ATO eski Başkanı ve CHP Ankara milletvekili adayı Sinan Aygün, milletvekili seçilmek istemesinin Ergenekon davasından kaçmak olmadığını söyledi.

CHP'den Ankara milletvekili adayı gösterilen ATO eski Başkanı Sinan Aygün sessizliğini bozdu. Adaylık sürecinde yaşanan tartışmalar ve Ergenekon süreci dahil bir çok konuda konuşan Aygün, Ecevit'le ilgili olayı da anlattı.

Akşam gazetesine konuşan Aygün, 2002'de dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in sağlıksorunları nedeniyle çekilmesi yönünde yaptığı suç duyurusu konusunda ise 'Evet o başvuruyu yaptım. Ama daha sonra sayın Ecevit'le defalarca görüştüm. Sayın Ecevit beni DSP'ye bile davet etmişti' dedi.

Aygün'ün açıklamaları şöyle:

CHP İLE YÜZDE 99 FİKİR BİRLİĞİNDEYİM

"ATO'da 14 yıl boyunca kesintisiz Başkan olarak görev yaptım. Esnafın, tüccarın, sanayicinin dertlerini dile getiren çalışmalarımın parlamentoda daha çok etkili olacağına inandığım için siyasette karar kıldım. CHP'yle birçok konuda söylemlerimiz aynı. IMF, ekonomi, insan hakları vb konularda neredeyse aynı fikirdeyiz. CHP'yle yüzde 99 fikir birlikteliği içindeyim.

Milletvekili seçildikten sonra 'yeni bir oluşum için ayrılacağım' yönündeki iddialar tamamen spekülasyon. Kesinlikte CHP'den ayrılmam. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bana sevgi ve hassasiyetinin bilincindeyim. Bu nedenle onun yanında siyasete soyundum ve yine onun yanında giyinirim. Genel Başkanımız'ı bırakmam.

600 LİRA VE BEDELLİ ÇOK TUTTU

Kemal Bey'le CHP bir ruh kazandı. Artık proje üreten bir parti. Bunu gezdiğim yerlerde çok açık şekilde görüyorum. Hem yeni CHP'ye hem de 'Kılıçdaroğlu' adına büyük ilgi ve merak var. Partinin, özellikle fakir ailelere 600 lira maaş, yoksullara da bedelli askerlik ve ucuz mazot işi çok tuttu.

TAAHHÜTNAME VERDİM

Adaylığımın, Ergenekon davasında sanık olmamla alakası yok. Ben, dokunulmazlığım kalksın diye Sayın Genel Başkanımıza yazılı taahhütname verdim. Ergenekon'dan kaçıyor gibi bir hareket içinde değilim, olamam da. Parlamentoyu sığınacak bir yer olarak değil, temsil ettiğim kesimin dertlerini daha etkili şekilde dile getirmek için seçtim.

CHP'NİN 6 OKU

Milliyetçi, muhafazakar ve sosyal demokrat bir insanım. CHP'nin 6 okundan biri de milliyetçiliktir. CHP'nin herkesi kucaklama açılımı yaptığını düşünüyorum. Göreceksiniz; CHP bundan dolayı oylarını arttıracaktır.

ADAYLIK SÜRECİ NASIL GELİŞTİ

Ben zaten CHP'ye uzak olan biri değilim. Sayın Kılıçdaroğlu'yla öteden beri ilişkimiz var. Karşılıklı güven doğdu. Benim, siyasete girmek isteğimi zaten biliyordu. Adaylığım bu anlamda, kendi kendine gelişen bir süreç oldu. Bir gün kendisine 'Sizce de uygunsa siyaset yapmak istiyorum' dedim. 'Sizinle beraber çalışmak bizi mutlu eder' diye karşılık verdi. Sayın Kılıçdaroğlu dürüst, dik duran ve tecrübeli bir lider. Bunun için CHP'yi seçtim.

TABANI BENİ KABUL ETTİ

Örgütle, PM'yle hiçbir sıkıntı yaşamadım. Başta Sayın Genel Başkanımız ve yardımcıları olmak üzere, bana sahip çıktılar. Adaylığıma kimlerin karşı çıktığını hiç araştırmadım. Şimdi CHP'nin bir neferi oldum. CHP tabanı ve örgüt beni çok kolay kabul etti. Hepsiyle kucaklaştım. Hiçbir ciddi sorun yaşamadım.

'KEMAL BEY'İ MAHCUP ETMEM'

CHP'den aday olmam bazı problemler yaratınca, omzumdaki yükün de ne kadar daha da ağır olduğuna kanaat getirdim. Çünkü Sayın Genel Başkanımız bu süreçte bana sahip çıktı. Ben de ona mahcup olmamak ve mahcup etmemek için gece gündüz çalışmayı kendime şiar edindim. Bu nedenle de gerçekten çok çalışıyorum."