“Çankırı’ya yeni bir günlük gazete ile ilgili düşüncelerinizi bekliyorum” dedim ve …
İyi ki demişim!
Yoksa nasıl olurdu da bizler karşılıklı yan yana gelir ve saatlerce görüşürdük…
Sadece bu konu etrafında onlarca telefon konuşması yapardık…
Sizler sordunuz ben dilim döndüğünce yanıtlamaya çalıştım gerek Çankırı’da gerekse Ankara’da“günlük gazete” hayalimin ayrıntılarını!
Program dahilinde bir de İstanbul seyahati gerçekleştirecek; günlük gazete ile ilgili düşüncelerimi bir de oralardaki dostlarla paylaşacağım…
Anlayacağınız ellerimin arasından yere düşen kartopunu yuvarlaya yuvarlaya yürüyeceğim koyduğum hedefe doğru…
Şu saat itibariyle de hiç olmadığım kadar umutluyum bu projeden…
Çankırı insanı bu projenin hayata geçmesi konusunda bugüne kadar göstermediği “kararlılığını” tahminlerimin üzerinde ortaya koydu…
Kendilerine müteşekkirim…
Bir kez daha tekrarlamakta fayda görüyorum:
-Çankırı’nın makus talihini yine Çankırılı değiştirecek…
Şahsım olarak sadece ve sadece tıpkı bir “çalar saat” işlevi görüyorum!
“Güneş doğuyor kalkmalısın… Karanlık doğmadan görevini yapmalısın” (!)
Hepsi bu…
x x x
Benim gündemimde Çankırı’nın ihtiyacı olan “günlük gazete” projesi olur da; birilerinin önünde de “Belediye Başkanlığı senin”, “Ticaret Sanayi Odası Başkanlığı da senin”, “Sen kafaya takma bu ikisini alırsak milletvekilliğin garanti!” diyerek “Eh bütün bunlardan sonra; sizler de benim de yeniden listeye girmem için ter akıtırsınız” (!) şeklinde “taş okey” karesi kurmasını hiç mi hiç yadırgamam!
Yukarıda “temsili” olarak kurduğum cümlenin gerçekle ilişkisini kur(a)madıysanız, “siyasi” egzersizlerinizde önemli bir kireçlenme olduğunu düşünebilirsiniz…
Ancak bendenizin ortaya koyduğu “taş okey 4’lüsü”nün kimlerden oluştuğu yönünde birçoğunuzun başarılı tahminlerde bulunduğunuzu şimdiden duyar gibi olduğumun bilinmesini isterim.
İsterseniz oyunu biraz daha heyecanlı kılalım ve şu sorulara yanıt arayalım:
-Böylesi bir karede “okeye dönen” kim olur?
-Bu karenin “taş çalanı” kim olabilir?
-Sürekli “teke dönen” ancak açamayan kim olabilir?
Ve son olarak “Oyun kimde kalırsa ısmarlamadan kaçan” kim olur?
Kolay gelsin…
x x x
Son Çankırı ziyaretimde Orta, Kurşunlu ve Çerkeş ilçelerini de ziyaret etme fırsatı buldum…
Bu ziyaretim öncesi aldığım notlar içerisinde en belirgini AK Parti İl Başkanı Salim Çivitcioğlu’nun “İl Teşkilatı olarak önümüzdeki yerel seçimlerdeki hedefimiz 12’de 12’dir” açıklaması da mevcuttu.
Gezi sonrası notlarımı alt alta koyduğumda ortaya (şimdilik kaydıyla) çıkan sonuç şu:
-Bugünkü tablonun yerel seçimlere kadar mevcudiyetini koruması halinde Taşyakası’nda AK Parti’yi yerel seçimlerde “içerideki kurtlar” yer bitirir…
Ne demek?
Şu demek: Mevcutta; Orta, Kurşunlu ve Çerkeş’te belediye başkanları zaten AK Partili değil… Yaşanan sürecin devamı halinde de AK Partili adayların seçimleri kazanması mümkün değil…
Anlayacağınız “Taşyakası” tam anlamıyla bir “Çıfıt çarşısı” (!)
Bu bölgenin siyasetine “ben siyasetçiyim” diyenin akıl sır erdirmesi mümkün olmaz!
Hele hele mevcut Çankırı AK Parti İl teşkilatının ve de mevcut iki milletvekilinin…
Taşyakası’nda seçmen Merkez’den gelen siyasetçiyi suya götürür susuz getirir…
Demedi demeyin, alın bu yazıyı bir yerlere monte edin…
x x x
Geçtiğimiz günlerin en ızdıraplı pazarını dün yaşadım…
5 Nisan 1999 yılında babamı kaybetmiştim… Tam 13 yıl sonra Pazar günü de babamın ablasını yani “hayatımın halası”nı kaybettim…
Seni çok özleyeceğim sevgili hala’m… Tıpkı babamı özlediğim gibi…
Mekanın cennet olsun… Babam’ı görürsen onu ne kadar çok özlediğimi söylemeyi unutma!