Yüzünüzün kızarmasının düşünülenden farklı sebebi olabilir
İnsanların yüzünün kızarmasının daha önce düşünülenden farklı bir sebebi olabileceği ortaya çıktı.
GENELLİKLE utanınca yanakların pembeleşmesine neyin yol açtığına dair temelde iki görüş var. Charles Darwin'in öne sürdüğü ve büyük ölçüde kabul gören teoriye göre kişi, başkalarının kendisini nasıl gördüğünü düşündüğü için yüzü kızarıyor.
Bazı bilim insanları da bunun daha otomatik bir tepki olduğunu düşünüyor.
Independent Türkçe'nin aktardığına göre Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences adlı hakemli dergide yeni yayınlanan çalışmanın başyazarı Dr. Milica Nikolic "Bu sadece gözler önünde ve ilgi odağı olduğumuz sosyal bir ortamda bulunmaktan mı kaynaklanıyor?" diye sorarak ekliyor:
Yoksa daha karmaşık bir şey mi var ve başkalarına nasıl göründüğümüzü mü düşünmeye başlıyoruz?
Bu soruya cevap arayan Dr. Nikolic ve ekip arkadaşları, 16-20 yaşındaki 63 kadınla bir deney yürüttü. Katılımcılar zorlanmaları için özellikle seçilmiş bir şarkıya karaoke yaparken videoya çekildi.
Bundan bir hafta sonra genç kadınlar, kendilerinin ve diğerlerinin performansını izledi. Bu esnada katılımcıların beynini tarayan bilim insanları, yüz kızarmasının nedenini saptamaya çalıştı.
Beklendiği üzere katılımcıların yüzü, kendi videolarını izlerken daha fazla kızardı. Araştırmacılar ayrıca utançlarını artırmak için başkalarının da videolarını izlediğini onlara söyledi.
Taramalarda, yüzün kızarmasıyla birlikte beynin duygusal uyarılma ve dikkatle bağlantılı bölgelerinin aktive olduğu ortaya çıktı. Öte yandan kişinin kendisi veya başkasının davranış, düşünce ve niyetlerini düşünmesiyle ilgili bölgelerde hareketlilik görülmedi.
Bulgular yüz kızarmasıyla yargılanma korkusu arasında bir bağlantı olmayabileceğine işaret ediyor. "Yüz kızarması sadece gözler önünde olmaktan kaynaklanıyor olabilir" diyen Dr. Nikolic şöyle ekliyor:
O çok kısa anda nasıl göründüğümüzü falan düşünmüyor olabiliriz. Bence burada, teorinin söylediğinden daha otomatik bir durum sözkonusu.
Öte yandan araştırmacılar sonuçlara temkinli yaklaşılmasını tavsiye ediyor. Bu zihinsel süreçlerle ilişkili beyin aktivitelerinin birbirinden tamamen ayrı olmadığını belirtiyorlar. Ayrıca sonuçların farklı yaş grubu ve cinsiyetteki kişiler için geçerli olup olmadığı da henüz bilinmiyor.