Yavuz PEHLİVANOĞLU
Bir beklentim var
Masal bu ya... Çiftçinin iki eşeği işin ağırlığından bıkıp kaçmışlar. Az gidip uz gidip dere tepede düz gitmişler. Derken köyden büyük şehirden küçük orta halli bir memlekete gelmişler... Biri yine eskisi gibi fakir bir köylü de işe başlamış bir de beğenmemiş. Nasibini aramak için yoluna devam etmiş ve şehrin ağasının yanında işe girmiş...
Gel zaman git zaman ağanın eşşeğinin izin günü gelmiş... Kendini bir de güzel tımarlatıp ağabeyi eşeği ziyarete gitmiş... Gitmiş ama bir de ne görsün ağabeyi eskisinden daha zor şartlarda uf bile demeden çalışıyor... Ula ağabey ne bu halin gel sen buradan ayrıl benim ağaya söyleyeyim seni de yanıma aldırayım dediyse de ağabeyi dinlememiş... Peki sen niye çalısıyorsun ağabey burada demiş, ağanın eşeği.. Oğlum benim bir beklentim var bu yüzden çalışıyorum demiş...
Saat dolmuş herkes işine geri dönmüş. Ertesi ay ağanın eşeğinin yine izin günü gelmiş... Yine ağabeyini ziyarete gitmiş. Bakmış ki hali eskisinden de kötü... Ula kardeşim bak bana, ben günde bir saat çalışıyorum, otumu önüme getiriyorlar tımarımı yapıyorlar hele bir semerim var görsen bayılırsın, yattığım yeri görsen krallara layık bir yer, gel etme söyleyeyim ağaya seni de bizim oraya yanıma aldırayım demiş...
Demiş ama köylünün eşşeği yine söylemiş; 'Oğlum var git işine. Benim burada bir beklentim var bir yere gitmem burdan' demiş... Vakit dolmuş yine herkes yoluna devam etmiş işine dönmüş. Bu böyle aylarca sürmüş.. Ağanın eşeği gün geçtikçe semirmiş yakışıklı olmuş köylününki de gün geçtikçe kurumuş aynı bizim tuz madenindeki eşeğe dönmüş bir deri birde kemik kalmış ve bir gün yine ziyarete gelmiş ağanın eşeği.
Bir de ne görsün ağabeyi ahırın kapısının önünde ayağa kalkamayacak halde yatıyor her tarafı yara bere içinde bir deri bir de kemikkkk... Ula ağabey ne bu halin noldu sana demiş. Ağanın eşeği...
Oglum sorma demiş yılardır bir beklentim var bekledim durdum bu hale geldim deyince sormuş: Neydi senin beklentin demiş.
- Ya demiş bu köylünün çok güzel bir karısı var
- Eee
- İşe girdiğim günden beri bu köylü karısı ile geceleri kavga ediyor
- Eee
- Ve her gece diyorki
- Eee
- Lan karı kafamı bozma seni şu damdaki eşege verecem onun karısı yapacagım diyor
- Eee
- İşte benim yılardır beklentim buydu ama mecalim kalmadı karı falan alacak halde deyilim götür beni buralardan demiş... Demesine de..
İşin de püf noktası burada başlıyor...
Beklentisi olan eşeğin hesap hepimizin bir beklentisi var bu yüzden bir çok şeye razı geliyoruz da en komiği de bizim aslan sosyal demokratların beklentisi...
Niye mi diyeceksiniz...
Madenci işe girer. Bizim soyal demokrat bekler maaşlarını alamasınlar da, bir hır çıksın biz de gidelim oradan naklen yayın yapalım bize de iş çıksın...
Bekler bekler umut işte olmaz bu beklentisi.
Allah işte körün istediği bir göz Allah verdi iki göz.
Maden patlar, madenci ölür bizim sosyal demokrat dikilir patlamış madenin başına bu sefer ölmüşler. Üzerinden, ağlayanlar üzerinden, beklentisini almanın peşine düşer..
Ula kardeşim sen daha çok beklersin o beklentini bu kafayla...
Adam çamur deryasının içinde eli yüzü kapkara elleri nasır, yüreği yangın sen çekmişsin simokini yaka cebinde kırmızı peşkir...
Ayağında gıcırdaklı iskarpin.
Kendin oturmuşsun sağlam iskemleye madenci yine oturmuş sokağın çamurlu kaldırımına adamlarla dalga geçercesine söyleşi yapıyorsun...
Farkın var mı köylünün eşeğinden...
Var...
O eşşek olduğu için sırtı çıplak kemiği derili...
Sen çok beklersin o beklentini bu halinle... Bana bile yabancısın ve ötesini sen düşün...
Acı üzerinden prim yapmaya kalkma... Çözümün yoksa bu işlere çözüm üretemiyorsan ne olur gölge etme!!!
Benim hala bir beklentim var hayattan ucunda ahırın kapısında ölmek olsa bile...
Ben emekçi, ben alın terini yerin yedi kat dibinde satan adamım.. Dalga geçme benimle!!
Hala umutlarım var gelecekte!!!