Çankırı Belediyespor haftalar sonra nihayet yüreğimize su serpti. Kendi evinde Hacettepe'yi zorlu bir mücadeleden sonra 3-2 yenen mavi-beyazlı teknik kadroyu ve futbolcu kardeşlerimi yürekten kutluyor, çarşamba günü Körfez Belediyespor karşısında da başarılar diliyorum...
Bu arada "Galibiyet halinde tepsi tepsi baklavalar benden size helal olsun..." vaadimi de bugünkü ter idmanı sonrası yerine getirmenin rahatlığı içinde "yarasın" demekten başka bir sözüm olamaz...
* * *
Haftaya sporda başarıya susamışlığımızın hasletini dile getirerek başladık. İsterseniz yine sporla devam edelim!
Bildiğiniz gibi Dünya Yamaç Paraşüt Şampiyonası Türkiye ayağı organizasyonu Temmuz ayı sonunda Bayramören'de gerçekleşecek.
Çok değil bundan üç yıl önce "şenlik" adı altında başlayan Bayramören'deki yamaç paraşütünün her yıl üzerine katarak geldiği bugünkü durumu herhalde bu işin mimarı Tahsin Tekin ve bir elin parmaklarının sayısını geçmeyecek düzeyde insan tahmin edebiliyordu!
Bugüne kadar Bayramören'de yapılan organizasyonlar için harcanan bütçe ile, Çankırı'nın dünya platformunda elde ettiği piarı kıyaslamaya kalktığımda aradaki makas farkının boyutunu herhalde Hopa - İstanbul arası mesafe ile eşdeğer tutsam abartı yapmış sayılmam!
Hal böyle iken, Şubat ayının ortalarına yaklaştığımız şu günlerde, Haziran ayındaki organizasyona 180 günden az bir zaman kala, Dünya sahnesine çıkacak Bayramören'le ilgili olarak "es(e)meyen Çankırı rüzgarı"na şu saatler itibariyle bir anlam veremiyorum...
Hoş, "anlam veremiyorum" (!) demek belki de konuyu yakından bilenler adına haksızlık olabilir!
Aslında bal gibi "anlam" verebilirim!
Ancak, Çankırı - Bayramören olarak Dünyada yerini bulmuş ve her geçen gün sağlamlaştıran bir organizasyonla ilgili olarak, "Çankırılı bu organizasyona sırtını döndü" (!) şeklinde iddialı bir cümle ile de okuyucu karşısına çıkmak istemediğimi bildiğimden, "veremediğim anlamı" içinizde birçok kişinin anladığını düşünmeyi tercih ediyorum.
Bütün bunları da, bugüne kadar bu organizasyondan zerre kadar kendime paye çıkarmamış olmama karşın yapıyorum...
"Sizin bu projeden çıkarınız nedir?" sorusuna dolaylı olarak muhatap kalmış olmamı da bir kenara koyarak, ilk organizasyonda şahsıma oturacak sandalye bulamamış olmayı da hatırlamamaya çalışarak ısrarla "Bayramören" demeyi sürdürüyorum.
Yamaç Paraşütü, öncelikli Çankırı, sonra da Bayramören gerçeğinden yola çıktığımda, "tuz"la birlikte bölge adına son 100 yılın en büyük tanıtım ayağıdır!
Dayanak mı? Şu saat itibariyle 41 ülkeden 350'yi aşkın sporcu Haziran ayında Bayramören'de yapılacak olan organizasyona önkayıt yaptırmış durumda!
Bölge ve Türkiye için böylesi bir organizasyona başta kurumlar olmak üzere, başta siyasiler, bürokratlar olmak üzere stk ve kişiler bazında duyarsız kalmanın adını bugünlerden koymak istemiyorum! Ancak şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, Bayramören'i ve bu organizasyonun mimarı olan Tahsin Tekin'in ve ÇANHAVK'ı "yalnızlaştırma"ya çalışanlar, mazeretleri ne olursa olsun, ne bugün ne de yarın Çankırı kamuoyu önünde bunun hesabını kolay kolay veremezler...
Benden hatırlatması...
* * *
Çerkeş Organize Sanayide yeralmak istediğini belirten Kocaeli merkezli KANIK Grubunun talebi bölgede büyük bir sevinç yarattı. Belediye Başkanı Şükrü Tarhan'ın "3 Şubat 2011 Çerkeş için bir Milat'tır" sözüne katılmamak mümkün değil.
Son yıllarda Şabanözü, Orta, Kurşunlu ve Çerkeş'te ardı ardına yapılan yatırımları gördüğümüzde, Çankırı'nın "batı"sı Eldivan, Kızılırmak, Yapraklı'dan açık ara önde gidiyor düşüncesini de ister istemez ortaya seriyor.
Böylesi bir gerçeği sokaktaki çocuk bile görürken, Karatekin Üniversitesi'ni yönettiği iddiasında bulunanların, hala bu bölgede bırakınız 4 yıllığı, 2 yıllık yüksekokul dahi açmama inatlarını neye bağladıklarını doğrusu merak etmiyorum!
Neden derseniz; Ben hemen hemen "tek kişilik bir ordu"yum, hangi birine yetişeyim ki!
Dağ bayır dolaşmaktan, köylünün kasabalının derdini dinlemekten, haber peşinde koşmaktan, "usta taş okeycilerin" (!) Rektör olarak karşımıza çıkmasını mı ciddiye alacağım!
Ülkede "rektör yapacak adam kalmamış ki" sosyal bilimciden Çankırı'ya "rektör" atamışlar. O da kendisini "bulunmaz hint kumaşı" sanmaya başlamış!
Yazık... Kime mi? Öncelikli olarak Şabanözü, Orta, Kurşunlu ve Çerkeş'te sanayici ve yatırımcı peşinde koşanlara... Sonra da, bu bölgenin yetişmekte olan gençlerine...
Ondan sonra da...
Kalın sağlıcakla...