Serdar YALÇIN
Süngünün üstüne oturulmaz
Bir partinin genel başkanı “Nerede bu Ergenekon örgütü, gidip üye olacağım” diyor; bir diğer partinin genel başkanı da Balyoz tutuklamaları sonrası “PKK ile mücadele eden subaylar tutuklanıyor, acaba bir intikam alma mı söz konusu” şeklinde konuşuyor; bir başka siyasetçi(!) TSK için “kâğıttan kaplan” tabirini kullanıyor; benzer zihniyetteki köşe yazarları tayfası da askerin yıpratıldığını dile getiriyor. Kısacası, darbelerden nemalanan herkes, darbeci askerlerin bu hallere düşmesinden mustarip, sıkıntılı ve şikâyetçi. Meğer memlekette ne kadar süngü meraklısı varmış!
“Ben askeri idareyi, darbe yönetimini, demokratik yönetime tercih ederim, ben totaliter bir zihniyete sahibim” diyorsanız ki böyle bir kafaya sahip olmaya da hakkınız var, saygı duyarım. Memleketin böyle insanlara da ihtiyacı var, ki sayelerinde demokrasinin ne denli kıymetli bir şey olduğu daha bir iyi anlaşılsın değil mi?
Anlamak zor tabii… Onda darbe, muhtıra, bildiri görmüş bu memleketin insanının ister istemez darbeci zihniyete sempati duyar hale gelmesi tuhaf bir çelişki. Mazoşizm de böyle bir şey olmalı. Niçin bir insan, özgürlükleri, insan haklarını, demokrasiyi askıya alan ve sürekli baskı uygulayan bir yönetim biçimini tercih eder ve bu tür zihniyete sahip kişilerin avukatlığını, savunuculuğunu, destekçiliğini yapar ki?
Bence bunun iki temel sebebi var: Ya, demokrasinin ne olduğunu bilmiyordur; insan hak ve hürriyetlerinin bilincinde değildir… Ya da, darbe yönetimi geldiğinde bir takım beklentilerinin gerçekleşeceği umudundadır. Hadi bir başka sebep daha söyleyeyim, mevcut iktidarı normal demokratik yollardan alt edemeyeceğini anlayan kişi ve çevreler, bu iktidardan tek kurtuluş yolunun askeri müdahale olduğunu sanıyorlar. Haklılar tabii.. Fakat, bu kafayla hareket ettikleri sürece mevcut iktidarın ekmeğine yağ sürüyorlar ve koltuğunu sağlamlaştırıyorlar, o da ayrı mesele.. Artık “saf, aptal, cahil, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam” olarak aşağıladıkları, küçümsedikleri bu halk neyin ne olduğunu idrak etmiş durumda. En kötü demokratik yönetimin en iyi askeri yönetime tercih edilir olduğunu biliyor bu halk. Onun için de, sürekli darbeci zihniyetin şakşakçılığını yapan kişi ve partilerden uzak duruyor ve onları tercih etmiyor. Sonuçta seçim sandığında da bu postalcı partiler gereken oy oranını alamadıkları için de müzmin muhalefet olmaya talim ediyorlar.
Eğer mevcut iktidardan ve iktidara sahip partiden hoşnut değilseniz ve kurtulmak istiyorsanız bunun basit ve etkili bir yolu şudur: Siz, mevcut iktidar partisinden çok daha iyi plan, program, strateji ve vaatlerle halkın huzuruna çıkarsınız. Halk, sizin getirdiğiniz pakete bakar ve uygulanabilir ve gerçekçi bulursa sandıkta oyunu size atar ve aldığınız oy oranına göre iktidara gelir ya da ortak olursunuz. Bu iş bu kadar basittir ve olması gereken de budur. Lakin siz, muhalefet görevini yapamazsanız, doğru dürüst bir plan ve program oluşturamazsanız, anti-demokratik oluşumlara ve girişimlere arka çıkarsanız, niye müdahale etmiyor diye orduya serzenişte bulunursanız, hadi bunları da geçtim, milletin değerlerine ters düşen söylem ve uygulamalar sergilerseniz, kusura bakmayın ama bu millet de sizi layık olduğunuz dereceye indiriverir.
Gelişmeler de gösteriyor ki artık bu ülkede kolay kolay darbe olmaz ve askeri yönetim işbaşına gelmez. O günler geçti. Şimdi dönem demokrasi dönemi. Öyleyse zaman, daha çok çalışıp daha gerçekçi politikalar üretmek ve halkın önüne çıkmaktır. Halktan korkanların süngüden medet umduğu günler geçti. Çünkü tarihi gerçekler de gösteriyor ki, süngüyle her şeyi yapabilirsiniz ama üstünde oturamazsınız…