Serdar YALÇIN
Uludere'nin pislikleri ve yalakaları
Teröristten “kahraman” (Deniz Gezmiş), katilden “efsane” (Yılmaz Güney), kaçakçıdan “masum” (Uludere’de ölenler), yaratmaya teşne bir ülkeyiz. Hükümete muhalefet adına densiz muhalefetin; rayting adına sorumsuz medyanın; omurgasızlık adına da sözde aydınların şişirmesi, abartması, çarpıtması sayesinde bu ülkede suçlular masum, hainler kahraman oluveriyorlar hemencecik. Bu insanlarda utanma duygusunun, ar ve hayanın bu derece azaldığı ve hatta yok olduğu bir süreci daha önce yaşamamıştık.
Bu nedir Allah aşkına? Açık seçik, alenen kaçakçılık yapan insanlar, birtakım istihbarat zafiyetleri yüzünden bombalanıyor ve öldürülüyorlar. Normal mi? Değil. Ortada bir hata mı var? Öyle görünüyor. Devlet, bunu kabul ediyor ve tazmin yoluna gidiyor mu? Gidiyor… Peki, ne oluyor da, mal bulmuş mağribiler bu konunun kuyruğundan yakalamanın şımarıklığı içinde, sürekli bunu gündeme getiriyorlar?
Hadi, bölücü örgütün Meclis’teki taşeronları ve sözcüleri böyle bir fırsatı yakalamışlar, ağızlarından salyalar akarak hükümeti köşeye sıkıştırma gayreti içinde; peki CHP’nin derdi ne? Niye kraldan fazla kralcılık yaparak, hükümeti kötü duruma düşüreceğim diye, bu bölücü örgüt ve taşeronlarıyla ağız birliği ve omuz dayanışması içine giriyor? Hani, her fırsatta Atatürk’ün, Cumhuriyet'in partisi olduğunu iddia ediyordu bu parti? Bu nasıl bir siyaset, bu nasıl bir muhalefet ve bu nasıl bir devlet anlayışıdır, anlayan var mı?
Gelelim, CHP’nin bilerek ve içtenlikle omuz desteği verdiği BDP’ye… Salı günü TBMM’de “Burada Sayın Savunma Bakanı olmadığı için hayvancılık bakanına soralım. O daha iyi cevap verecektir. Uludere’de vur emrini hangi hayvan verdi?” demiş, BDP Grup Başkanvekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan… Sayın Kılıçdaroğlu acaba, Atatürk’ün kurduğu o yüce çatı altında, bu densizin sarfettiği sözler için ne düşünüyor acaba? İçinden “Aferin şu Hasip’e, ne güzel söyledi” demiş midir acaba? Bence demiştir…
Ne CHP’den, ne AKP’den, ne MHP’den bir tepki geldi mi acaba, bu Hasip denilen soysuzun sözlerine? Ne gezer? Al birini vur ötekine. PKK’ya ve onun kuyruğu BDP’ye her fırsatta ve her zeminde çok ağır sözler eden bir tek Erdoğan var, onu da muhalefet beğenmiyor.
Uludere’de vur emrini veren hayvan kim? Hasip Kaplan efendinin sorusu bu… Utanma, sıkılma, haya, yüz ve onur olmayınca bir adamda, işte çıkar Meclis’te bu ifadeyi, üslubu kullanır. Şaşırdık mı? Hayır… Hiç de bizi şaşırtmayan bir üslup; çünkü bugüne kadar yaptıklarından farklı olmayan bir tutum.
Lakin, Meclis’ten birilerinin kalkıp, ona, binlerce şehidimizin katledilmesi emrini hangi şerefsizin, soysuzun, alçağın ve piçin verdiğini sormasını bekliyor insan. Hangi hayvan demiyorum, çünkü hayvanlara hakaret olur. Hiçbir hayvan, kundaktaki bebeklerden belediye otobüsündeki masum insanlara kadar, binlerce insanımızın katline emir vermez, bu kadar alçalamaz, bu kadar iğrençleşemez.
Ben yine de bu pisliklere fazlaca bir şey demiyorum; çünkü onlar meşreplerine ve karakterlerine uygun davranıyorlar, onların kim olduğunu ve bugüne kadar neler yaptıklarını zaten biliyoruz. Benim asıl ağzıma gelenleri söyleyeceğim kişiler ve çevreler, hükümeti yıpratmak adına devleti zayıflattıklarını bir türlü fark edemeyen ve bu bölücülerle aynı çanaktan yal yemekte bir beis görmeyen yalakalardır. Bunlara da iki kelime yeter sanıyorum: Yazıklar olsun!
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.