Sözcü18 Genel Yayın Yönetmeni Vedat Beki, sanatçı Turgay Başyayla ile görüştü ve Instagram hesabından yaptığı paylaşım ile sonrasında yaşanılanları masaya yatırdı... Sanatçı Başyayla'nın kırgınlıkları ve bundan sonrası ile ilgili düşünceleri... Kamuoyunun merak ettiği soruların yanıtlarını bu haberde bulacaksınız...
İsterseniz gelin önce Çankırı'nın ve ülkemizin gurur kaynağı olan sanatçı Turgay Başyayla'nın Instagram hesabından yaptığı paylaşımın arka planını ve o paylaşım sonrası yaşanılanların değerlendirmesini kendi cümlelerinden dinleyelim:
"İLK SÖZÜM KENDİ EVLADINI
PAVYON SANATÇILARIYLA KIYASLAYANA"
"Ahi Evran yurdunun, Emir Karatekin diyarının yalnızca iki Belediye Başkanına son kez cevap veriyorum!
Herkes hangi başkanları kastettiğimi artık biliyor!!! Yaraları olduğu için ben onları henüz açıklamadan şimdiden konuşmaya başladılar bile kendi çevrelerinde ve basında!
Diğer saygıdeğer ilçe başkanlarıma ve hemşehrilerime saygım sevgim sonsuz!
Eleştirilerimi ve kırgınlıklarımı saptırma gayretinde olanlar, tek sözüm sizlere!!!
Memleketini dilinden düşürmeyen, çeyrek asırdır hemşerileri için çabalayan şahsımı yani kendi evladını pavyon sanatçılarıyla kıyaslayan, ahlaksız sanatçılarla karşılaştıran ilçe yöneticisine özellikle sesleniyorum!!! Lütfen senden başka bir tek hemşehrim dahi üzerine almasın sözlerimi!
Öncelikle şunu tekrar ve tekrar belirteyim; Benim konser yapmak gibi bir derdim yok düzenlediğiniz festivallerde! Çünkü zaten her günüm gibi o tarihlerde de Türkiye'min muhtelif il ve ilçelerinde önceden planlanmış konserlerim var! Haaa konserim olmasa dahi fabrikamda senin belediyendeki çalışanlardan daha çok çalışanım ile ülkem için üretim yapıyorum!
Senin ilçendeki konserinde de, Merkez'deki başkanımın düzenlediği Tuzfest'de de zaten dolu programım! Sosyal medya hesaplarımda takvimim ortadadır!
"BENİM SERZENİŞİM ÇANKIRI'MA ANKARA'NIN KAZASI DİYEN
SANATÇIYA YARIM MİLYON HARCAMAYIN ELEŞTİRİSİNDE
BULUNDUĞUM İÇİN ÜZERİME GELMENİZDİ..."
Benim tüm serzenişim şudur; memleketimde bir alaturka tuvalette fotoğraf çekip bizi rezil eden ve camiada ağzının bozukluğuyla ve garip üslubuyla iyi tanınan, Çankırı'ma 'Ankara'nın kazası' (!) diyen bir sanatçıya yarım milyon harcamayın eleştirisinde bulunduğum için üzerime gelmenizdi... Oysa ki sizleri bila bedel TV programında anlatan, tanıtan bir hemşerinizken, davet ettiğiniz sanatçılar gibi LGBT bayrağı sallayıp bin türlü ahlaksızlık ve seviyesizlik bilmezken, hainlik-düzenbazlık yapmadan bir yaren gibi dik dururken, 'Yahu ne olur yapmayın beyler! Orası Ahi Evran diyarı! Orası Emir Karatekin'in diyarı! Onların torunlarına bu isimleri izlettirmeyin' diye yalvarırken, karşılık olarak bana; 'Boşver idealistliği sen kimsin? O sanatçının 7 milyon üyesi ve Temmuz'da 25 konseri var' deyip beni aşağılamaya çalıştınız!
Hemşehriniz evladınız olduğumu unuttunuz!!! (Hem de ahlaksızlık yapmadan daha fazla konser sayım varken o Temmuz ayında) İlçeyi tanıtmak için her yol mübah dediniz!!! (Mesajlarınız bende hala duruyor)...
