"Tele soyguncular" yakalandı!
Türkiye'nin her yerinden yüzlerce kişiyi dolandıran çete, polisin ısrarlı takibi sonucu yakayı ele verdi.
SMS'le başladı, birkaç yıl içinde milyonlarca lirayı bulan dev bir organizasyona dönüştü. İşte asker, savcı, bürokrat yazlerce kişiyi dolandıran "tele-soygun"cuların filmlere taş çıkaran öyküsü:
Türkiye bu suçla ilk olarak 2008'de tanıştı. Önce kontör dolandırıcılığıyla başlayan çeteler bu yöntem deşifre olunca "işi" büyüttü. Telefonun diğer ucunda "Terör örgütüne yardım ediyormuşsunuz. Üzerinize 15 hat ve hesap var. Dediklerimi aynen yapın" diyen ses, kendini bazen "savcı" bazen de "başkomiser Fatih" olarak tanıttı. Saatlerce hedefindeki kurbanını telefona kilitleyerek zorlanmadan dediklerini yaptırdı. Hedefleri hep "büyük" oldu. Sadece sıradan vatandaşları değil Savcı, asker, emekli bürokrat, işadamı, hedefinde kim varsa zorlanmadan dolandırdılar.
TELEFONU AÇINCA...
Polis yıllardır yüzlerce kişiyi soyup soğana çeviren çetenin liderlerine ulaşmaya çalışıyordu. O ipucu 8 ay önce Bursa'da bulundu. Çeteye para kaptıran bir kurum yöneticisinin şikayetiyle Bursa Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Çetenin 20 ilde temsilcisi olduğu belirlendi. Lideri "YS" kod adlı biriydi. Ancak yeri bir türlü belirlenemiyordu. Şebekenin kullandığı 100 telefon hattı dinlemeye alındı. Ancak somut iz bulmak "YS"nin oğlu hastalanıncaya kadar mümkün olmadı. Çocuğun öğretmenleri, YS'yi aradı. "Dolandırıcılık profesörü" lakabı takılan kişi, telefonu açınca polis hemen yerini belirledi. Vakit kaybetmeden Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde operasyon düzenlendi.
ÇETE LİDERİ "ÇİFTÇİ"
Polisin yıllardır aradığı "YS"nin çiftçilikle uğraşan Salih A. olduğu belirlendi. Buradan yola çıkan polis çetenin diğer liderini de yakaladı. O da polis için şok bir isimdi. Halil A. da Akçakale Belediye Başkanı'nın yeğeni olan belediye Yazı İşleri Müdürüydü. Liderlerin yakalanmasıyla çete de deşifre oldu. 20 ilde ortak baskınlar yapıldı. Afyon, Mersin, Adana, İstanbul ve Şanlıurfa'nın da aralarında bulunduğu 100 adreste arama yapıldı. 96 kişi gözaltına alındı. Şebekenin adreslerinde 1200 sim kart ele geçirildi. Gözaltına alınan 96 kişiden 51'i tutuklandı, en az 192 kişinin çeteyle ilişkisi tespit edildi. Şu ana kadar belirlenen mağdur sayısı ise 133. Polis geriye dönük çalışma başlattı. Örgüt üyelerinin ev ve ofislerinde bulunan bilgisayarlar inceleniyor.
Şebeke lideri ve grubun dolandırıcılıkla elde ettiği gelirlerle, mesleği "çiftçilik" olan Salih A.'nın 5 katlı binası, arsa, nakit para ve ziynet eşyalarına el konuldu. Mahkeme kararı beklenmeden yapılan bu işlem Türkiye'de bir ilk.
10 AYDA 5 MİLYON TL VURGUN
BURSA Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Şube ekiplerinin tespitine göre çökertilen tele-çete 10 ayda 5 milyon liralık vurgun yaptı. Polis çetenin ağına düştüğünü belirlediği kişilerin hesaplarına bloke koydurdu. Şebekenin çekmeye çalıştığı 3 milyon lira dolandırıcılara gitmeden engellendi.
ASLAN PAYI LİDERİN
Şebeke elemanlarının dolandırdıkları kişilerin paralarını aralarında paylaştırdığı da ortaya çıktı. Bu paylaşımda aslan payı çetenin iki liderinden Akçakale Belediyesi Yazıişleri Müdürü Halil A.'nın: Yüzde 50. Paranın yüzde 25'ini Salih A. alırken diğer yüzde 25 ise diğer elemanlar arasında dağıtılıyor. Çete, hesap açtırdığı kişilere de pay veriyor.
İŞTE AKILLARA DURGUNLUK VEREN SENARYO
'ALO BEN SAVCI...'
Çetenin çökmesiyle birlikte akıl almaz yöntemleri deşifre oldu. Birçok ilde temsilcisi olan çetenin büroları var. Her çete üyesi kendi bölgesindeki önemli olayları takip ediyor. Vurgun da buradan başlıyor. İşte adım adım yüzlerce insana kan ağlatan şebekenin stratejisi:
Gaziantep'te terör saldırısı oluyor. Sabah erkenden işe koyulan tele-çete önce kurbanı belirliyor. Hedef 50 yaş üstü Bursa'daki bir kamu kurumunun müdürü. Önce internet üzerinden müdür hakkında bilgi toplanıyor. Bilgiler çete lideri Salih A.'ya aktarılıyor.
