Yılın annesi Aylin Özbek yaşadıklarını anlattı
Ordu'da pencereden düşen iki yaşındaki oğlunun peşinden atlayan anne, Ayşe Arman'a o anları anlattı.
Ordu'nun Perşembe ilçesinde, 16 Ocak 2014 tarihinde eşine az rastlanır bir olay yaşanmıştı. Pencereden düşen iki yaşındaki oğlunun peşinden atlayan 26 yaşındaki anne Aylin Özbek, oğluyla birlikte beton zemine düşmesine rağmen, mucizevi bir şekilde yaralı olarak kurtulmuştu.
Aylin Özbek, yaşadıklarını Hürriyet Gazetesi'nden Ayşe Arman'ın Anneler Günü için hazırladığı özel röportajda böyle anlattı;
"ARAS DEMEYE KALMADAN AŞAĞI GİTTİ.."
Olay günü neredeydin?
- Beşinci katta. Şimdi çıkamadığım kat, siz gider bakarsınız... Müslüm, iş için Ankara'ya gitmişti. Evde, kayınvalidemle ben vardım. O başka kattaydı. Biz de Aras'la arabalarıyla oynuyorduk. Sürekli arkasındaydım Aras'ın. Hani derler ya, "Dikkat ettiğin çocuğa daha çok şey olur" diye, o hesap, aynen öyle oldu. Saniyelik bir şeydi. Bir an ama bir an arkamı döndüm, bir de baktım ki pufu, pencereye dayamış, üstüne çıkıp, teli de ittiriyor... "Araaas" demeye kalmadan, tel açıldı, Aras da aşağı gitti.
"VAKİT KAYBETMEMEK İÇİN İÇİMDEN BİR SES 'AT KENDİNİ' DEDİ"
Aman Allah'ım! O an ne hissettin? Ne geçti aklından? Bir şey düşünebildin mi?
-Anlatması kolay değil. Allah düşmanıma vermesin. Pencereye koştum. Aşağı baktım. Oğlum, orada yerde yatıyor. Çığlık atmaya başladım. Akla ziyan bir durum. Tarifi yok. Panik içindesin ama... Bir taraftan da kafan, her zamankinden hızlı çalışıyor. O an tek düşündüğüm, "Şimdi ne yapmam lazım?" Aklımdan geçen tek şey şuydu: "Bana ihtiyacı var, ben onun annesiyim. Şu anda çocuğuma bir tek ben yardım edebilirim!" Başka bir şey düşünmedim, gittim arkasından. Orası da öyle berbat bir yer ki, çıkışı yok. Binadan çıkacaksın 60 metre gideceksin falan filan. Uzun zaman alacak bir şey. Ama Aras'ın o anda bana ihtiyacı vardı. "Kapıya inip o kadar vakit kaybedeceğime, içimden bir ses at kendini!" dedi. Öyle de yaptım. Onu kurtarmak için, bir an önce onun yanında olabilmek için...
"O AN ÖLÜMÜ DÜŞÜNMEDİM.."
Kayınvaliden peki...
-O da gördü Aras'ın düştüğünü, peşinden ben de atlayınca iyice perişan oldu. Kadıncağız aklını kaybeder gibi oldu.
Peki sen atlarken, "İkimiz de ölebiliriz!" diye düşünmedin mi?
-Hayır. Orada ölüm filan yok ki... Düşünmüyorsun. Amaç çocuğunu kurtarmak. Otobüs olsa kaldırırsın. Öyle bir güç geliyor. Onun sana ihtiyacı var. Bu kadar. Tam da net hatırlamıyorum her şeyi. Düştükten sonra onu nasıl aldım, yukarı çıkardım, nereden çıkardım, hatırlamıyorum. Bu arada ayağımda çorap, üzerimde pijamam var, Aras da öyle...
OLAY SONRASI..
"ALLAH OĞLUMU BANA BAĞIŞLADI"
O kadar yüksek ve dar bir yer ki... Mucize ikinize de bir şey olmaması...
-Evet. Kafamızı karşı duvara da çarpabilirdik. Doktorlar da "Mucize" diyor. Şükürler olsun, Allah esirgedi, oğlumu bana bağışladı...
"DÜŞTÜĞÜM O ANI HİÇ HATIRLAMIYORUM"
Havada uçtuğunu hatırlıyor musun?
-Yok o anlar silinmiş, havada ne kadar kaldım, nasıl düştüm. Hiç. Hatırlamıyorum. Karşı komşular ve yoldan geçenler, "Atlama Aylin!" diye bağırmışlar, ben onu da hatırlamıyorum. Zaten duysaydım da dinleyecek halim yoktu. Ben o arada, yerde yatan çocuğuma kilitlenmiştim.
"ÇOCUĞUMUN AĞLADIĞINI DUYUNCA O KADAR MUTLUYDUM Kİ.."
Düştün. Yerdesin. Baktın yaşıyorsun, sonra...
-Ayağa kalktım. Çocuğumu kucağıma aldım. Ağlıyordu. Ağladığını duyunca nasıl mutlu oldum anlatamam. Demek ki yaşıyordu. Meğer kafatasında iki taraflı çatlak olmuş, ama ben o anda anlayamadım tabii. Ayağı da kırılmıştı. Benim de kırıldı, dizimin biri açıldı. Ama çocuğum kucağımdaydı, hiçbir şeyin önemi yoktu, acı da yoktu, tek istediğim Aras'ı bir an evvel hastaneye, doktorlara yetiştirmek...
"ANNEYSEN ÇOCUĞUN DAHA KIYMETLİ"
Aras'ın arkasından atlaman içgüdüsel bir hareket miydi?
-Bence öyle. Annelik içgüdüsü. Başka hiçbir şeyle açıklanamaz. Anneysen yapıyorsun, düşünmüyorsun. Çocuğunun canı daha kıymetli. Fakat oğlumu da melekler korudu, gerçekten buna inanıyorum.