Yazıya nasıl başlayacağımı günlerdir düşünüp duruyorum!
Daha doğrusu, 'yazayım mı - yazmayayım mı' diyerek papatya falı açar haldeyim...
Anlayacağınız 'enkaz' ötesiyim...
Böylesi bir halet-i ruhiye içerisinde nasıl yazı yazılır doğrusu bilmiyorum...
Günlerdir beni halden hale koyan merhum ÇANDEF Başkanı Vahap Yartaş'ın beklenmedik ve de kendisine yakıştıramadığım ölümü oldu...
Nasıl yakıştırabilirim ki?!
Ortalama 48 saatte bir telefonla konuştuğum nadir isimlerdendi kendisi...
İki oğlumla dahi o sıklıkta görüşmediğim bir dosttu benim için...
Ölümünden yaklaşık 54-55 saat önce İstanbul'da biraraya gelmiş ve iki saat süresince sohbet etme fırsatı bulmuştum.
Nereden bilebilirdim ki son görüşmemiz olduğunu...
Film şeridi gibi gözümün önüne getiriyorum o anları...
Ve bu görüşme için kendimi hem şanslı hem de şanssız hissediyorum...
Keşke... diyorum...
Sonrasında 'keşke' kelimesini sevmediğimi farkediyor ve de duruyorum...
Sonra yine 'keşke...' diye başlıyorum...
Ve yine kendimi frenliyorum...
Allah kahretsin!
Hem de yüz bin kere kahretsin!
Neden... Neden... Neden...
x x x
Soruları uzun bir süre daha soracağımı biliyorum...
Çünkü kendimi iyi tanıyorum...
Ancak; 'özeleştiri' de yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile...
Çankırı camiasında 'zirvede'kiler arasında bu kaçıncı 'intihar'?!
Neden böyle oluyor?
Son 6 aydır, özellikle İstanbul'a yaptığım ziyaretlerde 'rahmetli' için olmadık cümleleri kuranlar, benim katılmadığım cenazede en ön sıradaydılar!
Rahmetli'nin yanından uzaklaştırdığı isimler tabutunu sırtlanma yarışına çoktan girmişlerdi...
İçinde bulunduğu 'ekonomik' çıkmazla ilgili bilgi sahibi olanlar 'aleyhinde' sağı-solu harekete geçirmenin gayreti içerisindeydiler.
Bu şahsiyetler zaman zaman bana kadar ulaşıp gerek telefonla gerekse e-posta yoluyla sözümona beni bilgilendiriyorlardı!
Bütün bu olumsuzluklara rahmet, 'rahmetli', yine Çankırı insanı için sabahın köründe sıcak yatağından kalkıyor, gecenin ilerleyen saatlerine kadar o etkinlik, bu festival, o düğün, bu açılış koşturup duruyordu.
Her gittiği yerde de kendisinden 'yardım' talebinde bulunan hemşerilerine karınca-kararınca yardımlarda bulunuyor, bazen verdiği sözleri de yerine getiremiyordu.
Ancak tüm bu olumsuzlukları 'kasıtlı' ya da bilerek yaptığına o günlerde de inanmıyordum... Şimdi daha da iyi anlıyorum...
Yaşanan bazı olumsuzluklar sadece ve sadece yaşadığı 'ekonomik' sıkıntıdan kaynaklanıyor (muş)...
Ancak, çevresindeki Çankırı insanı tüm bu olayları sürekli olarak merhum Vahap Yartaş'ın aleyhine kullanmayı adeta 'gelenek' haline getirdi...
Ne onsuz yapabildi, ne de onunla!
x x x
Çankırı insanı, diğer Anadolu şehirlerinde olduğu gibi oldukça kıskançtır!
Hatta hatta biraz daha ileriye gideyim 'fesat'tır!
Kendisinde yoksa, karşısındakinde de olmasını istemez...
Şayet kendisinde yok, karşısındakinde var ise, yandı gülüm keten helva...
Onu yer bitirir...
Ama eliyle, ama diliyle, ama da gözüyle...
Vahap Yartaş'ı Çorumlu ya da Malatyalı bitirmedi...
Vahap Yartaş'ı Çankırılı bitirdi... Hem de kötü bitirdi...
Tıpkı daha önce bitirdiği Hüseyin gibi, Ali gibi, Şair gibi..
Vahap Yartaş'ı da tüketti Çankırı...
Sanıyorum son olayla birlikte 'kına satışları da patlamıştır' Çankırılı'nın yaşadığı yerlerde...
x x x
Cenazeye iştirak eden yaklaşık 5 bin dolayında Çankırılı, Vahap Yartaş'ın ardından timsahın gözyaşlarını akıttı! (istisnalar hariç)
Ve her biri şimdi rahatlamış, köşelerine çekilmiş durumdalar...
Aylardır pusuya yatanlar şimdi gönül rahatlığıyla ÇANFED Başkanı da olabilirler... Bilmem neyin başkanı da!
Her birinin yolu açık olsun...
Ama istirham ediyorum; Mümkün olduğunca bundan böyle 'o insanı' merhum Vahap Yartaş'ı ağızlarına almasınlar...
O'nun adına sakın ola birşeyler yapmaya kalkışmasınlar...
O'nun adına topluluklara 'talkım' vermesinler...
O'nun adına... Hiç mi hiç konuşmasınlar...
Konuşmasınlar ki 'rahmetli' yattığı yerde huzur bulsun...
Yürekten inandığım tek olay; O da fazlasıyla sıkılmıştı etrafındaki çapsızlardan, yalakalardan, çıkarcılardan...
Hatta hatta 'Çankırılı' gibi görünüp de 'Çankırılı İrlandalılar'dan...
x x x
Böyle olmamalıydı...
Lakin elden de birşey gelmiyor... Gelmedi de...
Rahat uyu güzel insan... Ruhun şad, mekanın cennet olsun...
Ben mi?
Sen derdin ya:
"Birimiz hepimiz için, herşeyimiz Çankırı için"
Kanadım kırık ama yola devam...