Vali Vahdettin Özcan ve eşi Leyla Özcan Hanımefendi tarafından Çankırı Büyük Otel’de Şehit Ailelerine ve gazilerine yemek verildi.
Vali Özcan yaptığı konuşmada; “Çok değerli minnet borcumuzun bulunduğu şehit yakınlarımız, 18 Mart Şehitler Günü münasebetiyle Valiliğimiz tarafından yapılan yemekli toplantıya iştirakiniz nedeniyle teşekkür ediyorum” dedi.
Toprak uğrunda ölen varsa vatandır diyen Vali Özcan, “Vatan uğruna şehit olan aziz şehitlerimizin geride kalanları bizim evlatlarımız, yeğenlerimiz, kardeşlerimiz, annelerimiz ve babalarımız. Göreve başladığım günden bu yana ilk önceliğimiz şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi gözetmek oldu. Benim de babamın dedesi Çanakkale şehidi. Bu nedenle sizleri daha iyi anlıyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Hepinize afiyet olsun” dedi.
Dernek Başkanı Gazi Yüksel Teke ise; “Sayın Valim, bizlere verdiğiniz değerle bizleri mutlu ettiniz, ihya olduk. Bizler hep birlikte olduğumuzda bizi kimse bölemedi, bölemeyecekte. Tüm şehit yakınlarımız ve gazilerimiz adına sizlere teşekkür ediyoruz” dedi.
Gazi Mustafa Kurt tarafından yemek duası yapıldı.
Yemek sonrası Şehit J.Kd.Yüzbaşı Erol Uykusuz’un kızı Hilal Reyhan Uykusuz, babasına yazdığı mektubu okudu. Hilal’in okuduğu mektup, konuklar tarafından gözyaşları içinde dinlendi.
“Canım babam,
Annem hep anlatırdı. Küçükken yanıma yatarmışsın, canım kızım der, okşar, severmişsin beni. Sen tam kalkacakken tutarmışım seni, gitme diye… Keşke yıllar önce bayraklı tabutun arkasından tutupta gitme baba, beni bu dünyada yalnız bırakma diyebilseydim.
Küçükken herkesin bir kahramanı olur. Benim kahramanım her zaman sendin. Yakışıklı babamdın. Hem vatanın hem de benim kahramanım. Şimdi kim koruyacak beni baba?
Niye aldılar ki seni benden? Hiç mi düşünmediler beni, annemi, kardeşlerimi?
Küçüklüğümden beri her gün dua ederim. Rüyalarıma gelmen için. Yatağımın hep bir tarafını boş bırakırım, belki gelir yatarsın diye… Hiç hareket etmemeye çalıştığım bile olur. Uyandığımı düşünüp gitme diye. Belki de bu yüzden ne zaman babasının elinden tutmuş bir çocuk görsem özlemle bakarım.
Baba sözcüğüne bile öyle hasretim ki….
Her akşam gelecekmişsin gibi bekliyorum baba! Kapı çalacak ve içeri gireceksin, hemen atlayacağım boynuna….
Sen hiç yanımda olamadın baba. Okula başladığımda, seni özleyip yorganın altında gizlice ağladığımda, ilk kez okumayı öğrendiğimde. Tek tesellim senin beni cennetten izlediğini bilmekti.
Biliyor musun baba?
Ben hiç utanmadım. Hep gururla, Şehit kızı olmanın verdiği onurla başım dik gezdim “baba”
Burdan öncelikle seni ve sonrada tüm Şehit Abilerimi selamlıyor, ellerinden öpüyorum.
Kızın Hilal"