Türk Hukuk sisteminde adına “milli irade” denilen yeni bir içtihat sistemi gelişti. Özellikle adı belli kendi yüzeli bir siyasi parti ve koşulsuz destekleyicileri tarafından sürekli gündeme getirilen bu içtihat, kişileri her ne suç işlerse işlesin sandıkta aklamak şeklinde çalışıyor.
Adam hırsız, şerefsiz, haysiyetsiz, dolandırıcı, bir dediği öbürünü tutmuyor, söylediği yalanın haddi hesabı yok ama “madem öyle sandığa git, sandıktan çık” diye tutturmuş, kendisi hakkında soruşturma açan savcıya, yargılayan hâkime, tutuklayan polise etmediğini bırakmıyor…
Anlaşılan bundan sonra polis hırsızı yakaladığı zaman savcılığa sevk etmek yerine ilk önce mahalleye bir sandık koyup referandum yapacak; eğer seçmenlerin yarıdan bir fazlası hırsızın lehine oy kullanırsa hırsız AKlanacak…
Bu sistem aslında hazinenin de çok işine yarar. Hiç değilse artık savcı ve hâkimleri malulen emekliye ayırıp bundan sonra kendilerine maaş vermemize gerek kalmaz, büyük bir tasarrufa geçeriz.
Adliyeleri yıkıp yerlerine AVM yapar böylece adliyelere ayırdığımız milyarlarca lira ödenekten kurtulur, bu binaların arsalarına diktiğimiz AVM’lerde milletin “A… Koyarız” (Bu benim ifadem değil; necip milletime hizmette kusur eylemeyenlerin hizmet yarışında sınır tanımadıklarının yeni bir kanıtıdır)…
Eğer akşam eve geldiğinizde evin içinde bir hırsızla karşılaşırsanız telaş etmeyin, buyur edin, çay kahve ikram edin, halini hatırını sorun fakat söylediklerini fazla ciddiye almayın; çünkü size sürekli yalan söyleyecek, ne kadar namuslu ve haysiyetli bir insan olduğunu anlatacak, mağdur edebiyatı yapacaktır. O’nun anlattıklarını ciddiye alırsanız bir süre sonra ağlamaktan gözleriniz şişer, kendinize geldiğinizde ise hırsızın evde ne var ne yok hepsini toplayıp tüydüğünü, hatta kıçınızdaki donu bile aldığını göreceksiniz.
Onun için “zararın neresinden dönersek kârdır” diye düşünerek O’nu fazla ciddiye almayın, hatta hiç dinlemeyin. Bütün dünyada hırsıza ne yapılıyorsa siz de onu yapın…