MARMARİS’e bağlı İçmeler Mahallesi, Kızılkum mevkiinde Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi tarafından, 206 odalı otel ve 1323 adet devremülk projesi yapılması planlanıyor. Projeye ilişkin çevrecilerin açtığı davada Muğla 3. İdare Mahkemesi'nce görevlendirilen bilirkişi heyeti, devasa tesis için yürütülen çalışmaların Milli Park’ı, kıyıyı, ormanı ve endemik türleri tahrip ettiği yönünde görüş bildirmiş; mahkeme "ÇED gerekli değildir" kararının iptaline karar vermişti.

Şirket ise mahkemenin "ÇED gerekli değildir” kararının iptaline ilişkin temyiz yoluna gitti. Şirket, mahkemenin aldığı kararın bozulmasının yanı sıra yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay'a da başvurdu. Danıştay 6'ncı Dairesi, yürütmenin durdurulması istemini oy birliğiyle reddetti. Söz konusu proje için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği’nce 23 Eylül 2022 tarihinde halkı bilgilendirmek, görüş ve önerilerini almak için “Halkın Katılımı Toplantısı" yapılacak.

"YETKİLİLER SİNPAŞ’IN MAHKEME
KARARINA UYMASINI SAĞLAMIYOR"

Toplantı öncesi sürece ilişkin yaşananları anlatan Marmaris Kent Konseyi Başkanı Ufuk Beytekin, mücadelenin birinci ayağı olan "ÇED gerekli değildir" kararına karşı açtıkları davayı kazandıklarını ancak Sinpaş GYO’nun mahkeme kararına rağmen çalışmaya ve milli parka halkı sokmayarak işgale devam ettiğini belirtti.

Beytekin, şunları ifade etti:

"Süreçte gerçekleştirdiğimiz eylemler ve nöbet uygulamalarımızla milli park alanının büyük bir kısmını Sinpaş’tan geri aldık ve halkın dolaşımına açtık. Zaten her eylemde alanın milli park olduğunu ve Sinpaş’ın milli parkı işgal ve talan ettiğini hep söyledik. Bugün söylediklerimizin doğruluğu herkes tarafından görüldü. Böylece Sinpaş’ın Milli Park yetkilileri ile birlikte oynadığı oyunu bozduk ve inşaatın mahkeme kararına uymasını sağlamak için nöbet eylemine tekrar başladık. Fakat süreçte görüldü ki; sadece belediye değil tüm yetkililer Sinpaş’ın mahkeme kararına uymasını sağlamak yönünde bir adım atmıyor. Atmayınca Sinpaş daha da küstahlaşarak inşaat yasağında ve güya mühürlenmiş projeye gece ve gündüz demeden tespit ettiğimiz deposundan kamyonlarla malzeme transferini artırdı. Üstüne üstlük servisler ve küçük araçlarla aleni olarak işçi taşımaktan da çekinmedi.

"MÜCADELE YÖNTEMİMİZİ DEĞİŞTİRDİK"

Biz de nöbet uygulamamızı başka bir şekle çevirme kararı alarak mücadele yöntemimizi değiştirdik. Sinpaş’ın milli park işgalini ve kanunlara aykırı olarak vatandaşlarımızı milli park alanına sokmayışlarını her gün yaptığımız eylemlerle videolu olarak kaydederek savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz. Ayrıca mahkeme kararının uygulanmamasına destek verdiklerinden ötürü malzeme taşıyan kamyonların görüntü ve plakalarını yine savcılığa suç duyurusu ile bildiriyoruz. Yine inşaata binek otolarla işçi taşıyan araçların plakalarını ve görüntülerini emniyete bildirerek, SRC belgesine aykırı bu uygulama için ceza kesilmesi talebinde bulunduk.

"3 SENEDİR OLMAYAN VİDANJÖR 1 HAFTADIR GELİYOR"

Ayrıca 3 senedir alana bir tek vidanjör girmezken yaptığımız basın açıklaması sonrası son bir haftadır inşaata gelen vidanjörün göstermelik olduğunu ispatlamak için bilgi edinme yaptık ve madem vidanjör kullanılması gerekiyordu 3 senedir oluşan kanalizasyon ve pis su atıklarının nereye döküldüğünü sorduk. Yani son süreçte, şirketin hukuksuz ve kanunlara aykırı her uygulamasını savcılık ve ilgili kurumlara suç duyuruları ile bildirerek ve işgal altında kalan milli park alanının da halka iadesini sağlamak amaçlı eylemleri planlıyoruz.

"MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ"

Bu arada Sinpaş mahkeme kararına yönelik Danıştay’a ‘yürütmeyi durdurma’ müracaatı yapmıştı ama Danıştay geçen gün verdiği kararla oybirliği ile talebi reddetti. Bu sefer de Sinpaş ret kararının akabinde hukuk sürecinin sonlanmasını beklemeyerek ÇED’e başvurdu ve 23 Eylül 2022 tarihinde halk toplantısı olacak. Biz, o toplantıda halk olarak bulunacağız. Bu inşaatın tamamen ortadan kaldırılması ve çevreye verdiği ağır zararın rehabilite edilmesi için mücadeleye etmeye devam edeceğiz."