Demokratik Toplum Kongresi Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programına konuk oldu. İmralı Görüşmeleri hakkında bilgi verdi.
3 Ocak tarihinde yapılan görüşmenin talepleri doğrultusunda Adalet Bakanlığı'nın izni ile gerçekleştiğini söyleyen Türk "görüşmeye ilişkin irade olmasa gerçekleşmezdi" dedi. Yeni süreçten ümitli olduğunu söyledi.
GÖRÜŞME İKİ SAATTEN UZUN SÜRDÜ
Görüşmenin 2 saatten uzun olduğunu aktaran Türk, Öcalan, Akat ve kendisinin baş başa görüştüğünü aktardı. Görüşmenin kayıt altına alındığını anlatan Fidan'ın görüşmede olmadığını ama zaman zaman görüşmeye devlet görevlilerinin katıldığını söyledi. Türk Öcalan'ın görüşlerini de açık açık ifade etti...
Türk 1993 yılından beri Öcalan ile görüşmediğini 20 yıl sonra görüştüğünü söyledi. 1993'te benzer bir süreç olduğunu ama Özal'ın ölmesi ile son bulduğunu anlattı.
Öcalan'ın sağlık durumu ile de bilgi veren Türk sadece yaşlılık belirtileri olduğunu sözlerine ekledi. Türk, Öcalan'ın Ecevit'ten Erbakan'a kadar bu barış süreci ile ilgili çabaları olduğunu aktardığını iletti.
Ağırlıklı olarak Öcalan'ı dinlediklerini belirten Türk, gelinen sürecin ne aşamada olduğuna dair sorular yönelttiklerini aktardı. Türk süreçle ilgili hükümet kanadından çok ayrıntılı bilgilendirme olmadığını söyledi. Türk, Fidan'la da gitmeden görüşmediklerini teyit etti...
Halktan saklanan işlerde sonuç alınamayacağını söyleyen Türk, niyetin saklanmaması gerektiğini ama her şeyin de açıklanmaması gerektiğine dikkat çekip çok gizli görüşmelerin sonuçlanmayacağını söyledi.
DOĞRUSU BUYDU
Türk "Buradaki çalışmadan toplumun da farkında olunması istendi. Biz adadayken manşetler ve tartışmalar yapılıyordu. Doğrusu da buydu. Öcalan görüşmesinin gizli kalması gerektiğine dair bir telkin olmadı. Ama biz de davul zurna duyurma hevesinde değildik. Bizim anlatacaklarımız ancak empatinin gelişmesine neden olur. Öcalan'ın özverisinin ve bakışının önemli olduğunu söylemek isterim" dedi...
Türk, bu ülke gerçekleri dışında yola çıkılırsa çok şeyin mahvolacağını söyledi. Malazgirt'ten Osmanlı'ya, Çaldıran'dan Bağdat seferine kadar Türk-Kürt ilişkisinin sağlıklı geliştiğini anlatan Türk 19. Yüzyıl sonrasında ulusalcı mantığın süreci buralara getirdiğini söyledi.
Türk "Cumhuriyet ne zaman elitlerin ve cumhuriyetçi laiklerin eline düştü Kürtler ve hatta Müslümanlar öylece itildi. Sonuçta birbirini uzun süredir tanıyan ortak mücadeleden sonra inkar siyaseti başlarsa burada sıkıntı başlar. Kürtlerin inkarı ve imha politikası değişmesi bunun düzeltilmesi lazım..." dedi
İnkar politikalarına hala son verilmediğini öne süren Türk, "bütün meselenin kedinin boynuna çıngırak takacak kişiyi bulmaktır... Kürtleri yok saymanın mümkün olmadığı bir dönemdeyiz. Birinci Meclis döneminde Kürtlerin kazançları bugün yoktur... Dünya değişiyor. Hak ve özgürlükler çok geniş bir alanı kaplıyor ama biz 1921'de sahip olduğumuz haklara sahip değiliz. Biz gerçek anlamda sahip çıkarsak halkların kardeşliği gerçekleşir... " dedi
Türk "Öcalan'ın "benim için önemli olan demokratik bir sistemde sorunu çözmektir" diyor. Ulus devletin çatışmaların nedenini yarattığını aktaran Türk, bir arada yaşamanın önemine dikkat çekiyor.
SİLAH KONUSUNDA SON SÖZÜ SÖYLEYECEK ÖCALAN'DIR
"Silah bırakma konusunda son söz söyleyecek olan Öcalan'dır" diyen Türk "Öcalan deneyimli bir insan ama meclis çalışmalarını bilmez" dedi.
