8 ŞUBAT Cuma günü, Japon sermayeli Sumitomo Rubber Ako lastik fabrikasında temizlik şirketinde çalışan 40 yaşındaki Orhan Ü., iş kazası geçirdi. Fabrikada ambulans bulunmadığı için, Çankırı'dan gelen ambulansın beklenmesi nedeniyle ilk müdahale basit bir pansumanla yapıldı ve Orhan Ü. Çankırı Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.
"Yakınkent Organize Sanayi Bölgesi’nin gözbebeği olan Sumitomo Rubber Ako'da 2 bin 500’e yakın çalışan mevcut... Bu işçilerin tamamına yakını ‘sendikalı’ ve Petrol-İş Sendikası üyesi!
Sendika toplu iş sözleşmeleri yapıyor ve hayata geçiriyor! Ancak ne hikmetse üyesi işçisinin yaşayabileceği olası ‘iş kazası’ sonrasında en yakın hastaneye ulaşımını sağlayacak olan ‘ambulans’ın kapıda olması gerektiğini atlıyor! Atlayabiliyor! Fabrika yönetimi de 2 bin 500’e yakın işçi çalıştırmasına karşın, fabrika bünyesine bırakın 3 ambulans, 1 ambulans dahi almayı düşünemiyor!" demiştik.
NE İŞVEREN, NE SENDİKA NE DE VALİLİK ÖNLEM ALDI!
O günden bu yana 2 bin 500 işçinin çalıştığı fabrikaya ambulans temini sağlanmadı.
9 Temmuz’da grevin sona erdiği gün, fabrikada çalışan işçilerden Burak Eti kalp krizi geçirerek hastane yolunda yaşamına veda etti. Yine ne fabrikada ne organize sanayi bölgesinde ambulans olmadığı için ilk müdahaleyi fabrika revirindeki doktor yaptı ve ambulans beklendi...
Ve o 'bekleme' Burak Eti'nin canına maloldu...
Ve olayda ihmali görülenler ortaya çıkartılmadı...
Yeni toplu iş sözleşmesinin detaylarının konuşulduğu-yazıldığı kadar Burak Eti'nin ölüm olayı, fabrika içerisinde 'BİR AMBULANS'ın olmayışı ve bunun nedenleri ne yazılı ne de görsel medyada tek satırla yer almadı!
YÜKSEK RİSK, SIFIR ÖNLEM!
Oysa ki yaşanan olayla ilgili 'sorular' sorulmalıydı:
- Önceki kazalardan ders alınarak 2 bin 500 işçinin çalıştığı fabrikaya ambulans temini neden yapılmadı?
- İşveren, sendika ve valilik, işçi sağlığını ve hayatını tehlikeye atmaya neden devam ediyor?
Ne işveren, ne sendika, ne de valilik işçilerin sağlığı ve güvenliğine yönelik tedbirleri almış durumda. Önceki kazalardan ders çıkarılmamış olması ve ambulans temininin sağlanmaması (!), işçilerin hayatını dün olduğu gibi bugün de tehlikeye atıyor.
Bu büyük ihmalkârlık daha kaç cana mal olacak?
Bu skandal karşısında işçi hakları ve güvenliği adına gerçek adımlar atılacak mı?
Kamuoyunun takdirine sunuyoruz!
(Haber: Sevim Saylam)