buna da "şükür" dememiz gerek ama, "normal" mesaiyi arayan bizler, mevcut duruma "şükür" edemiyoruz!
Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz günlerde ikisi lise, biri daha ilköğretim okulu öğrencisi üç öğrencinin başına gelen "çirkin" olayın yankıları başta İl Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzere Çankırı'da büyük "deprem" yarattı!
Doğaldır ki, hangi kurumda ya da sokakta her ne olursa olsun işin ucu Çankırı Valiliğine ve o makamda oturan "valisine" dokunduğundan, böylesi "sevimsiz" bir olaydan da Vali Şemsettin Uzun'un etkilenmemiş olması beklenemez!
Haberin içeriğinde yer alan "çirkin" olayın Sözcü18.com sayfalarından kamuoyuna duyurulması ile, polis kayıtlarına yansıyan mağdur ifadelerindeki "herşey internet kafeye gitmekle başladı" cümlesi, Çankırı Valisi Uzun'un talimatıyla oluşturulan "denetim komisyonu" pazartesi gününden itibaren, şehir içerisinde faaliyet gösteren 20 internet kafeyi denetleneye başlamış!
Vay ki ne vay! Adama sormazlar mı; "Şimdiye kadar yaptığınız internet kafe denetimleri ne sonuç verdi ki?" ve devamla: "Bu denetimlerle hangi olayı ya da olayları önlemeyi düşünüyorsunuz?"
İŞE "YİNE" YANLIŞ YERDEN BAŞLAMADINIZ MI SAYIN VALİMİZ?
Çankırı Valisi Şemsettin Uzun, yaşanan "çirkin" olayın Sözcü18.com sayfalarından kamuoyuna duyurulması sonrasında alel acel oluşturduğu komisyonu "internet kafelerin" üzerine yollamakla "iş yaptığını" düşünebilir! Bu bir icraat olarak da gösterilebilir! Ancak:
Vali Uzun'un, ortaya koyduğu bu icraatle yine üzülerek belirtelim ki yine "bataklığı" bir kenara bırakarak "sivrisineklerle" uğraşmayı tercih ettiğini gözlemliyoruz... Neden mi?
Sorunun kaynağı "sonuç itibariyle" internet kafeler olarak görülebilir! Tıpkı zamanın Milli Eğitim Bakanının hafızalarımızda yer ettiği cümlesi gibi: "Ah ah! Şu mektepler olmasa Maarifi ne güzel idare ederdim!"
Sayın Vali de böylesi bir cümle söylemiyor ama, galiba için için "Şu internet kafeler olmasa Çankırı'yı ne güzel idare ederdim" dediğini duyar gibi oluyoruz!
Mevcut internet kafeler, yaşanan sorunun en son halkası! Ya olayların birinci halkası nerede? O halkayı neden ifade etmiyorsunuz? Ve bilinen "birinci halkanın" üzerine neden gitmiyorsunuz?
Milli Eğitim camiasında yaşanan olayların birinci halkası "Okul Müdürleri"dir! Nasıl ki, "okullarda yaşanan başarının" sahipleri kendileriyse, yaşanan "kötü olayların" da sahipleri okul müdürleridir!
Okulun başarısını yükselten "öğrencinin" yanında boy boy resim çektirmesini bilen okul müdürleri, aynı okulda öğrenim gören ve "kendisi istemediği (ya da istediği) bir olaya bulaşmış" öğrenci ile ilgili "neden sorumlu" olmaz?
Güzeli "ben yaptım" diyen okul müdürü, iş "çirkine" ya da "kötüye" gelince "benim sorumluluğum yok" deme lüksüne sahip olabilir mi?
Ama, realiteye baktığımızda, mevcut durumlarda okul müdürleri hem "kötüye" sahip olmama gibi hem de adı "tatsız olaya karışmış" öğrenciyi, "okuldan atma" gibi bir eylem içerisinde dahi bulunmaktadır!
Okul idarecilerinin böylesi ve benzer tutumları bize göre "işin endazesini" kaçırmıştır! Şehrin valisi, "okul müdürleri" ile ilgili "yaptırım" ve "baskı unsuru" olma dirayetini "maalesef ve maalesef" kaybetmiştir! Hoş, belki de Sayın Vali Uzun, İl Milli Eğitim Müdürü ile birlikte okul müdürlerine "bilinçli" olarak bu tür bir yaklaşım sergilemektedirler! Ancak, bizler, izlenen politikanın "gayri ihtiyari" olduğunu düşünmek istediğimizin bilinmesini istiyoruz.
ÇOK BASİT BİR ÖNLEM, MEVCUT ZARARI
OLABİLDİĞİNCE EN AZA İNDİRECEKTİR!
Bugün Milli Eğitimde öğrenim gören öğrencilere, yurdun her yanında, her okulunda öğretmenler tarafından verilen "ödevler" için yine üzülerek belirtelim ki "kaynak" olarak "internet" gösterilmektedir!
Öğrenci de bunun böyle olduğunu en ince ayrıntısına kadar bilmektedir! Diğer vilayetleri bir kenara koyarak, işi Çankırı geneline yaydığımızda, en azından okullarda öğretmenlerin, öğrencilere verdikleri ev ödevlerinde, kaynakçanın "kütüphaneler" olduğunu ve ödevle ilintili verilecek eserlerin kütüphanelerde bulunan "mevcut kitaplar" üzerinden verilmesi dahi, öğrencinin isteyerek ya da istemeyerek uğradığı internet kafelere gitme refleksini "önemli bir ölçüde" kıracaktır!
Bu durumu dahi gözardı edebilen bir Eğitimci kadrosu ile bizler günümüzü geçiriyorsak, söylenecek sözün ya da sorunla ilgili düşünce üretmenin "anlamsızlığını" da kavradığımızın bilinmesini isteriz.
YAZIYA EK: Haber merkezimizin elde ettiği bilgilere göre, "çirkin olayın" sayfalarımızda yer almasından sonra, Çankırı'daki bütün okul müdürlerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kaleme alınan bir "mektup" gönderildiği, daha sonra okul müdürlerinin tamamının katıldığı iki toplantının gerçekleştirildiğini şeklinde. Okul ve okul idarecileri ile ilgili yapılan bu tür icraatlerle ilgili herhangi bir açıklama yapılmaması da sizce tuhaf değil mi! Bütün bunları neden mi yazıyorum! Bu sayfalardan yayımlanan haber ve haberin yorumuna yaklaşık 70'e yakın gelen "okuyucu yorumlarının" (hoş o satırlara yorum da denmez ya!) çoğunluğu utanmadan ve sıkılmadan haberimizin "yalan" olduğunu söylüyordu! Gizlenen "icraatlerin" altında yatan temel neden Sözcü18.com sayfalarında yer alan haber ile "okuyucu yorumlarındaki gerçek dışı iddiaları pekiştirme" gayretinden başka bir amaç gütmese gerektir! (V.B)
Fotoğraf 2: 17 Mart 2010 tarihli Karatekin gazetesinde yer alan haberin kupürü.