Önce; bundan önceki yazımda; Hiç olmamaları, olmalarından daha iyi olacağı kesindir. Mason kulübü benzeri  halka tepeden bakmakla, Çankırılı olunmaz, Çankırı ve Çankırılı temsil edilmez. Zaten topal ayak da bunu başaramıyor. Halkla iç içe olamayan kişi olsun, kuruluş olsun yok olmaya, fonksiyonsuz olmaya mahkumdur. Çankırılılar olarak bu tipleri iyi tanımak ve itibar etmemiz gerekiyor.

 

Köy dernekleri bazında üstün gayret gösteren dernek yönetimlerine, salon değil saha adamı olanlara, resmi ve özel tüm katılımcılara sonsuz teşekkürler’’

 

Bunları yazdıktan sonra, yorumcunun organizasyonun başarısız olduğunu yazdığımı ifade etmek ise yazılanı anlamamak ve yazıyı saptırmasıdır. Hele hele sponsor olan iş adamları için ‘’Çankırı günleri ile ilgili bağış yapan, yardımda bulunan bu kadar değerli iş adamları nereye neden yardım yaptıklarını bilmeyecek kadar bilgisiz ve aciz değildirler’’ ifadesi esef vericidir. Ki o iş adamlarımız olmasa idi acaba Çankırı günleri gerçekleşir mi idi?

 

Onlar sayesinde Çankırı günleri gerçekleşti. Bunu kimse inkar edemez. Çankırı adına minnetle karşılıyorum. Sağolsunlar.

 

Bu arada valilik, belediyeler, kaymakamlıklar, resmi kurumlar, firmalar Çankırı günlerine destek vermişlerdir. Onlara da en azından teşekkür borçluyuz.

 

Yazan ve düşünen insanların, yargılamak gibi görevleri yoktur. Görevleri derledikleri, şahit oldukları olayları ve bilgileri okuyucusuna aktarmaktır. Kimseyle kişisel sürtüşme ve yıpratma gibi amaçları da olamaz. Ama kişiler bulundukları kuruma zarar veriyor ve yıpratıyorsa bunu da kamuoyunun bilmesi en doğal hakkıdır. Kişileri değil kurumları korumak ve kollamak görevimiz olup onları yaptıkları yanlışları tekrarlamalarını sağlamakta düşünenlerin görevi olsa gerek.

 

Ankara günlerinde sayın Vali’'nin olağanüstü performans gösterdiğini ayrıca organizasyon içinde bulunan dernekler birliğinin en az on sefer mesaj çektiğini, bizzat telefon ederek katılımın sağlanmasında büyük emeğinin olduğunu tekrar belirtmekte yarar var. Yapılan olumlu çalışmalar elbette ki göz ardı edilemez, inkar edilemez.

 

Bundan böyle Çankırı adını kullanan STK'’lar dikkatli ve titiz davranmak zorundadırlar. Artık gençlere ve kadınlarımıza yönetimlerinde yer vermek ihtiyacını hissetmelidirler. STK’'nın tüm kayıtların halkla paylaşmak konusunda şeffaf olmak zorundadırlar. Faaliyet, plan ve programlarını halkla paylaşmaları gerektiğini hatırlarından çıkarmamalılar. Unutmasınlar ki 600 bin kişilik kitlenin adını kullanarak bir yerlerde bulunuyorlar. Halka karşı sorumludurlar.

 

Gelelim paylaşma konusuna: Ne öneriyoruz? Katkısı olmayana avantaj sağlanmamalı diyoruz. Katkısı olmayana sağlanacak avantajın spor kulübüne veya güçsüzler yurduna aktarılmasını öneriyoruz. Kötü bir şey mi söylüyoruz? Katkısı olanlara da eğer olunabiliyorsa daha fazla yardımcı olunması gerektiğine de inanıyoruz.

 

Sözün kısası: Yazı ve yorumlarımda Çankırı STK’'larını haklarını savunmak ve olması/olmaması gerekenleri yazmak dışında bir amacımız yoktur. Eğer kişi/kişiler STK’'ya zarar veriyor, zarara uğratıyorsa bunu bilip de ses çıkarmayanlar her halde kendilerini az da olsa sorumlu hissederler. Yazdıklarımın arkasındayım ve ispatlamaya da hazırım.

 

Kavga değil hizmet amacımız olmalıdır.

 

(DEVAM EDECEK…)