Geç de olsa bastıran sıcaklar nedeniyle serinliğe, özellikle de suya olan ihtiyaç kendisini her daim fazlasıyla hissettirmiştir.
Sadece serinlemek için mi… Tabii ki hayır… Özellikle kadınlarımızın “su”ya olan ihtiyaçları biz erkeklerin duyduğu ihtiyaçtan çok daha fazladır…
Hele hele yaklaşan şu Ramazan ayı öncesini yaşadığımız bu günlerde …
Bir de üstüne üstlük Çankırı adına “yüz yılın projesi” olarak adlandırılan Güldürcek’ten gelen suyun borulara verilmesinden sonra yüzlerde beliren “tebessüm”ün çok kısa bir sürede “sularımız akmıyor” feryatlarının çoğaldığını görmek, insanı ister istemez düşündürüyor!
ADETA"SEYYAR TAYYAR" ÖRNEĞİ GİBİ
Çankırı’nın yıllardır yaşadığı su sorununu ortadan kaldıran ve Ak Parti hükümeti ile birlikte 22. Dönem Çankırı milletvekillerinin (Prof. Dr. Hikmet Özdemir, İsmail Ericekli ve Tevfik Akbak) yoğun gayretleri ile projelendirilerek 80 km ötedeki Güldürcek’ten borularla Çankırı’ya getirilen su, bugünlerde musluklardan ak(a)mıyor!
500 günlük projenin yaklaşık 1000 günde ortaya çıktığını hatırladığımızda sorulması gereken soruları da sıralama ihtiyacı hissediyoruz!
Muhatabı kim mi?
Tabii ki Belediye Başkanı İrfan Dinç!
TV dizisi Çocuklar Duymasın’ın sevilen karakteri “Seyyar Tayyar” misali, yapılan her güzel işi üstlenmekte beis görmeyen Başkan Dinç, Güldürcek’ten gelen suyu da (hiç alakası olmadığı halde) “belediye projesi” haline dönüştürerek “Ben yaptım, ben buldum, ben getirdim” masallarıyla bugüne kadar bolca sıraladı!
Sonuç! Tıpkı “seyyar Tayyar"ın dediği gibi, aynen gerçekleşti: Patladı gitti!
80 KM BORU DÖŞENİRKEN, BAŞKAN DİNÇ
SUYA MI, YOKSA GÖĞE Mİ BAKIYORDU!
80 sonrası Turgut Özal Başbakanlığında, Mustafa Kale’nin Çankırı Belediye Başkanı olduğu dönemde yenilenen şehrin su şebekesi, aradan geçen yaklaşık 25 yıllık sürede olması gereken yıpranmayı yaşayarak bugün için “işlev göremez” hale gelmiştir!
Güldürcek’ten getirilecek suyun ilk harcı konulduğunda tarihler Mart 2007’yi gösteriyordu!
O tarihte de Çankırı’nın su şebekesi 22’nci yılını yaşıyordu... Ve Belediye Başkanlığı koltuğunda da bugün olduğu gibi o gün de İrfan Dinç vardı…
2007’den bu yana “Güldürcek’ten suyu ben getirdim! Çankırı Belediye Başkanı olarak kimsenin hayal edemeyeceği projeyi gerçekleştirdim” (!) diyen Başkan Dinç, geçen süre içerisinde sanıyorum ki sadece gökyüzünü seyretmiş, ya da gelecek olan suya “melül melül” bakmış!
OYSA…
Geleceği görebilen, başkanlık yaptığı şehri düşünen bir belediye başkanı, hele hele Çankırı’nın Belediye Başkanı, Güldürcek’te kazma vurulduğu gün başına karaları bağlaması gerekirdi!
“Elimdeki kentin su şebekesi ömrünü tamamlamış durumda! Güldürcek’ten 500 gün sonra gelecek su, bu şebeke ile vatandaşın musluğundan akmaz! Hükümet bu suyu bu şehre getirecekse, ben de belediye başkanı olarak mevcut şebekeyi yenileme için arayış içerisine gireyim” diyerek hiç değilse uykusunu kaçırırdı!
Ama nerede!
“Su gelecek, musluklardan damacana kalitesinde su akacak! Su gelecek, vatandaş gülecek” şeklinde demeçler vermekle birlikte, sadece “zil takıp oynamadığı” kalmıştı geçen yıllar içerisinde…
İlk kazmanın vurulduğu gün ile ile suyun musluklardan aktığı gün arasında yaklaşık 1000 gün “yangel Osman” misali yatan Başkan Dinç, şimdi yaşanılanlar karşısında “Ramazan ayı sonrasında kazmalar vurulacak, şebeke değişecek” (!) teranesinde!
Bildiğim o ki; şehrin altyapısının değiştirilmesinin maliyeti 40 milyon Euro! Böylesi bir kaynak da bugün için ortada yok! (Seçimler öncesinde 23. Dönem milletvekili Suat Kınıklıoğlu’nun AB’den şehrin altyapısının yenilenmesi için kaynak arayışında olduğunu duymuştum)
Modern depolar yapıldı… Güldürcek’ten su basıldı… Şebeke Güldürcek suyu ile doldu!
Sıra geldi musluklara su basılmaya!
Ve depolardan su basıldı!
Ne mi oldu?
Patladı gitti!
Gerçekten sen buldun sayın başkan!
Namın yürüsün “Seyyar İrfan” (!)