Vedat Beki: Mesele çizme giymek değil, mesele hesap sorabilmek!
Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen'in giydiği çizme ve giyemediği gömlek! Vedat Beki'nin kaleminden...
"Her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı vardır" deyiminden yola çıkarak 31 Mart 2019'a gelmiştik!
Üç dönem ardı ardına yaşanan AKP'li İrfan Dinç belediyeciliğinin Çankırı'ya kazandırdıklarının yanında 'kaybettirdiklerinin' hesabını bir türlü beceremeyenlerle, daha doğrusu böylesi bir hesabı ortaya koyma adına 'gayret göstermeyenlerle' mücadele (!) ede ede, AKP'siz bir Çankırı'ya ve de 2919'un Nisan'ına ulaşmak nasip olmuştu!
"Donu düşük" (!) başlıkları bu sayfalardan 'korkusuzca' defalarca atılmış, Sözcü18'in Çankırı için bırakın elini, hiç mi hiç esirgemeden gövdesini taşın altına sokmaktan çekinmeyen kalemlerinden Sevda Karaali'nin köşesinden kaleme aldığı yazıları özellikle Merkez seçmeni tarafından ilgiyle takip edilmiş ve 31 Mart Pazar günü sandıktan çıkan sonuç, AKP'ye Belediye seçimini kaybettirmişti!
İşte O gün gelmişti...
Geride kalan 15 yılın hesabı AKP'den ve de o koltukta oturan İrfan Dinç'ten sorulacaktı!
Daha da ötesi; İrfan Dinç'in Çankırı'da oluşturduğu 'menfaat çetesi' çökertilecek, 'belediye' imkanlarını kullanarak saçı bitmemiş yetimin hakkını yiyenler bir bir deşifre edilecekti!
Tabi ki bütün bunlar başta şu fakir olmak üzere Çankırı sokaklarında AKP'nin 'talancı' zihniyetinden kurtulmak isteyen sade vatandaşın da gerçekleş(e)meyecek rüyasıydı!
O yüzden sandığa gitmiş ve kaşına-gözüne, enine-boyuna ve de en önemlisi "İsmail Hakkı Esen gerçekleştireceği icraatlerle Çankırı'mızı uçurur! O yüzden oyum MHP'ye!" düşüncesine hiç mi hiç kapılmadan kendisine oyunu vermişti!
Ve MHP'nin adayı sandıktan çıkıp da mührü aldığı gün, partisinin Genel Sekreter Yardımcısı Kadir Şekerci belediye kapısında gazetecilere şu açıklamayı yapıyordu:
“Biz geçmişten intikam almaya değil, geleceği planlamaya, memlekete hizmet etmeye geldik. Ama şunu da özellikle belirtmek isterim ki, yapılan yanlışların hesabını Yüce Allah mutlaka soracaktır." (!)
Neymiş!
"... yapılan yanlışların hesabını Yüce Allah mutlaka soracaktır." mış!!!
O gün yapılan iki satırlık açıklama ile geleceği görmüştüm! Ve de hayallerim yıkılmıştı!
Geride bıraktığımız 15 yılın faturası sümen altı edilecekti!
Saçı bitmemiş yetimin hakkını çalanlar, çar-çur edenler hesabı adalete değil, Allah'a verecekti!
x x x
Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen, başkanlık koltuğunda üç ayı geride bıraktı... Dördüncü ayının içerisinde... Geçen süre içerisinde hafızalarda kalan tek kare resim, yoğun yağışlar sonucunda Çankırı sokaklarının dereye dönüştüğü anda, ayağına sarı çizmeleri çekerek olay yerinde boy göstermesi!
Yukarıdaki fotoğraf başta sosyal medya olmak üzere her alanda Başkan İsmail Hakkı Esen hakkında 'olumlu' bir rüzgâr estirdi... Başkan Esen'in tanınırlığını bırakın Çankırı'da, ülke genelinde önemli ölçüde artırdı... İster kabul edin ister etmeyin nev-i şahsına ayrı bir 'popülerlik' kazandırdı...
Varsın kazandırsın...
Varsın şanına şan katsın...
Lakin başta şahsım olarak ve de azımsanmayacak sayıda Çankırı insanı Başkan Esen'den 'Sarı Çizmeli Ağa' pozisyonunda fotoğraf beklemiyor... Benim böylesi fotoğraflarla ikna olmam mümkün değil!