Bu üslup ve duruşa karşı benim tepkim ise; kendi sanatçısına, sunucusuna, sporcusuna, işadamına vs vs. değerlerine sahip çıkmayışınız ve vefasızlıklarınızdı!!!
"MERKEZ BELEDİYE BAŞKANIMIZA SADECE KIRGINIM"
Tıpkı Merkez Belediye Başkanımızın yaptığı gibi cepte para yokken yalvardığınız, 'konser yapalım sen evladımızdın' dediğiniz değerlerinizi, hemşehrilerinizi, sizi hiç kırmayanlarınızı bedava yada maliyetine davet ederken yada hiç davet etmezken bu festivallere, cebiniz para gördüğünde ise yanınızda olanların birini dahi hatırlamamanızdır ortadaki sıkıntı!!!
Ve bizleri üzen yegane sebeplerden biri de tercihinizi suç dosyası kabarık müptezelleri veya egosu tavanda olup sizi 1 saat sonra unutacak olan sanatçıları tercih etmenizdir!!!
"SİZLER GELİP GEÇENLERDEN OLACAKSINIZ"
Unutmayın ki yarın bir gün yine elinizde bir tek kendi değerleriniz kalır!!!
Ünlü isimleri davet et tabi ki, ama bir Neşe Dilekçioğlu'nu, bir Ceceli'yi yada ünlü bir şefini, sporcunu unutma!
Bence artık bu gereksiz özentiye son verin ve o 1 saat için savurduğunuz milyonları minik Ömer Alp'ime yatırın ve onurlu bir duruş sergileyin, her daim kalplerde yer alın!!! Unutmayın ki vefasız bedenleriniz o koltuklarda daimi değildir!!! Sizler gelip geçenlerden olacaksınız! Ama memleketin gerçek değerleri ve kültürel taşıyıcıları, temsilcileri ise ömür boyu kalplerde kalacaklardır!!!
"GELELİM KURŞUNLU KONSERİMİZE"
Son bir meselemiz ise Kurşunlu konserimiz!
Bu konser için bu meselelerden önce verdiğim bir sözü yerine getiriyorum, çünkü tıpkı Eldivan ve Korgun gibi omurgalı bir başkanım beni hem hemşehrisi olduğum için, hem güzel ilçesinin balını tanıtmam için, hem de güzel evladımız Ömer Alp için davet etmişti, ben de seve seve kabul etmiştim!!!
Gelinen noktada sayıları 3-5 kişi olsa da bazı güdümlenmiş hemşehrilerimizin seviyesiz mesajları çok üzücü!!!
"BENİM ARTIK İL MERKEZİNDE
KONSERLERE GELMEM MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR"
Belediye başkanımız ve şayet organizatörümüze sorarsanız sizlere durumu izah edecektir! Eğer bundan sonra doğruları ifadelendirmek yerine susmam isteniyorsa; (ben hariç çünkü artık çok geç) memleketin vefasızlık gösterilen tüm evlatlarından özür dilensin, destek olunsun ki göğsümüzü kabartsın tüm ülkede ve dünyada!!!
Benim artık il merkezinde konserlere gelmem mümkün görünmüyor bu zihniyet değişmez ise!!! İlçelerde ise zaman zaman görüşüyoruz hasret gideriyoruz. Diğer ilçe başkanlarımızın çalışma ve projelerine gerek TV programımızda gerekse konserlerimizde değineceğim, desteğe devam edeceğim, memleketimi tanıtacağım.
"BENCE KAPATALIM"
Bu mesele çok farklı çirkin noktalara ilerliyor ve hoş olmayacak. Bence kapatalım! Benim konsere gelmem yada gelmemem, hatta program çekip çekmememin bir karşılığının olmayacağını birlikte göreceğiz!
Milyonlar harcanıp düzenlenen ve davet edilen sanatçılara tam kadro giden hemşehrilerimizden hemşehriciliği anlamış olacağız!
Tepki vermek, ders vermek, kendi değerlerine sahip çıkmak derin bir mesele. Umudumu kaybetmiş değilim. Lakin günün sonunda olan bir tek doğru sözü söyleyene, yani kurbana olur... Varsın olsun, sonraki neslin faydasına sayılsın! Benim işim Selçuklu yıldızı gibi erdemleriyle parlayan bir nesil için ter dökmek ekranlarda ve sahnelerde.
