Umutlarınız tükenince Özsoy'u hatırlayın..!

Ayla ÖZDEMİR

Sahnelenmiş ilk Türk Operasının 'Özsoy' olduğunu biliyor muydunuz?

Bizzat Atatürk'ün yönergeleri ve deneyimiyle sahnelendiğini, peki?

Dünyayı kendine hayran bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinin ne kadar eşsiz olduğunun muazzam bir örneği de ÖZSOY..

Yıl 1934, Haziran ayı, Türkiye Cumhuriyetinin başkenti Ankara önemli bir konuk için ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İran Şahı Rıza Pehlevi ülkemize gelecek ve Atatürk devrimlerini inceleyecek. Eşsiz lider Atatürk, onun bu ziyaretini çok özel kılacak bir şey yapmak istiyor aradaki dostluğu sağlamlaştırmak adına komşu ülkeyle…O, “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüyle çizdiği hedefe, barışçı dış politikasına uygun olarak, ‘biz dostuz, biz kardeşiz’ mesajları içeren bir operayla, zeytin dalı uzatıyor İran Şahı'na…

Özsoy, ilk kez bundan tam 87 yıl önce, 19 Haziran 1934'de, Mustafa Kemal'in ve onun resmi konuğu İran Şahı Rıza Pehlevi'nin huzurunda Ankara Halkevi'nde seyircisiyle buluşuyor.

Baştan başa yerli bir opera Özsoy. Bestecisi, rejisörü, solistleri, dekorcusu Türk... Metnini, Atatürk'ün yönergeleri ve denetimi ile Münir Hayri Egeli yazıyor ve sahneye koyuyor. 27 yaşındaki Ahmet Adnan Saygun ise besteliyor hem de 20 gün gibi oldukça kısa bir sürede...

Atatürk, Özsoy’a ana fikri vermekle de kalmıyor, tüm provalarına da katılıyor, sanatçılara moral veriyor, destek oluyor. "Okay, okay" diyerek alkışlıyor onları… İngilizce "okey" demeye çalıştığından değil, Öz Türkçe “okun yaydan çıktığı ve hedefin vurulduğu anı anlatan, tam isabet” anlamına gelen 'Okay' diyerek onların da yaptıkları işte onikiden vurduklarını vurguluyor, başarılarını takdir ediyor, beğendiğini gösteriyor.

Başarıyla sahnelenen Özsoy Operası, 10 dakika boyunca ayakta alkışlanıyor, tabi Şah tarafından da..

Ana teması yüzyıllar boyunca Türkiye ve İran’ın kardeş olduğu vurgusu olan 3 perde 12 tablodan oluşan eserin sonunda, iki kardeşten Tur’un (Kurt) adı geçtiğinde, sahnedeki oyuncular, Ankara Halkevi’nin locasında operayı izlemekte olan Atatürk’ü, İraç (Aslan) sorulduğunda ise yanındaki Rıza Pehlevi’yi işaret ediyor. Bu jest karşısında çok duygulanan Şah Rıza Pehlevi, “Kardeşim!” diyerek, Atatürk’e sarılıyor. Dış politikada nezaket ve seviye zirve yapıyor.

Barışı kucaklıyor Atatürk, dış politikada da tutarlılık hakim.. Dün "dostum" dediğini bugün düşman etmiyor mesela...

20 Günde yazıldı ve sahnelendi Özsoy, iki ülke ilişkilerini, dostluğu pekiştirdi. Atatürk eşsiz liderliğini burada da gösterdi. Nice sonra verdiği bir işle ilgili "Bu kadar sürede bu işi yapamayız, yetişmez" diyen bir bakanına 'Özsoy’u hatırlattı eşsiz lider ve dedi ki:

"Efendi sen ne söylüyorsun! Biz yirmi günde opera yazmış, bestelemiş, oynatmış bir milletiz. O işi de yapar o işi de yetiştiririz. Yeter ki yapacağımız işe öncelikle kendimiz inanalım"

Demem o ki; umudunuz tükendiğinde sizler de Özsoy’u hatırlayın! 

Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan 2 şey 'Atatürk' ve 'umut' çünkü...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.