Hoş, bu ifadelerimle de hiç kimse Sayın Başkan'dan 'kişiye özel hizmet' beklediğim zannına kapılmasın, fena bozarım...
Sokaktaki vatandaşın beklentisi; "Önceki yapılanlar yapanın yanına kâr kalmasın. Yönetici adil olmalı. Siyaset veya bir başka sebepten adaletten, haktan, hukuktan vazgeçmemeli. 'Benden önce olmuş boşver' mantığı yanlıştır. Bu oylar size 'yapılan yanlışların üzerine gidin, haksızlıkları önleyin, devletin malına zeval verenleri ortaya çıkarın' diye verdi. Geçmişe sünger çekin diye değil..."
Aynen okuyucunun Sözcü18 sayfalarına gönderdiği yukarıdaki yorumda dile getirilen görüş doğrultusunda...
Daha da açığı Sayın Başkan:
- Biz size 'sarı çizme' giyemezsiniz demedik!
Mesele ayağa 'sarı çizme' giymek değil! Mesele, geride kalan 15 yılın hesabını sorabilmek!
Vatandaş, 'sarı çizme' giymeyi yetenek kabul etmiyor... Yetenek; Sarı çizme ile birlikte hesap sorabilmekten geçiyor!
x x x
31 Mart ile 23 Haziran seçim sonuçları başta İstanbul ve Ankara'da faaliyet gösteren Çankırılı STK'ların üst kuruluşlarını da etkilemiş durumda!
İstanbul'da Zeynettin Aydın başkanlığında faaliyetini sürdüren ÇANDEF ile, Ankara'da hizmet veren ve Başkanlığını Adem Can'ın yürüttüğü Çankırı Dernekler Federasyonu bugünkü mevcut yapılarıyla tıkanmışlık noktasında!
Çünkü her iki STK'nın başkanlığını yürüten zat-ı muhteremler bulundukları makamları AKP'nin 'arka bahçesi' konumuna getirmekten, böylesi bir duruş sergilemekten hiç mi hiç imtina etmediler!
İstanbul'da Millet İttifakı'nın adayı Ekrem İmamoğlu ve Ankara'da yine aynı ittifakın adayı Mansur Yavaş seçimlerin galibi olarak çıkmayı başarınca halen Çankırı STK'ların koltuklarında oturan iki isim ve beraberindeki yönetim kurullarının acilen istifa etmesi gerektiğini düşünüyorum...
Ankara'yı şimdilik kenarda tutarak İstanbul'daki ÇANDEF ile ilgili birkaç kelam etmekte beis görmeyeceğim!
Göreve geldiği gün yaptığı konuşmada "Bu görevde olduğum sürece siyasi olarak hiçbir göreve talip olmayacağım" mesajını veren zat-ı muhterem, yerel seçimlerde önce Maltepe Belediye Başkanlığı'na sonrasında (!) ise yine aynı belediyenin 'belediye meclis üyeliği'ne talip olmuş ve nihayetinde seçimden AKP Maltepe Belediye Meclis Üyesi olarak seçilme başarısı gösterebilmiştir!
Lakin gel gör ki; ÇANDEF yapısına ufaktan göz attığımızda Vakıf mülkünde 'kiracı' olarak güzel bir meskene sahipken, iletişim için bugüne kadar sabit bir telefona sahip olamayışları çok mu çok tuhafıma gitti!
Oysa ki ÇANDEF'in ilk kurulduğu yıllarda bulunduğu şartları hatırladığımda, günün mesai saatleri içerisinde cevap verebilen bir sabit hattı ve de görevli bir personeli mevcuttu!
Bugün ÇANDEF'in içinde bulunduğu durum, Ramazan ayında dahi bir gün açık olamayışı ve de internet sayfasında 'iletişim' bölümünde "Telefon: 0216 000 00 00" yazıyor olmasıdır!
İstanbul'da yaşayan yaklaşık 160 bin Çankırı insanının buluşma noktalarından birisi olan ÇANDEF'in mevcut yönetimi ile geldiği nokta burasıdır!
Gelinen bu noktanın da hiçbir mazereti olamaz!
ÇANDEF'i yönetime geldiği ilk günden itibaren AKP'nin 'arka bahçesi' konumuna sokan zihniyet ivedilikle aynanın karşısına geçerek gerekli 'özeleştiri'yi yapmalı ve akabinde YÖNETİM olarak acilen İSTİFA etmelidir.
Ankara mı?
Al birini vur ötekine!
Sağlıcakla kalınız...
Vedat BEKİ