2 Eylül'de saat 23:00 sıralarında İstanbul Ümraniye Ihlamurkuyu Mahallesi Petrol Yolu Caddesi üzerinde 26 suç kaydı bulunan Yunus Emre Geçti (19), polis ekipleri tarafından gözaltına alındığı sırada, polis memurunun silahını alarak polislere ateş açtı. Polisin, Yunus Emre Geçti’ye karşılık vermesiyle çıkan çatışmada ağır yaralanan polis memuru Şeyda Yılmaz (27), kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
"BİRİ CENNETE BİRİ CEHENNEME GİTTİ"
Olayın ardından katil zanlısı Yunus Emre Geçti’nin annesi Pınar Geçti, Sözcü’den Ali Selim Yamanlı'ya konuştu. Geçti, "Bu üzüntünün içinde çok acı çekiyorum, ben de vuruldum. Şeyda polisimize Allah rahmet eylesin, Allah ailesine sabırlar versin. Hiçbir şey diyemiyorum artık biri toprağın altına Allah’ın yanına gitti. Allah cennet yüzü göstersin. Biri de cehenneme gitti orada ne yapıyor hiç bilmiyorum. O kadar dayak yedi neler oldu hiç bilmiyorum" dedi.
"KEŞKE BEN ÖLSEYDİM"
Adalet Bakanı'na seslenen Pınar Geçti, "Siyah poşete koyulmasına gerek var mıydı? Bunu da geçtim hayvan arabasına bindirilmesi gerek var mıydı? Adalet Bakanımız neredeysen bana ulaşmanı istiyorum. Siyah poşet ve araba çok zoruma gitti. Keşke polisimiz ölmemiş olsaydı. Keşke polis ölene kadar ben ölseydim. Madde bağımlısı olan bir çocuk birini toprağa koydu kendisini de cezaevine koydu" ifadelerini kullandı.
"KAÇ DEFA SAVCIYA GÖNDERDİK"
Dede Bayram Geçti ise "Cezaysa cezasını versinler, idamsa idama versinler. Ben o ölen polisin ailesinden özür diliyorum. Ne gerekiyorsa biz evine gideceğiz. O da bizim bir evladımız. Bu çocuk karakoldan kaçtığı zaman niye sahip çıkmadılar. Çocuğu gece gündüz eve alamadık. Kaç defa savcıya gönderdik, evden uzaklaştırma kararı çıkarttık, tutuklama kararı çıkarttık" ifadelerini kullandı.