CEZAEVİNE GEÇ
Telefona sarılan Salih A. da ilk iş Bursa Cumhuriyet Savcılığını arayarak o günün nöbetçi savcısının ismini öğreniyor. Ardından sıra asıl hedefe geliyor. Bursa'daki "hedefi" cep telefonundan arayarak, "Ben Cumhuriyet Savcısı... Adınıza çeşitli bankalardan hesap açılmış ve terör örgütüne para aktarılıyor. Adınıza 15 cep telefonu görünlüyor ve bunlardan biri Gaziantep'teki bombalı saldırıda kullanılmış. İfadenizi almam gerekiyor" diyor. Şebeke lideri, büyük şok yaşayan kurbanıyla iletişimi kesmiyor. "Bursa Cezaevine denetime" gideceğini, "ifadesini orada alacağını" söylüyor. Kurban, cezaevine yaklaşınca "kapıda beklemesini" söylüyor. Bu sırada cezaevi nöbetçisini arıyor ve kendini yine "nöbetçi savcı" olarak tanıtıp "kapıda bekleyen kişiyi içeri alın ve telefona verin" diyor.
KORUMAYA ALDIK
Bu gelişmenin ardından, kurbanın "terör örgütünün ağına düştüğüne" iyice inandığını anlayan Salih A., rahatlıyor ve "savcılıkta işlerim uzadı denetlemelere sonra gideceğim. Sen oradan ayrıl ve bankaya geç hesaplarındaki parayı kurtarmamız lazım" diyor. Yaşadığı şokun etkisiyle her şeye inanan kurbana talimat vermeyi sürdürüyor: Seni korumaya aldık, rahat ol. Bankanın önünde ekipler bekliyor.
Çete lideri, bu arada "nöbetçi savcı" olarak karakolu arayıp "terör örgütü ile bağlantılı birinin bankada olduğu ve kontrol edilmesini" istiyor.
Şebekenin planı tıkır tıkır işliyor. Sahte savcının talimatı ile hemen bir ekip banka önüne gidiyor. Bankaya gelen mağdur resmi ekibi görünce yalana iyice inanıyor ve verilen hesaba 87 bin lira yatırıyor. 3 saat boyunca telefonunu kapatmayan hedef, "paranın örgüte gitmesini engellediğini" düşünerek sahte savcıya teşekkür edip telefonu kapatıyor. Ancak bankadan çıkar çıkmaz gözaltına alınıyor. Ve neler olduğunu anlamaya çalışırken kendini gerçek savcının yanında buluyor.
Bursa Cumhuriyet Savcısı karşısında iki polisle elleri kelepçeli birini görünce şaşırıyor ve konuyu soruyor. Hem polislerden hem de elleri kelepçeli "şüpheli'den "Siz aradınız ya" yanıtını alan savcı durumu anlıyor ve ilk tepkisi "sizde mi dolandırıldınız" oluyor.
GERÇEK POLİSLERE İNANMADILAR
PLANLI operasyon esnasında polis zor anlar da yaşadı. Şebeke elemanlarının dolandırmak üzere olduğu kişilere ulaşan polis ekipleri, "Sakın paranızı başka hesaplara aktarmayın dolandırılıyorsunuz" diyerek uyarıları yaptı. Ancak birçok kişiyi ikna etmek zor oldu. Polislere fırça atan da oldu, suratlarına telefon kapatanlar da.
Operasyonda yakalanan çete üyeleri ofislerinde dolandırdığı kişilerden topladıkları paraları sayarken 'anı ölümsüzleştirmeyi' de ihmal etmemiş.
POLİS PARA İSTEMEZ
Emniyet, telefon dolandırıcılarına karşı teyakkuzda. Kayseri Yahyalı İlçe Emniyet Müdürlüğü, düzenlediği toplantılarla halkı dolandırıcılara karşı uyanık olmaya çağırdı. Halkı bilgilendiren polis "Vatandaşımız cep telefonundan polis ya da savcı diye kendini tanıtan biri tarafından arandığında soğukkanlı olmalı. Polis ya da savcı hiçbir zaman vatandaştan kontör ya da para talep etmez" dedi. (AKŞAM)
ÇETENİN BİR MAĞDURU DA ÇANKIRI'DAN
Yakalanan çete üyelerinin dolandırdığı yüzlerce insan arasından birisi de Çankırı'dan. Hatırlanacağı gibi halen İl Sosyal Etüd ve Projeler Müdürlüğü görevinde bulunan Halit Tosyalıoğlu, yakalanan çete üyeleri tarafından yaklaşık 10 bin lira dolayında benzer yöntemlerle dolandırılmıştı.
Çete üyeleri Halit Tosyalıoğlu'nun eşini arayarak; ev telefonları üzerinden PKK ile görüşmeler yapıldığını iddia etmiş ve uzunca bir telefon görüşmesi yaparak Tosyalıoğlu'nun verdikleri banka hesabına havale yapmalarını sağlamışlardı.
Yaşanan olayın gerginliği içerisinde ilk etapta dolandırıldığını anlamayan Tosyalıoğlu, daha sonra olayın farkına varmış ancak 'tele dolandırıcılar' parayı çoktan hesaplarına geçirmişlerdi...
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.