AK Parti'de Çankırı Belediye başkan adaylarının açıklanması aşamasına gelindiği şu günlerde yaşanılanlara bakıldığında 'kimin eli kimin cebinde' (!) çok net olarak sırıtıyor!
Bölgenin iki milletvekili İdris Şahin ve Hüseyin Filiz 'aday tespiti'nde adeta kendi hanelerine +1 yazdırmanın gayretine girmişlerken, Çankırı Merkez'le ilgili yapılan kavga 'tek taraflı' olarak şimdilik Filiz'in 'bir at boyu'ndan çok fazla önde gittiğini gösteriyor...
Hüseyin Filiz öylesine önde gidiyor ki; Ortada 8 aday adayı varken 'Benim adayım İrfan Dinç' söylemini bangır bangır bağırabiliyor... Temayül'de nasıl gelip göstere göstere İrfan Dinç'e oy verdiyse sonrasındaki günlerde de aday Dinç'in sürekli yanında boy göstermekten çekinmiyor...
Bütün bunlar yaşanırken İdris Şahin ne yapıyor?!
Yakasındaki rozetle 'ununu elemiş eleğini duvara asmış' anneannem gibi; 'Aday adayları kendilerini ispatlasınlar', 'Anketlerde çıksınlar ki arkalarında durayım' gibi söylemlerle sözümona Dinç'in karşısındaki adayları destekliyormuş 'havasına' giriyor!
Milletvekili Şahin'in sergilemiş olduğu tavır; Temayül sonrası 8'den 4'e düşen isimlerle birlikte İl Başkanı Salim Çivitcioğlu'nu da mutlu etmiyor...
Ve kum saati hızla akarken, milletvekili Şahin izlediği politikadan milim uzaklaşmadan, el frenini çekmiş, güvenlik şeridine parketmiş TIR misali öylece duruyor!
Aday adayları da İl Başkanlarıyla birlikte 'yavru serçe'nin can derdine düşmesi misali, siyaset kazanında 'itlerle, çakallarla' hatta hatta gözü dönmüş yamyamlarla beyefendiliklerini bozmadan, kelle verme pahasına 'Çankırı'nın aydınlık geleceği' adına didinip duruyorlar...
Dile getirmekten çekinmeyeceğim tespitimdir ki; Çankırı için böylesine hayati önem taşıyan bir süreçte, elini taşın altına koymayan ve de bundan 'sebebi ne olursa olsun' imtina eden bir milletvekili, ilerleyen süreçte 'dımdızlak' ortada kalırsa hatayı öncelikle kendisinde arasın!
Çankırı'nın bugün için geldiği keskin virajda 'Ya herro ya merro' demeyenin kendisi ile birlikte bu şehir için 'var olduğunu iddia ettiği hayal(ler)i'ni önce ben tartışmaya açarım sonra da Çankırılı...
Dedim ve de İndağı'ndan D-100'e uzandım..
x x x
İlk durak Ilgaz: Belediye Başkanı Cevdet Çetin'in 'aday olmayacağım' açıklamasından sonra AK Parti tabanında yaşanan siyasi heyecan henüz dinmiş değil. 5 aday adayı içerisinde öne çıkan iki isimden Mehmed Öztürk ve Halit Uğurlu'nun şansları eşit gibi görünüyor.
Ancak, başta İl Başkanı Çivitcioğlu ve de milletvekili Şahin 'Halit Uğurlu' derken, Filiz de 'Mehmet Öztürk' söyleminde...
Hal böyle olunca Ilgaz'da AK Parti tabanı da yaşanılanları şaşkınlıkla izlemekle yetiniyor. Uğurlu'nun 'milletvekili Şahin'in danışmanı' kartviziti üzerine bir de 'Kise köylü' olması Merkez'de yer yer belirgin olarak sıkıntı yaratmakla birlikte, 'ilçenin sokağında yaşayan ilçeyi yönetmeli' düşüncesinin giderek yaygınlaşması seçmende tavan yapmakta.
Öztürk'ün İl Kongresinde Çivitcioğlu'nun karşısında olması kendisi için önemli bir handikap da olsa, seçimin ertesinden günümüze kadar gerek seçilmiş il yönetimiyle 'ilçe başkanı' olarak uyum içerisinde çalışması da gözardı edilmemelidir.
