Dini konularda ilginç çıkışlarıyla bilinen ilahiyatçı Ali Rıza Demircan, bu kez de cinsellik hakkında tartışma yaratacak yorumlarda bulundu. İslam’da cinselliğin kutsal olduğunu dile getiren Demircan, “Sevişmekle ibadet etmek aynı şey. Hatta namaz kılmakla da aynı şey. Namaz nasıl ibadet ise bir kişinin ihtiyaç duyması halinde eşiyle ilişkiye girmesi, onu ve kendini tatmin etmesi namazda ecir aldığı gibi ecir almasıdır” dedi. Habertürk’te katıldığı bir programında, “Eşlerimizle girilen ilişki, ahiret hayatı için bir yatırımdır” diyen ilahiyatçı Demircan, “Bir insan evlilik hayatında eşimle ilişkiye girmiyorum diyemez. Bu zulümdür. Cinselliği yaşamak bizleri zinadan, eşcinsellikten korur. Allah’ın rızasına götürdüğü gibi, eşlerimizle girilen ilişki de ahiret hayatı için bir yatırımdır. Sevaplı bir işlemdir. Cinsellik İslam’da kutsallıktır ve ibadet hayatının bir bölümüdür. Çünkü ibadet Allah’ın emir ve yasaklarını uygulamaktır. Namaz neden ibadettir, rabbimizin emri olduğu için. Namaz ve sevişmek aynıdır” diye konuştu.

 

 

 

- Prof.Dr.Beyza Bilgin: “Cinsellik hem aile hayatı, hem de dini açıdan çok önemlidir. Eşinizle yaşadığınız cinsel ilişki helaldir. Bazı tarikatlarda cinselliğin sadece üremek için olması gerektiği, zevk almanın günah veya şeytani olduğu yorumları yanlıştır. İslam’da böyle birşey yoktur. Geçmiş dönem bazı Hristiyan tarikatlarında bu tür yorumlar vardı. Üremeye müsait olmayan insanlar eşiyle birlikte olamayacak mı! Bu görüşleryanlıştır. İslam’da aile birlikteliği ve eşler arasındaki sevgi çok önemlidir. Ancak şunu da belirtmemiz lazım; namaz kılmakla sevişmek aynı şeyler değildir ve böyle bir benzetme hem yersiz, hem de yanlıştır. Eşinizle bile olsa sevişmekle, namazı bir tutmamak münasip bir durum değildir. Eşle olan sevşmek sevaptır.”

 

 

- Prof.Dr.Süleyman Ateş: “Sevişmekle namazı benzetmek, aynı kefeye koymak doğru değildir. O halde hayvanların yaptığı da ibadet olur ki böyle bir şey söylenemez. Müslüman cinselliğiyle övünemez. Tasavvuf ehli insanlar işi gücü bırakıp cinselliğe dalmamıştır. Cinsellik ibadet de değildir. İslam’da cinselliğin maksadı kendini tatmin değil, üremeye ve çocuk sahibi olmaya yöneliktir. Sürekli kendini tatmin duygusu dinen caiz değildir. Nefse hakim olmak gerekir. Eşler birbirine helaldir ve normal bir şekilde belli zamanlarda birlikte olmaları mübahtır. Şayet cinsel yaşamla mertebe alınacak olsadı, eşşekler insanlardan daha yüksek mertebeye çıkardı. İslam inancında, tasavvuf ehlinde cinsellik hayatın ön planında yeralmaz. İbadetle sevişmek bir tutulamaz.”

 

 

- Prof.Dr.İlyas Çelebi: “Demircan hoca zannederim şöyle bir mantık güdüyor; Allah’ın helal kıldığı, meşru kabul ettiği işleri yapmak, Allah’ın rızası, hoşnutluğunu kazanmak için doğru bir yoldur. Namaz kılmak, nasıl ki Allah’ın emri ise ve onun için yapılıyorsa, helal kılınan eşle birlikte olmak da dinen caiz ve rıza gösterilecek bir durumdur. Bu açıdan bakınca benzerlik var. Allah’ın meşru kabul ettiği fiileri yapma noktasında mahiyetleri itibarıyla doğru bir mantık. Ancak benzetme doğru olmamış. Namaz kılmak Allah’a kulluk, sevişmek ise nefsin tatminidir. Bir yönüyle birbirine benzer ama bir yönüyle de benzer denemez durumdur. İslam’da eviliğin temel mantığı birlikte yaşamdır. Eşler birbirine helal kılınmıştır.”

 

 

- Prof.Dr.Cemal Sofuoğlu: “Bir Müslüman’ın hanımıyla birlikte olmasını ibadet olarak kabul ediyorum. Hadis kaynakları eşlerin birlikte olmalarını ve cinsel yaşamın sevap olduğunu belirtiyor. Çünkü eşler arasındaki cinsellik olmaz ise kişi zinaya yönelecektir. Cinsellik hem üreme, hem de bedensel bir ihtiyaçtır. Dini açıdan eşler arasındaki cinsellik sevaptır. Demircan’ın yaklaşımını bu açıdan doğru buluyorum. Eşler arasındaki cinsel münasebet ayrıca bir dini görevdir. Hem hanımalar için, hem de erkekler için bu görev geçerlidir. Ancak cinsel ilişki için namazla aynı sevaptır veya eşdeğerdir şeklinde benzetme yapmak doğru olmaz. Namaz dinin direğidir. Cinsellikise dinin direği değildir. Namazın çok ayrı bir yeri vardır. Mukayese etmeyi doğru bulmam. Karı-koca arasındaki münasabetin en iyi şekilde yapılması dinen doğrudur.”