Elçi’nin cenazesi meslektaşı olan avukatların omuzlarında taşındı. Tahir Elçi’nin tabutunun üzerine Diyarbakır Barosu’nun ambleminin olduğu bir örtü serildi. Kortej cenaze töreninin düzenleneceği Koşuyolu Parkı’na doğru yürüyüşe geçti.
Elçi’nin meslektaşlarının omuzlarında taşınan Elçi’nin cenazesi tören yapılacak Koşuyola Parkı’na götürüldü. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, HDP’li milletvekilleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı ve çok sayıda avukat, sabah saatlerinde Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’ne geldi. Saat 09.30 sıralarında Elçi’nin cenazesi morgdan alınarak Elazığ Caddesi’ne kadar omuzlarda taşındı. Burada cenaze arabasına konulan Elçi’nin naaşı, kalabalık eşliğinde Koşuyolu Parkı’na götürüldü.
Avukatlar yürüyüşte üzerinde Türkçe ve Kürtçe olarak “Seni unutmayacağız” yazan ve Elçi'nin fotoğrafının bulunduğu pankart taşıdı. Koşuyou Parkı'nda Tahir Elçi'yi binlerce kişi karşıladı.
Tören alanında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kısa bir konuşma yaptı. Demirtaş şunları söyledi:
"Önemli olan nasıl öldürüldüğümüz değil, nasıl yaşadığımızdır. Bizler topraklarımızda çok acı gördük. Yaşımızdan çok daha fazla süren savaşlar gördük. Her gün cenazeler kaldırdık. Morg kapılarında büyüdük. Elbet topraklarımıza barış gelecek, bunu biliyoruz. Tahir Elçi’nin son sözleri bizim de sahipleneceğiz barış bayrağıdır. Biz kan istemedik, ölüm istemedik, özgürce yaşamak istedik. Gerçekleri konuşanlara yaşam hakkı tanımıyorlar, kendi öz yurdumuzda. Gerçekler acıdır, ama birilerinin söylemesi gerekir.
DEMİRTAŞ: TAHİR'İ ÖLDÜREN DEVLET DEĞİL DEVLETSİZLİKTİR
Tahir Elçi biliyordu, yatağında yastığında ölmeyeceğini biliyordu. Her birimiz öyle değil mi? Çocuklarımız torunlarımız öleceklerse eceliyle rahat ölsünler diye biz canımızı ortaya koyduk. Bizi bu şekilde korkutacaklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Sevgili eşinin de belirttiği gibi binlerce on binlerce faili belli karşılayacak Tahir başkanımızı. Tıpkı vatanımız gibi, tıpkı Kürdistan toprakları gibi acılıdır yaşam öyküleri. Seni Allah’a emanet ediyoruz. Çok şükür ki yüzbinlerce dostumuz var. Kürdüyle türküyle bir arada demokrasiye inanan yüzbinler bugün arkandan ağıt yakıyor. Yiğit gençlerimiz var, gözün arkada kalmasın.
Bu siyasi cinayetin tam olarak aydınlanacağından şüphemiz var. Haklı şüphemiz var. Geçmişte o kadar çok benzer acılar yaşandı ki, “failler yakalanacak” diye içimiz rahat uğurlayamadık. Bu devleti ele geçiren herkes devleti kendi malı gibi kullandı. Devlet hepimizin olsun diye çok uğraştık, uğraşıyoruz. Ama Kürt halkı şunu iyi biliyor. Tahir’i öldüren devlet değil devletsizliktir. Çünkü biliyoruz ki bugün barış elçisi başkanımızın arkasından oh olsun diyen on milyonlar da var. Ankara’da bu acıyı yüreğinde hissetmeyen bir yönetim var, anlayış var. Nasıl bizim devletimiz, yönetimimiz diyebilirsin? Tahir başkanın mirası emaneti ağırdır. Ama halkımız bu ağır yükü taşırken tarihi sorumluluğu da unutmayacaktır.
Keşke bize nasip olmasaydı senin tabutunun önünde konuşmak. Kolay değil ama bugünler de geçecek. Hepimize sabır diliyorum."