AK Parti'nin kuruluşu sonrasında partiye katılan ilk 'il genel meclis üyesi' sıfatını bugüne kadar başarıyla taşımış ismi Mehmed Öztürk'ün ilçe içerisinde ve parti tabanındaki gücünü hafife alarak, kapalı kapılar ardında hazırlanan 'danışman'dan başkan yaratma' projesinin duvara toslama ihtimalinin Ilgazlı'nın 'dumanlı havayla' yaşamaya olan alışkanlığına verebilirim!
x x x
Çankırı'dan sonraki ikinci durağımız Kurşunlu'yu mercek altına alacak olursak; Dr. Şakir Kaymak ve işadamı Ruhi Şeker arasındaki yarışın sonucu (bana göre) çok önceden belli olmasına karşın, aday adaylarının gazını alma stratejisiyle AK Parti kurmayları bir şekilde 'göstermelik sahne' ile süreci tamamlamayı tercih etti...
Başarılı da oldular!
Aday adaylarından Kaymak ve Şeker'e sahada bir nevi 'siyasi antrenman' yaptırdılar... Süreç öncesinde parti tabanında yaşanan ayrışmayı bir şekilde 'birleşme' durağına kadar getirdiler!
Arada 'sivri dilli' Kadir Şahin'i de 'ılımanlaştırma' başarısını gösterdiler ki bence AK Parti'nin en büyük kârı da bu olsa gerek...
Ancak Kurşunlu siyasetinin önemli figürlerinden birisi olan Kadir Şahin'in 'ne zaman ne yapacağını' da kestirebilmenin zor olduğunu hatırlatalım ve AK Parti'nin Kurşunlu adayını 'Şakir Kaymak' olarak Genel Merkez'den önce ben açıklayayım.
Vali Özcan'ın da kulaklarını çınlatarak; 'Benim istihbaratımı yabana atmayın! Dün Ankara ile görüştüm! Ne diyorsam o!'
Biraz kestirmeden oldu ama bu seferlik idare edin, bir dahakine ayrıntıları da yazarım...
x x x
Taşyakası'ndaki turumuzu Çerkeş ile tamamlayalım ve Orta üzerinden Ankara'ya dönelim!
Çerkeş'te aday zenginliğine karşın AK Parti'nin adayı tıpkı Kurşunlu gibi haftalar öncesinden şekillenmişti!
Mehmet Kiraz... Adaylıkla birlikte 'başkanlık' da kendisine şimdiden hayırlı olsun...
Orta'da işler karışık! Başkan Recep Koçak ile Bayram Yavuz Onay adaylık yarışında önde gibiler... Lakin 'kesin isim' konusunda tereddütlerim var. İzleyelim...
Şabanözü'nden çok hızlı geçeceğim! Neden derseniz burada işler en az Çankırı Merkez kadar karışık! Ne Şam'ın şekeri ne Arap'ın yüzü!
Atkaracalar'a neden uğramadın diye soracak olanlara; Kızılırmak gibi Atkaracalar'da mevcut başkan Rifat Altuntop'la devam edileceği kuvvetle ihtimal. Altuntop 'başkan adayı' olur ama 'başkan olur mu?' derseniz işte orası muamma! Demedi demeyin...
x x x
Gönlüm isterdi ki; Çankırı'nın İSKİ'sini, havaalanı olmayan Çankırı'da Allah'ın dağında hurda uçaktan 'gecekondu kütüphane'yi konuşalım...
Ama kalemde mürekkep de kalmadı, sayfada yer de...
Pazar günü Konya'da önüme getirilen 1.5 metre uzunluğundaki 'etli ekmeğe' döndü bu haftaki yazı...
Söylemeden edemeyeceğim; İrfan Dinç Çankırı'ya uçak enkazı getirirken, Çankırıspor 3 Aralık'ta Esenboğa'dan Antalya'ya 'ÇANKIRI' uçağı kaldırıyor... Hem de 149 Çankırı insanı ile birlikte...
Varın aradaki farkı siz tartışın...
Nasıl mı?
'Ya herro ya merro' diyerek!
Anlayan anladı...