Yolsuzlukta adımız gibi ‘AK’ olmalıyız
Ali Babacan NTV'de yayınlanan programda mensubu bulunduğu AK Parti ile ilgili eleştirileri ortaya koydu.
Başbakan eski Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili adayı Ali Babacan, “AK Parti ne demek? AK yani beyaz, lekesiz. Bu mesela parti için bir beka (kalıcılık) meselesidir. Partinin adına ‘AK’ deyip de şeffaflık ve yolsuzluklarla mücadele konusunda belli bir duruş ortaya koymazsanız bu bir beka meselesi haline gelir” yorumunu yaptı.
NTV’de bir programa katılan Babacan, şeffaflıkta önemli adımlar attıklarını ancak sorunların da var olduğuna değinerek, şu tespitini aktardı:
“Yolsuzluk meselesi her ülkede az ya da çok var. Türkiye’yi az grubuna yönlendirmek için adım atmak gerekiyor. Seçilmişler için etik kurallar silsilesi var. Atanmışlar için de. Bu etik kurallar son 20 yılda ortak aklın oluştuğu kurallara dönüştü dünyada. Kuralları yazılı hale getirmek gerekiyor. Kurallara uymayanları da cezalandırmak gerekiyor. Burada neler yapılacağıyla ilgili somut adımları listelemiş durumdayız. Seçim sonunda sonuç ne olursa olsun bu konuyu önem vermek öncelik olmalı.”
EKSİĞİMİZ ADALET
AK Parti iktidarları döneminde “Türkiye’de keşke bu da yapılsaydı” dedikleri bir şey olup olmadığının sorulması üzerine Babacan, “Bu 13 yıllık dönemin muhasebesi yapıldığında, iki konuda çok daha güzel şeyler olsaydı diyorum” ifadesini kullandı. Babacan, bu konulardan birinin “adalet” olduğunu belirterek, “Adalet noktasında maalesef Türkiye’de işler iyi gitmedi” dedi.
Kanun çıkarmanın, düzenleme yapmanın hükümet ve Meclisin görevi olduğunu, adalet düzelecekse bunu yargı mekanizmasının kendisinin yapamayacağını vurgulayan Babacan, “Bir yandan yargının bağımsızlığını korurken bir yandan da gerçek anlamda işleyen iyi bir adalet mekanizması Türkiye’nin olmazsa olmazı. Artık ekonomimizi etkilemeye başladı. Hukukun üstünlüğünün esas olmadığı, gerçek anlamda bir hukuk devletinin işlemediği bir ülkeye kolay kolay yatırım gelmez” diye konuştu.
Babacan, fırsat eşitliğine dayanan, uluslararası hukuk normları ışığında bir Anayasa, yasalar silsilesi ve bunun iyi takip edildiği bir yargı mekanizması olması gerektiğinin altını çizdi.
EĞİTİMDE KEŞKE...
İkinci “keşke”sinin de “eğitim” konusu olduğunu ifade eden Babacan, Türkiye ekonomisinin ancak iyi yetişmiş nesillerle büyüyebileceğini ifade etti.
Babacan, eğitimin çok fazla ideolojik çatışma haline geldiğine dikkati çekerek, “Eğitimde kolay kolay reform yapamadık, attığımız her adım ‘bunların kafasının arkasında başka bir şeyler var galiba’ diye karşılandı. Arzu ettiklerimizi tam gerçekleştiremedik ama her iki konuda da beyannamemizde çok detaylı çalışmalar var” dedi.