"KİMSE BANA ÇANKIRILILIĞI YA DA HEMŞEHRİCİLİĞİ ÖĞRETMESİN"
Bu arada benim durumumdaki yüzlerce Çankırı'nın tanınmış ve verimli insanına mesajları için teşekkür ediyorum. Hiç yalnız değilmişim meğer! Ne kadar üzücü! Keşke bu kadar vefasızlık yalnızca bana yapılsaydı!!!
Yeri gelmişken şunu da hatırlatayım ki kimse bana Çankırılılığı yada hemşehriciliği öğretmesin! Benim dedem 25 yıl babam ise 10 yıl Başağalık yapmış ve onların elinde Çankırı ve Ahi Evran öğretileri ve sevgisiyle büyümüş, toprağına aşık bir yarenim!
Herkes oturduğu yerden klavye delikanlılığı yapmasın haddini bilsin!!!
Ben hemşehrilerim için, Çankırı'm için ölürüm... Tepkimi ve kırgınlığımı anlayın... Bir tek beni harcayın ama diğer bütün değerlerimize sahip çıkın...
Hülasa savaşımda sona erdi bu mesajım ile... Allah'a emanet olun. Kalın sağlıcakla..."
TURGAY BAŞYAYLA'NIN NEYE YA DA NELERE
KIRILDIĞI ÇOK AÇIK ORTADA...
Instagram paylaşımının hemen ertesinde aramıştık yılların dostu, değerli kardeşim Turgay Başyayla'yı... Bende kayıtlı olan telefondan defalarca görüşmemize karşın bu kez aradığımda ekibinden bir arkadaş çıkmış ve talebimi kendisine iletip 'dönüş yaparsa memnun olurum' diyerek telefonu kapatmıştım... Dönüş olmadı... Şaşırmıştım... Tekrar aradığımda aynı arkadaş "Notunuzu ilettim! Ancak kendisi çok yoğun! Bir kez daha ileteyim!" dedikten sonra "Olacak o kadar! Adam senin gibi emekli mi? Sosyal medya hesaplarından da belli oluyor! Bir o şehirde bir bu şehirde!" diyerek kendi özel işlerime dönüş yapmıştım...
Bugün öğleye doğru bilinmedik bir numaradan önce WhatsApp hesabıma bir kare fotoğraf ve hemen arkasından yukarıdaki açıklama sonrasında da "Abim... Tek üzüntüm ve serzenişim kırgınlığım buydu." cümlesi düştü.
Ve hemen akabinde de telefonum çaldı...
Karşımda, uzun bir süredir görüşemediğim Turgay kardeşim... Karşılıklı hal-hatır cümlelerinden sonra beraberce sadede geldik... Daha doğrusu Turgay geldi... Ses tonundan anladığım kadarıyla bir hayli dolmuştu... Her zamanki gibi bildiğimiz ya da bilinen "naif Turgay" modundaydı...
Turgay Başyayla'nın 'açıklama' ile birlikte tarafıma gönderdiği İrem Derici fotoğrafı...
Yaklaşık 40 dakika kadar süren sohbetimizin tamamını buraya taşımam mümkün değil. Çıkartabildiğim 'özet değerlendirmem' ise şöyle olabilir:
- Öncelikli olarak anladığım şu ki; Turgay Başyayla, Çerkeş Belediye Başkanı Hasan Sopacı ile yaptığı (bildiğim kadarıyla telefon) görüşme(ler)den hayli gergin ayrılmış... Bunun akabinde Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen'in 'TuzFest' ile ilgili aylar öncesinden kendisini arayarak 'ne yapabiliriz?' konulu konuşmada sahip olduğu bilgi-birikim ve deneyimlerden yola çıkarak yaptığı paylaşımlar sonrası, bugün uygulamasını yaşadığımız 'Uluslararası Çankırı Tuz Festivali'nde sahne almayışına da ziyadesiyle ve de bana göre de 'haklı' olarak 'kırılmış'...
