gibiler.

Pıstım, pıstın, pıstı… Pıstık, pıstınız, pıstılar…

Şimdilik çatışma ortamında olabilecekleri en rahat yere, sütre gerisine çekildiler.

Başbakanın hiddetinden çok korkuyorlar. Bildiğiniz gibi değil.

17 Aralık öncesi toplantılar yapıp, esip gürleyenler birden bire ortalıktan kayboldular. Sanki yer yarıldı da içine girdiler.

Son Çankırı seyahatinde öyle duyduklarım var ki “korku imparatorluğu” yaratanlar, onun şakşakçıları ve dahi hempaları için 30 Mart pazar günü kabusa dönüşecek.

“Ey Rabbimiz! Düşmanlarımızın ve bizi düşman görenlerin birliğini boz, onların cemaatlerini paramparça eyle, içlerine ayrılık tohumları saç. Birbirlerine karşı kin ve nefret hislerini kamçıla, kurmuş oldukları oyunları ve komploları başlarına geçir …/…”

Hadi bakalım, bu duaya kimler (amin) diyor?

Et kokarsa tuzlarsınız, ya tuz kokarsa?

Merak edene:

Pısmak: Sinmek, büzülmek, korkudan saklanmak.

Sütre: Düşman gözünden ve ateşinden korunmaya yarar doğal veya yapma siper.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.