Vedat BEKİ
Çankırı, 'bürokrat'ın çiftliği mi?
Çankırı Devlet Hastanesi'ndeki 'başhekimlik' görevinden alınan Op. Dr. İsmail Çağatay Topcu ile birlikte yerel siyasette taşlar, önümüzdeki süreçte beklenenin ötesinde oynayacakmış gibi görünüyor...
Neden derseniz; Bir tarafta bariz olarak 'rövanşı aldık' şeklinde bir değerlendirme ortaya çıkarken, karşı tarafta 'Biz bu golü nasıl yedik ya!' şeklinde şaşkınlık ve beraberinde 'tırıs giden atın tekmesi sert olur' minvalinde bir duruş sergilenmekte...
"Golü kim attı, topu kim tutamadı, seyirci neden galeyana geldi" şeklindeki soruları ard arda sıralayıp bunların yanıtlarını bulma sevdasına girersek mevcut durumdan 'ders alma' gibi bir beklentimizin olmaması gerekir...
Hatta hatta, biraz da işin kolayına kaçmış oluruz!
İyisi mi gelin biz yine demiri tersten bükmeye çalışalım...
x x x
Son 'görevden alma' olayı bir kez daha göstermiştir ki;
- Çankırı'da özellikle kamu kurumlarında yaşanan entrikanın boyutu küçümsenmeyecek boyutlarda.
- AKP'nin yıllardır Çankırı kamuoyuna verdiği 'birlik-beraberlik' mesajı, olmayanın aranmasından ibaret bir argüman.
- İl Başkanı Çivitcioğlu ile milletvekili Şahin arasında var olduğu iddia edilen 'ittifak' (!) Büyük Sahra çölünde görülen serapla eşdeğer!
Ve bütün bu olumsuzlukların ortaya çıkardığı durum:
- Çankırı'da görev yapan 'bürokrat'ın şehri babasının çiftliğine döndürmesi; "En güzel şarkıyı ben söylerim, en güzel yemeği ben yaparım" diyerek burnundan kıl aldırmamasına vesile oluyor...
'Yürütme'nin 'bürokrat'ı Çankırı'da 'bürokrat'ın 'yürütme'sine dönüşüyor!
Dün de böyleydi, bugün de böyle...
Yarın ne mi olacak?!
'Yürütme' yani 'seçilmiş' sazı eline almalı ve ortadaki tencere-tava tıngırtısına bir son vermeli...
Vermeli ki; meydan 'tatava' yapanlardan temizlenmeli...
Yoksa 'Çankırı'ya özlenen bahar' gel(e)meyecek!
Peki... Bütün bunlar Çankırı'da gerçekleşir mi?
'Nerdeeeee!' diyenleri duyar gibi oluyorum...
Bekleyelim ve de görelim...
x x x
'İGM seçimlerine Salim Çivitcioğlu vetosu' başlıklı haberimiz Çankırı'da büyük yankı uyandırdı...
Haberimiz öylesine ses verdi ki; Okunma sayısıyla ters orantılı olarak sadece ve sadece 3 (olumlu) yorum aldı.
Malumunuz Sözcü18 haberleri yayına girdikten sonra (özellikle polemik yaratacak haberlerimiz) akabinde "sövüp saymalı" onlarca yorum almadığı zamanlarda tereddüde düşmemek işten değil!
Lakin, hedefi 12'den vuran haberlerimize nedense yorum (!) yapıl(a)mıyor!
Şahsen böylesi durumlarda bendenizde keyif tavan yapıyor...
Anlayacağınız geride bıraktığımız hafta içerisinde keyfime değecek yoktu!
Ah bir de Çankırıspor, Hatay'dan puanla dönseydi!
Hoş, o zaman da ben çifte kavrulmuşa döner iyice dağıtırdım ya...
Galiba birileri şahsımın dağıtmasını istemiyor!
Ne diyebilirim ki; Kaderde varsa düşülmek neye yarar üzülmek!
Güneşin tadını çıkartın ve de kendinize iyi davranın...
Bu arada sakın ha sakın, kimse bana içerisinde 'olta' ya da 'balık' geçen cümleler kurmasın!
HAMİŞ'İN NOTU: Göreve yeni gelen AKP'li belediye başkanlarının 'borçlu belediye' devralmaktan dolayı şikayetçi olduklarını görüyorum! Lafı uzatmadan şunu söyleyeceğim: Oynayacağım diyerek sahneye çıkıp da 'Ben tepsi üzerinde oynayamam' mazeretine sığınan dansöze dönüşmenin anlamı yok! Sıvayın kolları da oturduğunuz koltukların sahibi olduğunuzu göreyim. (VB)