ZAFER Partisi'nin kuruluşu ile birlikte Genel Başkan Yardımcılığı koltuğunda oturan Kaptan Mustafa Can, partinin stratejileri doğrultusunda görev değişikliği yaparak bugün gerçekleştirilen Olağanüstü İl Kongresi'nde 150 delegenin oyunu alarak İstanbul İl Başkanlığı'na seçildi.
Zafer Partisi'nin çiçeği burnunda İstanbul İl Başkanı Kaptan Mustafa Can, kongre sonrası Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarda şunları paylaştı:
"Yedi tepeli Zafer için yola çıkıyoruz. İstanbul'u kapsayamayan bir zaferin alevsiz meşaleden farkı yoktur.
Partimizin Türk Dünyası ve denizcilik politikalarından sorumlu başkan yardımcısı olarak görev yaparken ve İstanbul İl Başkanlığı aklımdan bile geçmezken, Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın işaretiyle şu an buradayım.
Seçim yolumuzun kısa, işimizin zor olduğunu bilmekle beraber 'görev adamı' değil 'görev insanı' olarak daha çok çalışmak bizim için eziyet değil, ödüldür.
Tembellik bizi öldürür. Sığınmacılardan Kanal İstanbul'a kadar ülkemizin geleceğini karartmayı amaçlayan projelerin tamamının İstanbul merkezli olması, tehlikenin büyüklüğünün yanı sıra esas cephenin kurulması gereken kadim şehri de bizlere gösteriyor.
İstanbul'u alamazsak Anadolu'yu da veririz. İstanbul'u istila eden sığınmacı ve kaçakların sayısı 1.5 milyonu aşmışken, deprem tehlikesi kapıda iken, hiçbirimizin şehit olacağını bile bile Ağustos sıcağı altında kilometrelerce yürüyen atalarımızı mahcup etmeye hakkı yoktur.
En küçük sorunda dahi vazgeçmek, ancak geleceğe bırakılacak utanç mirasıdır.
Tek Türk olmak; Elbet de hepimizin farklı düşünceleri olabilir ama bunları bir bedende birleştirip tek bir Türk gibi hareket etmek zorundayız.
Uzuvların farklı yönlere hareket ettiği bir beden; uzaktan bakınca anlam bütünlüğü olmayan, aklını kaybetmiş meczup görüntüsü verir.
Çok kişi aynı anda hareket edeceğiz ve eş zamanlı oynayacağız. Başarının yolu, dışarıya tek parça gözükmekten geçer.
Partimizin ve Genel Başkanımızın '4 Deniz 4 Bölge' projesi kapsamında önemli şehrimiz İstanbul'u, Berlin ve Tokyo arasında bir ileri teknoloji üssü haline getireceğiz. İstanbul'a yığılmış olan ağır ve orta ölçekli sanayi merkezlerini Anadolu'ya taşıyacağız. Böylece İstanbul'u dünyanın akıl, zeka ve duygu merkezi olarak konumlandıracağız.
Dokunmak zorundayız... Evet, şu an partimiz sosyal medyada güçlü ve gücünü de artırmaya devam ediyor. Bu mecralarda rakamlarla ifade ettiğimiz gücümüz 'gerçeklik' algısına oturmadığında büyük bir illüzyon tehlikesini de içerebilir.
Kendimizi anlatmak için elbette teknolojinin tüm olanaklarını kullanacağız fakat insanın ilk teknolojik icadı olan yüz yüze konuşma ve dokunmayı asla ihmal etmeyeceğiz.
Çalışmadığımız her saniyeyi, bizden giden bir oy olarak görmeliyiz. Kibirden, egodan ve ben merkezden uzaklaşarak kapsayıcı olmak zorundayız. Bu hal bir alternatif değil, zorunluluktur.
Bunun için öncelikle;
1- Tüm ilçelerimiz ilk fırsatta değil, her fırsatta sokakta olacaklar. Kahvehanelerden lokantalara, toplu ulaşımdan berberlere, kuaförlere kadar insanın olduğu her yerde biz de olacağız.
2- Kadın ve gençlik teşkilatı sorumlularımız başta olmak üzere ev ve okul ziyaretleri yapacağız.
3- Çok iyi dönüşler aldığımız etiketlemeye, etiket sayısını 100 binin üzerine çıkararak devam edeceğiz.
4- Bir bilişim kenti olarak kurguladığımız İstanbul'da buna gönül vermiş yazılımcılardan ara yüz tasarımcılarına; girişimcilerden melek yatırımcılara kadar herkesi bu amacımıza ortak yapacağız.
5- Aynı zamanda bir denizci olmanın da avantajıyla Kanal İstanbul ihanetinin gerçek yüzünü göstereceğiz ve ne yazık ki 'tahıl koridoru' adı altında ilk delik açılan 'Türk Boğazları Sözleşmesi'ni ölümüne savunacağız.
6- Her ilçemiz özelinde çalışmalar yaparak söz konusu ilçenin ihtiyaçlarına yönelik programlar yürüteceğiz.
7- Yine her ilçemizde sığınmacılar ve kaçaklardan tutun da partimizin bilinirliğine kadar çeşitli konularda araştırmalar yapıp düzenli olarak takip edeceğiz.
8- İstanbul Beşiktaş'ta metro inşaatı sırasında bulunan Türk ve Altay kültürüne ait 3500 yıllık Kurgan tipi mezar örneğinde de olduğu gibi, bu büyülü şehrimizin Türk kimliğini net olarak ortaya koyacağız.
Günün son sözü olarak, bana bu yolu işaret eden Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ'a, partimizin İstanbul il teşkilatını kuran Sayın Hakan Akşit ve yönetimine, yolu açan partili gönüldaşlarıma, taşları döşemeye başlayan çalışma arkadaşlarıma ve ilk günden beri yanımda olan aileme huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Türkiye'nin Zafer'i İstanbul'dan yükselecek!
Saygılarımla."
Zafer Partisi Kurucu İl Başkanı Hasan Akşit, bugün gerçekleştirilen Olağanüstü İl Kongresi ile birlikte görevi Kaptan Mustafa Can'a devretti.