Ömer Lütfi KANBUROĞLU

Ömer Lütfi KANBUROĞLU

Başkent'te topsuz taşım

Ankara Başkent olmanın getirdiği bir ağırlık ve ciddiyet ile yönetilir, zannediyorsunuz değil mi? Ama içinde yaşadıkça böyle olmadığını anlarsınız.

Ankara demokrasi ile yönetildiği iddia edilen ülkemizin aynası gibidir; Belediye hiç değişmez, 25 yıldır aynı kişi tarafından yönetilir.

Eee, ne var bunda halk seçiyor işte diyebilirsiniz. Doğru halk seçiyor ama hangi halk?

Mesela son seçimlerde köyler Büyükşehir’e dahil edilerek seçimde oy kullandı, hani şu Kızılay’ı ömründe ya görmüş, ya da belki de duymuş olan köyler var ya, aha onlar…

Size Büyükşehirden hizmet getireceğiz yolunuzu asfaltlayacağız, kaldırım yapacağız diye köylülerin oyunu kaptılar.

Ama ne bilsin cahil cühela dökülen her karış asfaltın parasının, yapılan her santim kaldırımın bedelinin 200 katı ile kendisinden alınacağı, ödemezse icra yolu ile tahsil edileceğini…

Ne bilsin elin köylüsü 2015 yılından itibaren köyündeki her dama, içine sığırlarını teptiği ahıra bile emlak vergisi ödeyeceğini…

Bazılarınızın “beter olsunlar” dediğini duyar gibiyim, yok beter olmuyorlar. Hatta ne olduğunu bile anlamıyorlar, sadece bakıyorlar. Hani "trene bakar" gibi…

Adam Burdur’da kürsüden konuşuyor, “İstanbul’a üçüncü havaalanını yapacağız” der demez meydan hareketleniyor “hüloooo”, abi “burası Burdur bana giren çıkan ne” diyen yok; aynı bunun gibi…

Dünyanın en büyük süper gücü ülkemizin, süper başkentinin mesela otobüsleri gece 21.00’den sonra ara da bulasın moduna girer, bazı semtlere hiç gitmez o saatten sonra; hele saat 23.00 olduysa yat borusu çalmıştır. Sanırsın ki sıkıyönetim var, güvenlik güçleri sokağa çıktığın için her an seni gözaltına alacakmış gibi…

Ankara’yı Urartular’dan bu yana yönetenlere sorarsın “kardeş bu otobüsler, metro vs. niye çalışmaz” diye.

Cevap hazır “gece müşteri az, zarar ediyoruz”, haaaa Allah için hak verirsin gece müşteri azdır.

Sonra gündüz bu işler nasıl dönüyor diye araştırır, bir de bakarsın ki otobüse binen her on kişiden dokuzu serbest kart, yani “beleş”. Süper ülke olduğumuz için 60 yaş üzerine otobüs, metro bin babam bin standardında. Yeni de bir sistem getirmişler, binerken kartı gösteriyorsun cihaz herkesin duyacağı şekilde bağırıyor “serbest kart” diye. Otobüs otobüs değil mübarek huzurevi; sen okuluna gideceksin, işe yetişeceksin ne gam?

Geçen gün arkadaşım anlatıyor babası evde boş boş oturacağına can sıkıntısından sürekli ring yapıyormuş. Zaten bunların birçoğu ekmek almak için Kızılay’a gidip akşam evine geri dönüyor. Eee, valla büyük hizmet yaşlı insanlar için tamam anladık…

Peki, kardeş bu otobüsler gündüz de zarar ediyor, taşıdığın insanların yüzde 80’i otobüse beleş biniyor, o zaman “gece müşteri yok, zarar ediyoruz” ne ayak?

Sen şuna kısaca “gece taşıdığım adam bana oy vermiyor, ben bana oy verenlere hizmet ederim gerisi beni ilgilendirmez” desene.

Urartular döneminde bile belediye hizmetleri daha bir adil idi, atlı arabalar gece de çalışıyordu, medeniyet geldi işte böyle oldu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.