Vedat BEKİ
Akman, Bakan Yardımcısı olmuş!
Sözcü18 haber yapıyor, Çankırı çalkalanıyor… Yaşanan durumun kaçıncı kez tekrarlandığını doğrusunu söylemek istersem inanın bilemiyorum. Çünkü hiç mi hiç saymadım… Saymaya da gerek duymadım.
Malumunuz geçtiğimiz Çarşamba günü okuyucu ile buluşturduğumuz “Dosyayı kim engelliyor?” başlıklı haberimiz Çankırı semalarında öncelikle yoğun bir gök gürültüsüne, ardından şimşeklerin çakmasına daha sonrasında ise yıldırımların düşmesine neden olmuş!
Ne güzel değil mi?!
Oysa bizler sakin sakin yeni haberler peşinde koşuyorduk!
Tıpkı sahildeki Karadenizli’nin gelen dalgaları “bir, bir, bir” diyerek saydığı gibi!
Yaptığımız haberi unuttuk gittik!
Yeni haberlere yelken açmıştık ki; “Dosyayı kim engelliyor?” başlıklı haberimizle ilgili Çankırı’da bazı çadırlar çökmüş!
Vedat Beki’ye “bilgi sızdıran” casuslar için “sürek avı” başlatılmış!
Yüksek rakımlı tepelerde şiddetli tartışmalar yaşanmış!
Haberin 1. Derecedeki muhatabı yani İl Genel Meclisi Başkanı Osman Canbaz duruma fena bozulmuş!
Daha fazla ayrıntı vermeme gerek yok… Siz anladınız!
Sözcü18’in haberleri sonrasında yaşanılanlar beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor! Ara sıra tebessüm ediyorum hepsi bu…
İlgilendiğim detay; konunun muhataplarının haber sonrası kendilerine hangi oranda çeki-düzen verdikleri?
Başta bu köşenin sahibi olmak üzere Sözcü18 yazı ailesinden tek bir fert, Çankırı adını kullanarak farklı bir imtiyaz, görülmeyen bir çıkar, düşünülen bir menfaat uğruna herhangi bir eylemde bulunmaz, bulunmayı da düşünmez.
Sözcü18, “ben namussuzum” (!) diyenin de peşinden koşmaz! Çünkü o zaten kendisini açık ve aleni deşifre etmiştir… Burada önemli olan kendisini topluma "sütten çıkmış ak kaşık" olarak gösterenlerin perde arkası icraatleridir! Ve bu icraatleri de kamuoyunun bilmesi gerekir.
Gazeteci, yaptığı haberde öncelikli olarak kamu menfaatini gözeten kişidir. Kamu menfaatlerini kendi çıkarı uğruna kullananları da deşifre etmek yine “ben gazeteciyim” diyenlerin görevidir…
Gayemiz görevini layıkıyla yapanlar sınıfında yer almak… Gerisi teferruat…
x x x
23. Dönem Çankırı milletvekili Dr. Nurettin Akman, geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan kararname ile Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı olarak yeni görevine başladı.
Doğaldır ki bazı okurlar da bendenizi iğnelemeye…
Hafta içerisinde öylesine yorumlar geldi ki, yorum sahipleri adına üzülmedim dersem yalan olur.
Hayırlı olsun!
Nurettin Akman Bakan Yardımcısı olunca Çankırı ne kazanacak ki!
Bizler onun milletvekilliğini de biliyoruz.
Hem de öylesine biliyoruz ki, geçmişte yaptığı başarılı icraatleri (!) çarşaf çarşaf yazmaya kalksak bu sayfalar almaz…
İndağı’nda saçı bitmemiş yetimin 20 milyon tl’si toza dumana karışmasına seyirci kalan Akman’dan bahsediyoruz!
D-100’de duble yol ihalelerinden çok daha iyi biliyoruz!
Hizmetli olarak işe başlayan eniştesini belediye başkan yardımcılığı koltuğuna nasıl oturttuğunu da ezbere biliyoruz!
Daha sayayım mı…
Gerek yok… Bugün de “bakan yardımcısı” olarak oturduğu koltukta Çankırı adına üç kazık çakma yetkisinin olmadığını bazı yalakalar biliyor mu?
Bakan Yardımcısı: Ne iş yapar? İmza yetkisi var mıdır? Kendisine bağlı sekreter dışında herhangi bir bakanlık görevlisi mevcut mudur?
Hele hele; yatırım ya da harcama yetkisi var mıdır?
Bütün bunlar ortadayken, ortalıkta bir gürültüdür gidiyor: Nurettin Akman bakan yardımcısı oldu!
Akman, bakan yardımcısı olduysa, kendisine oldu!
Emekli milletvekili maaşı + Bakan yardımcısı maaşı! (bilmeyenler için hatırlatalım, aylık 10 bin tl üzerinde)
Akman’ın “bakan yardımcılığı” Çankırı’da bazı işe yaramazları umutlandırdı! Orası tartışılmaz bir gerçek!
Neden mi?
Bu yalakaların kıblesi düne kadar tek’ti! Akman bakan yardımcısı oldu şimdi meydandaki yalakaların kıblesi iki oldu!
Şimdi ortadaki yalakalar bu iki kıbleyi tokuşturmaya çalışacaklar… Gün; ‘benim yumurtam senin yumurtanı kırar’ (!) İzlemeye devam...
x x x
Yine yazının son bölümüne geldik… Oysa daha yazacak öylesine başlıklar vardı ki!
Mesela; Ak Parti İl Kongresinin hemen ertesinde Çankırı’da “belediye başkan adayları”nın gündemi meşgul edeceği!
Kurşunlu Belediye Başkanı İbrahim Doğu’nun “Bakan izni” olmadan yargılandığı!
Vali Özcan’ın Çankırıspor’un ekonomik düzlüğe çıkması yolunda göstermiş olduğu olağanüstü gayreti!
Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hayrettin Çelikten’in Eldivan’da yaptırdığı yeni fabrikanın sadece çatısının değil tamamının nasıl enkaza dönüştüğü!
Ve Çankırı’da “sahtekar gazeteci” (!)
Bütün bunları birer cümle ile kaleme almak zorunda kaldığım sanılmasın… Ama şimdilik bu kadar diyelim ve aydınlık yarınlar için umutlarımızın tükenmemesi için ter akıtalım…
Haftanız güzel olsun…