Öcalan'ın "Son 3 yıl kaybedilen 3 yıldır" düşüncesini dile getirdiğini aktaran Türk "Öcalan'ın halkların kardeşliğinden endişe duyuyor. Toplum bu süreci izliyor. Çözümsüzlüğün kaynağı kimdir diye bakıp ve buna neden olana tepki verecektir. Yeni arayışlar, İmralı'ya gitmemiz önemli! Bir sürecin başlaması için bir irade ortaya konacak!" dedi
Türk çözüm konusunda Öcalan'ın çok açık olduğunu Türk halkının da özgürleşmesini inanan bir görüşe sahip olduğunu aktardı. Türk yapılanların Kürt mücadelesini tasfiye etmeye yönelik olması durumunda iyi sonuçlar ortaya çıkmayacağını söyledi.
Türk "Bir irada ortaya konduktan sonra paylaşılması gerekir ve bu süreç silah bırakmayı getirecek. Hak ve özgürlükler üzerinde yol alınırsa o silahlar da kalmaz" dedi.
ANAHTAR İMRALI'DA!
Türk, Öcalan'ın iradesinin sorunu çözüp çözemeyeceği konusunda da "Anahtarın İmralı'dadır. Bunu yaparken kendilerini hiçleştiriyor deniliyor. Ama Öcalan halk tarafından kendini lider gören ve halk tarafından da mücadelenin boşa gitmeyeceğine inanıyor. Biz halkın iradesi adına konuşuyoruz. Ama hiçbir lider kendi başına karar vermez ve arkadaşları ile paylaşır.Öcalan o güce sahip olmasına rağmen arkadaşlarıyla bu işi görüşür... Kandil'i kastediyorum" dedi.
Türk, olacakları değil olması gerekenleri söylediğini ve Öcalan'ın herkesin düşüncesini de almak istediğini aktardı. Türk "Sorunların çözümü ve barış kolay değil. Hepimizin esnek olması gerekiyor" dedi.
"Kandil'de sözü geçer mi?" sorusuna "Orada bir yoldaşlık hukuku var. Aynı zamanda parti başkanı da demektir. Eğer siz böyle bir girişimde bulunuyorsanız gerekli çözüm iradesini de ortaya koyacaksınız. Örneğin Habur'da o iradeyi göremedik. Oslo'yu bilmem Ama buradaki görüşmeler daha önemli..." dedi.
Oslo süreci hatırlatılan Türk, tüm süreç içerisinde bu görüşmelerin artık toplumun bu yükü süreci ve ağır faturayı kaldıramayacak yere geldiğini düşünmek istediğini söyledi. "30 yıl daha sürse aynı acı devam eder" diyen Türk, savaşın barış endeksli olması gerektiğini ve bütün savaşların barış için yapıldığını söyledi.
Türk "1993'lerde de gördük bunu.. Öcalan hep barışı temel alan bir fikre sahipti. Ama o dönemde kafalarda Kürtlerin varlığı bile inkar edilirken ne yapılabilirdi. Bunları söylerken sorunların şiddetle çözüleceğini savunmadım inanmadım. Silahı bırakın tartışmaları niçin gündeme geldi ve bunun formülü nedir tartışmadan kuru kuru silahlar bırakılır mı?" dedi
Türk, Öcalan'ın uzlaşmacı bir sürece gelindiğinde zaten silaha gerek kalmadığını söylediğini anlattı. Türk "Tarihsel kültürler bu ülkenin zenginliğidir ülkenin gelişmesi için sağlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı esastır. Bütün bunlardan sonra sorun çözümü karşısında ne kadar adım atılıyor bakmak lazım..." dedi.
GELECEĞİMİZDEN BİLGİSİ VARDI
Öcalan'ın kişisel koşullarını değiştirmek adına ev hapsi gibi herhangi bir talebinin ve durumundan şiakyetinin olmadığını anlatan Türk "Burada bir güven olmasa adaya gitmek söz konusu olmazdı. Sonuçta ziyaret edecek kişilerin, ziyaret edilen kişinin de bilgisi olması gerekir. Öcalan'ın geleceğimizden bilgisi vardı. Öcalan 'Yeni süreci önemsiyorum ve bazı sıkıntıları aşacağımıza inanıyorum yorgun olsam da bu süreci sürdürmek konusunda irada ortaya koyacağım' dedi. Biz burada açılan kapının kimse tarafından kapatılma lüksüne sahip olmadığını söylüyorum." dedi
Türk, kendilerinin de vereceği fazla bir bilgi olmadığını ve Öcalan'ın hangi noktada olduğunu bilmek istediklerini ve DTK olarak fazla bilgi sahibi olmadıklarını hatırlatıp "Türkiye halkını da özgürleştirecek ve kabul edeceği bazı anayasa talepleri var. Mesela bütün kültürler bu ülkenin zenginliğidir. Anayasada vatandaşlık tanımı herkes kabul ediyor. Anayasa kurucu meclis tarafından yapılması gerekirdi ama bu olmadı. Türkiye vatandaşı temelinde bir tanım yapmak gerekir, bunu tartışmak lazım. Süreçle ilgili akil adam komisyonu ve anayasa konvasyonu ile toplumun tüm değerlerin saygılı bir anayasa yapılması... Biz de biliyoruz 4 parti ile anayasa çıkmaz... Burhan Kuzu'ya hak veriyorum. Yüzde yüz katılım söz konusu olamaz... Örneğin bir Yahudi vatandaşın talebi olduğu zaman bunu Müslümanlara mı soracağız? Kürt halkının talebini başkasına mı soracağız?" diye özetledi.