Turgay; Üzerine basa basa "Benim bugün için Çankırı'da 'konser' vermeye (!) ya da yöneticilere 'Beni illa ki konsere davet edin' şeklinde bir talebim yok! Bu bilinsin! Benim arzum, isteğim yaptığınız organizasyonlara istediğiniz sanatçıyı davet edin! Bunda hiçbir sıkıntı yok! Ancak oluşturduğunuz kadroda hiç değilse bir tane de Çankırılı sanatçı bulunsun! Bu ben olurum, Ceceli olur, Neşe Dilekçioğlu olur ya da başka bir isim! Gönlüm arzu ediyor ki Çankırılı yöneticiler, belediye başkanları Çankırı'nın iş insanına da, sanatçısına da, Çankırı için ortaya icraat koyan insanına sahip çıksın! Benim başka bir talebim yok!" diyor...
Ve ekliyor: "Benim Çankırı insanı ve Çankırı ile bağımı koparmam mümkün değil. Çerkeş'i yok sayabilirim! Merkez'e kırgın olduğumdan orada konser vermeyebilirim... Ancak diğer ilçelere gitmeme, o ilçelerde konser vermeme hiçbir engel yok... Ben Korgun'u da ziyaret eder, Yapraklı'yı da TV programıma çıkartabilirim. Kızılırmak'da konser verebilir, Eldivan'ı tanıtabilirim" demekten de geri durmuyor...
Turgay, İrem Derici'nin Çerkeş'de Çankırı insanıyla buluşturulmasına kendi penceresinden 'gerekçeler' koyarak tepki gösteriyorken, Merkez Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen'e de sergilemiş olduğu 'vefasızlık' nedeniyle 'kırgın' olduğunu ifade etmekten geri durmuyor...
Burada isimlerini zikrettiğim Hasan Sopacı ve İsmail Hakkı Esen'le konuyla ilgili daha önce yaptığım ikili görüşmelerden çıkardıklarım ile, bugün Turgay Başyayla kardeşimin bana ifade ettiği düşüncelerini harmanladığım zaman şöylesi bir teklifte bulunmak istiyorum:
- Arkadaşlar; Gün, ellerinizdeki mızrakları toprağa saplama zamanı... Tartışmanın bir ayağı ülkenin 81 vilayetinde hangi kapıya gitse, sevgiyle-saygıyla karşılanacak, ekibinde çalıştırdığı insan sayısına bakıldığında 'bacasız fabrika' (!) sahibi, herşeyden önce damarlarında Çankırı kanı taşıdığını her platformda üzerine basa basa tekrar etmekte beis görmeyen, başarılı bir sanatçı Turgay Başyayla... Diğer tarafta 'belediye başkanlığı' koltuğuna seçildiği ilk günden itibaren ilçesini geleceğe hazırlama adına 'açılışsız-törensiz' onlarca projeyi hayata geçirmiş ve bugün Çerkeş'i diğer ilçe belediyelerinin önüne taşımayı başarmış bir Hasan Sopacı... Ve eksiğiyle-fazlasıyla, vefasıyla-vefasızlığıyla adını ne koyarsanız koyunuz, borç batağında bir belediyeyi göreve geldiği ilk günden itibaren ayakta tutmanın gayretinde olan, sahip olduğu kıt imkanlara rağmen bugün Çankırı halkının karşısına 'borçsuz', kasasında milyonları olan bir 'belediye başkanı' olarak çıkan İsmail Hakkı Esen var...
Teklifim şu: Bugünkü Çankırı, hayal ettiğiniz, olmasını istediğiniz bir 'Çankırı' olamadıysa, olmamışsa inanın sadece ve sadece bugün sizler arasında yaşanan olaylar gibi, geçmişte de yaşanmış karşılıklı didişme-kavga ve akabinde yaşanan 'restleşmeler' nedeniyle 'gönüllerdeki Çankırı' olamamıştır... Gelin şu işi sizlerin de uygun gördüğü bir tarih ve yerde; bir masanın etrafında buluşarak çözelim...
Bunun için de önerim; 4 Eylül Pazar günü Kurşunlu'da Turgay Başyayla'nın katılacağı 'Bal-Fest' konseri öncesi bu buluşmayı gerçekleştirelim...
Ne dersiniz?!