Metin YILMAZ
Çankırı’da amatör futbolun efsanesi: Şeref Kalfa
1950’lerde köylerle şehirlerarasında yollar yapılmaya başlanmış, 1960'larda köyden kente göç hızlanmıştı... Futbolun bu denli endüstriyelleşmemiş ve özellikle yoksul ve orta halli ailelerin yaşadığı mahallelerin her santimi apartmanlarla doldurulmamışken, mahalleli çocukların bir araya gelip, tanış olduğu oyun alanlarıydı arsalar. Kendine has kuralları ve terminolojisi olan mahalle maçları, bu arsalarda oynanır, her mahallenin mutlaka toptan hazzetmeyen, yaşlı huysuz bir amcası olurdu. Bu amca, kâh topun ve çocukların gürültüsünden rahatsızlık duyardı, kâh topun penceresine gelmesinden... “Bir daha burada top oynadığınızı görürsem, keserim topunuzu!” cümlesini, çocukluğu 90’lar ve öncesine denk gelmiş pek çok kişi duymuştur mutlaka.
Bir çocuğun mahalle maçlarıyla başlayan futbol aşkı, amatör bir kulübün lisansını alıp, formasını sırtına giymesiyle zirve yapar, o formayla sahaya çıkmasıyla da taçlanırdı. Anadolu’da amatör futbolun mahalli kulüplerle kurumsallaştığı 60’ların, 70’lerin Çankırı’sının toprak sahasında seyir zevki yüksek, müthiş heyecanlı futbol maçları oynanırdı. Bu dönemin bazı futbolcuları, bugünkü Süper Lig’de top koşturacak kapasitede oyunculardı.
Futbol, Çankırı’da çok sevildi ve büyük ilgi gördü her zaman. Çankırı’nın öncü amatör kulübü Çankırı Gençlik Spor, birçok gencin futbolculuğunda ilk yuvası oldu. Şerafettin Arık’ta bu gençlerden biriydi ve 1942 yılında 15 yaşında Çankırı Gençlik Spor'da futbola başladı.
Futbol tutkusuyla, futbol adamlığıyla Çankırı’da amatör futbol tarihine damgasını vuran, adı 1969’da kurulan Esnafspor’la özdeşleşen Şerafettin Arık; vefatından sonra da Şeref Kalfa olarak efsaneler arasındaki yerini aldı. Şeref Kalfa, kuruluş adı Esnafspor olan, sonradan Karatekin Gençlikspor adını alan kulübün A’dan Z’ye her şeyiydi. O; yerine göre yönetici, yerine göre malzemeci olarak takımının siyah, beyazdan sonraki üçüncü rengiydi.
Alınan sonuç ne olursa olsun, takımının formasını, şortunu, tozluğunu maç bitiminde evine götüren Şeref Kalfa, Eşi Şükran hanımın büyük hoşgörüsüyle yıkanıp ütülenen tertemiz malzemeleri, soyunma odasında maça hazır ederdi. Krampondan, top tamirine kadar her şeye de eli yatkındı.
Mahalle maçlarını izleyerek, sokak sokak gezerek, Çankırılı gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutmak adına futbola teşvik eden Şeref Kalfa, rol model bir spor adamı olarak gönüllerde yer etti, siyah beyaz karelerde tarihe geçti.
İçki, sigara kullanmayan, kahvehane alışkanlığı olmayan Şeref Kalfa; sağlıklı gençlerin, ülke geleceğinin de teminatı olduğu bilinç ve sorumluluğuyla Çankırı’nın hemen her köşesinden gencin futbolculuğa uzanan hikâyesinin kahramanı oldu.
15 Nisan 1927 doğumlu, Çankırı Şıh Osman Mahallesi nüfusuna kayıtlı Şerafettin Arık’ın annesi Hacer Hanım, Babası Mehmet Efendi’dir. İmam olan babasından dolayı "Hoca’nın Oğlu" olarak da bilinirdi.
1951 yılında Şükran Hanımla evlenmiş, bu evlilikten üç kız (Gülseren, Hacer, Şaziye) bir erkek (İbrahim) evladı dünyaya gelmiştir.
Babasını 10 yaşında kaybeden Şeref Kalfa, fırıncı çırağı olarak çalışma hayatına başlamış, ahi yaren anlayışıyla icra ettiği mesleğinde kalfalık seviyesine gelmiştir. Kendisine "kalfa" denilmesi de bu sebeptendir. Pirinç Pazarı’ndaki Lagudi’nin fırının da, Yeni Fırın da, Şehir fırının da, Dötkaşlı’nın fırının da ve İskilip fırınında çalışmıştır. Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası'nda işe girdikten sonra da Ramazan ayında çok sevdiği fırıncılık mesleğini sürdürmüştür.
Açık sözlü, ciddi, çalışkan, dürüst, dinamik, çok sosyal, yardımsever bir insan olan Şeref Kalfa; daima temiz ve şık giyim kuşamıyla dikkati çekerdi. Akrabalarına, arkadaşlarına, komşularına karşı çok muhabbetliydi.
Koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Şeref Kalfa 6 Aralık 2002’de hayata veda etti, kabri Sarı Baba mezarlığındadır...