Normalleşme süreci ile insanların dağdan inip siyaset yapacağını söyleyen Türk "Öcalan'ın anlattıkları sohbettir bir yol haritası değildir. Burada benim anlatmak istediğim çözüm konusunda ciddi duruş, irada ve kararlılık var" dedi.
BDP GENEL BAŞKANLARI DA GİTMELİ
Türk, 13 Ocak'ta Tuğluk, Kışanak, Demirtaş'la birlikte adaya gitmeleri gibi bir taleplerinin olduğunu ama programlı bir durum olmadığını söyledi. Türk vekiller yerine Genel Başkanların gitmesi gerektiğini aksi takdirde sürece zarar verileceğini söyledi.
Türk "adaya kim giderse gitsin bir tek cümleyi saptırmadan aktarır. Burada bir sorun yok ama kurumsal yapı dışlanınca toplumda tartışmalar büyüyor. Genel Başkanların da talebi vardı ama değerlendirilmedi. Bunun izni Adalet Bakanlığı'dır. Eşbaşkanların gönderilmemesi yeni tartışmaya neden oldu. Kurumsal olarak bu işin içerisinde olunursa katkı daha büyük olur" dedi.
40 MİLYON TÜRK ÖZGÜRLEŞMEDEN BÖLGEYE DEMOKRASİ GELMEZ
Barış iklimine rağmen karakol baskını sorulan Türk "Baskın nedir gerekçesi nedir bilemiyoruz ayrıntılarını ama dünyanın her yerinde barışçı süreçler başladığında bazı provokasyonlar olabilir... Bazı şeyler derin devletten, farklı çevrelerden gelişebilir. Ben belli bir aşamaya gelindikten sonra PKK tarafından gelişeceğini sanmıyorum. Ama PKK içinde olup da kime hizmet ettiği belli olmayan gruplar var. Sokakta bir serseri bile bize kızıp bir olay gerçekleştirir. Ama bunu göze almak ve halkı kucaklaştırmak lazım. Bugün Ortadoğu'da bütün halklarda mezhepsel çatışma var ama Kürtlerde yok. Ortadoğu'da 40 milyon Türk özgürleşmeden bölgeye demokrasi gelmez... Türk ve Kürt kardeşliği gerçekleştiğinde Türkiye bölgede süper güç olur. Kürtlerin hakları kabul edilmeden bölgede kimse demokratik bir Ortadoğu beklemesin" dedi
ACILARI AYRI AYRI YERE KOYMAMALI
Ahmet Türk "Acıları ayrı ayrı yere koymadıklarını ve kanın durması için çaba gösterdiklerini söyledik. Ama birileri acıları kışkırtmak için ölen bebekleri gösterip bir şeyler yapıyor. Bebeklerin, çocukların ölmemesi kadar dağdaki kardeşlerimizin de ölmemesi için çaba göstermemiz gerekiyor." dedi
Ahmet Türk, CHP'nin desteğinin de süreçte önemli olduğunu ama halen şoven ve milliyetçi duygulardan arınılamadığını ve sosyal demokrat olanların barışçı sürece katkı sunmadıklarını söyledi...
Gülen'in sözlerinde "biz herkesin bizim gibi olmasını istedik biz onları olduğu gibi görmedik" sözlerini önemsediğini söyleyen Türk, herkesin söylemine dikkat etmesi gerektiğini anlattı.
Türk Başbakanın bazı söylemlerinden endişe duyduğunu "Sayın Başbakan'ın tavrı beni endişelendiriyor bazen mehter gibi iki ileri bir geri gidiyor. Bazen endişe ediyoruz. Kürtler özgürleşmeden Türk halkı özgürleşemez. İki halk özgürleştiğinde daha ileri gidilir!" sözleri ile anlattı.
Kaynak: Haber7